bölüm on - aşık ol

2.8K 194 70
                                    

Lalisa, sabah olduğunda ek odanın uzun koltuğunda buldu kendini. Doğrulduğunda da küçük koltukta oturmuş halde uyuyan Jungkook'u gördü. Onu görmesiyle dün gece ki her şey zihnin de birer birer canlandı. Belli ki saatlerce ağlamıştı. Gözleri ağrıyordu.

Ayağa kalkıp Chaeyoung'un şapkalarının olduğu dolaba doğru gitti. O kadar özlemişti ki onu. Şapkalara bakarken dolabın camından kendi yansımasını gördü. Tükenmişti. İçinde belli belirsiz bir nefreti vardı. Kime veya neye olduğunu bilmiyordu.

O sırada Jungkook uyanmıştı. Dolabın önünde yumruğunu sıkmış gözleri dolu dolu olan Lalisa'yı gördü.

"Uyanmışsın."

Gözlerini dolaptan ayırmadan konuştu.

"Artık gidebilirsin."

Şaşırmıştı. O da ayağa kalkmıştı.

"Burada nefret kusucak kişi sen değilsin Lisa."

Lalisa, Jungkook'a doğru döndü. Gözlerinde sadece gözyaşı yoktu.

"Bana onun ablası olduğu söyleseydin sana yardım ederdim."

"Güldürme beni. Bana nasıl yardım edeceksin? Ne yapabilirsin ki?"

"Bilmiyorum, bilmiyorum ama böyle düşmene izin vermezdim."

"Kimsin ki sen? Benim kimimsin?"

Lalisa'nın bağırarak kurduğu cümleyle Jungkook'un gözleri dolmuştu. Kim ki o? Doğru.

"Ben.. ben dün gece sen uyuyana kadar senin başında bekleyen adamım! Sana kızmaya diye gelip sana kıyamayanım. En önemlisi ne biliyor musun? Dün gece uyumaya çalışırken şu dünya da hiç kimsenin seni sevemediğini, seven kişileri karanlığa sürüklediğini söylediğini duyup da seni yalnız bırakmayan adamım. Ben seni o karanlıktan çıkarmak isteyen ve şu kısacık zamanda sana deliler gibi aşık olan adamım!"

Cümlesine tereddüt ile başlamış, haykırışları ile bitirmişti. Daha kendine bile kabul ettiremediği şeyleri öylece söylemişti. Daha dün onu sevmediğini söylemiyor muydu? Bu duygu ne kadar da nankördü. Belirsizdi.

Lalisa, ona sadece şaşkınlıkla bakıyordu. Gözlerindeki nefret kaybolmuştu. O dolu gözler şaşkınlıkla ve anlam veremediği bir sevinçle doluydu. Bu sevinç nereden geliyordu? Sadece üç hafta öncesine kadar hasta yakını olduğu için yaklaşamadığı adam için miydi?

"Jungkook..."

Jungkook, Lalisa'nın gözlerinde ki kötü olan herşeyin gittiğini gördü. Yavaşça yaklaşmak istedi. Ona doğru yürürken sadece gözlerine baktı. Belki de derinlerde kötü duygular vardır diyerek ikilemde kaldı ama yoktu. Gözleri ona gelmesi için yalvarıyor gibiydi.

Önünde durdu. Yüzlerinin arasında bir karış vardı. Eğer izin verirse onunla sonsuz olucaktı. Eğer vermezse de sadece ceketini alıp çıkacaktı ve kendi içinde herşeyi bitiricekti. Küçük bir onay arıyordu. Gözlerinde ki minik bir kıvılcım bile yeterdi aslında. Tam o sırada gözlerini kapattı. Kendini sıkmıyordu sadece bekliyordu. Olucakları.

Bir elini Lalisa'nın beline doladı. Elbisesi o kadar inceydi ki sanki tenini hissediyordu. Tüm hafta boyunca çok üşümüş diye düşündü. Diğer eliyle yüzüne gelen saçları arkasına doğru attı ve yanağını kavrayıp onu hafifçe kendine çekti. Yüzünde hiçbir yabancılama yoktu. Sanki pişman olmak yok der gibiydi. Gözlerini kapama sırası Jungkook'a geldiğinde dudakları da birbirlerine kapanmıştı. Dünya durmuş gibiydi. Her şey durmuş sadece dudakları birbirlerine aşklarını haykırıyor gibi oynuyordu. İkisi de ilk aşklarının canını yakma korkusuyla yavaştılar. Uzun zaman sonra beyninde eski olanları bulmuşlardı ve hiç bırakmak istemiyorlardı.

 Uzun zaman sonra beyninde eski olanları bulmuşlardı ve hiç bırakmak istemiyorlardı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Sevgi; bir insana duyulan ihtiyaçtır."
Yanlıştır bu tanım. Ona ihtiyacın olduğu için yanında olmak yalan, onu çok sevdiğin için yanında olmak gerçek olandır. Onun için endişelenmek, herşeye birlikte katlanmak, üstesinden gelmek ve birlikte sevmektir; sevgi.

*Bir geçiş bölümü oldu. Yeni bölüm en geç pazar günü gelir. Sizi seviyorum~~~♡♡♡
Aşkla kalın.

-hwbsyellow

Doctor - LiskookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin