Uyandım. Acaba kaç saattir uyuyordum?O korkunç kabusun bitmiş olmasını dileyerek yavaşça araladım gözlerimi. Hayır değildi bu bir kabus değildi. Çok yorgundum sanki bıraksanız 1 hafta uyurdum ama önce ne olduğunu anlamalıydım. Korkarak baktım etrafa, odanın içi bomboştu ve ben hala serumlara ve makinelere bağlıydım. Ne oluyordu annem ve babam neredeydi? Gücümü toplayıp bi hızla iyice açtım mavi gözlerimi. Hızla etrafı incelemeye başladığımda fark ettim ki başıma gelen olay basit bir olay değildi. Ben ne olduğunu hatırlamaya çalışırken kapı sesi ile başımı kapıya çevirdim. İşte annem oradaydı bana korkulu bi şekilde bakarken hemen arkasındaki babam iyi olup olmadığımı soran gözlerle bana bakıyordu. Annemin gözü beni gördüğü gibi bana doğru koştu . Annem beni sıkıca sararken babam hemşireyi çağırdı. Hemşire hızla odaya girerken annem beni bıraktı. Hemşire bana UFO gören masum köylü bakışı attıktan sonra serumu pardon serumları kontrol edip bana doğru eğilip
- Uyuyan güzelimiz de uyanmış kendini nasıl hissediyorsun Sahracım?
Cidden ya kendimi nasıl nasıl hissediyorum?
- Ben.. yorgunum. Bana ne oldu?
Hemşire korku ile anneme ve babama bir bakış attıktan sora bana dönüp küçük bir bebeğe anlatırmış gibi
-Zor bir trafik kazası geçirdin ama merak etme hemen iyileşeceksin.Şimdi anlat bana ne hatırlıyorsun?
Nasıl ya ben kaza mı geçirmiştim hiç bi şey hatırlamıyordum ki ne anlatsaydım?
Hemşire sorusuna uzun süre cevap vermeyince bana dönüp
- Kolay sorular ile başlayalım senin adın ne? Kaç yaşındasın?
Ufak bir beyin fırtınası yaptıktan sonra anlatmaya başladım.
- Ben Sahra Kara. 15 yaşındayım.
Bi an hemşirenin suratına baktım kumral saçlarını kocaman topuz yapmıştı ve gözlerindeki yuvarlak gözlük çok güzeldi ama epey yorgun görünüyordu, başımı anneme çevirdim gözlerinde ki umut bi anda silinivermişti. Başımı babama çevirdiğimde ise bana hadi kızım anlat der gibi bir bakış vardı gözlerinde.
- Evet çok iyi gidiyorsun Sahra peki anneni hatırlıyor musun?
Elleri ile annemi gösterince annemin ağlamaklı suratına bakınca bi an içim dağıldı.
- Evet hatırlıyorum.
-Bize bir de anneni anlatır mısın?
- Annem Sultan 13 nisan doğumlu.
Annemin yüzünde öyle bir mutluluk vardı ki bi an bana yaklaşıp evet kızım başardın imkansızı başardın diyip bana sıkı sıkı sarılacak gibi hissettim. Hemşirenin konuşması ile başımı ona çevirdim.
-Bir de bize son olarak babanı anlatır mısın Sahra?
Başımı hafifçe onay verircesine salladım.
- Babam Mustafa 5 Şubat doğumlu.
Babamın rahatlamış bir ifade ile derin bir iç çektikten sonra anlıma küçük bir öpücük kondurdu.
- Tamam Sahracım durum sandığımızdan çok daha iyi. Şimdi ben doktor beyi çağırıyorum. Sanırım seni yoğun bakımdan çıkarırız.
Bir anneme bir babama baktığım sırada hemşire odadan çıkınca başımı anneme çevirdim
- Anne ne kadardır buradayım
- 1 haftadır annecim.
İşte bu beni korkutmuştu.
- Tam olarak ne oldu?
Annemin gözü dolunca babam hemen söze girdi
- Biz senin yanında değildik kızım ama olayı kameralardan izledik. Doruk diye bir çocukla okul çıkışı sinemaya giderken yola hızla atlayınca...
Babamın sesi titriyordu. İlk defa benim bebekliğinden beri tanığım en güçlü adamın sesi titriyordu. Devam etmesine gerek yoktu bir araba bana çarpmıştı. Zaten devam etmesini istemiyordum. Aslında babamı bu halde gördükten sonra hiç bir şey istemiyordum. Ama sorun şuydu Doruk kim? Annemle babam içten içten ağlarken bu soruyu soramazdım.
