Giriş

6.2K 203 144
                                    


10 yıl önce

Doyoung

Tanrım, şansımı sikeyim.Elimde valizle kocaman kapıya bakıyordum. İçimden küfretmenin daha fazla işe yaramayacağını fark ettiğimde valizi sürüklemeye başladım. O kadar büyük kapıya rağmen bina o kadar da büyük değildi. Başımı kaldırıp tabelaya bir daha baktım. 'Necati Erkek Yetiştirme Yurdu' Bu ne biçim isimdi böyle diye söylenmiştim ilk duyduğum da. Hala garip geliyordu. Kapıya yaklaştıkça etrafta birkaç yüz gözükmeye başlamıştı. Bu yüzden çevreye ufak bir bakış attım. Bazıları üzgün gözlerle bakarken bazıları heyecanlı bir şekilde bana ve elimde ki valize bakıyorlardı. Yeni olduğum her halimden belliydi. Daha fazla oyalanmadan adımlarımı hızlandırıp hızla binaya girdim. Müdürün odasını bulduğumda kapıyı çalıp içeri geçtim.

"Merhaba efendim ben Doyoung." dedim karşımda ki orta yaşlı kadına ve hafifçe gülümseyerek eğildim.

"Seni bu kadar erken beklemiyordum Doyoung." diyerek gülümsedi. Pek cana yakın durmuyordu. Hatta direk sinsi diyebileceğim bir tipi vardı. "Öteki yurdun seni buraya neden gönderdiğini biliyorsundur." diyerek devam etti. "Bu yüzden uzatmayacağım. Dışarı çıktıktan sonra sağa dön koridorun sonundan tekrar sağ yap ve yurt odan solda ki kapı da kalıyor. Şimdi dışarı çıkabilirsin. Ve Doyoung lütfen sorun çıkarma olur mu? Buradan gidebileciğin hiç bir yer yok."

Başımı sallayıp odasından çıktım. Soktuğumun yerine neden geldiğimi tabi ki biliyordum. Öteki yurdum eşcinsel olduğumu anlamıştı. Ben daha yeni farkına varıyordum onlar nasıl anlamıştı hiçbir fikrim yoktu ama sonucunda buradaydım. Ceza mı ödül mü olduğunu anlamadığım bu eşcinsellerle dolu yurttaydım. Hiç değilse dışlanmayacağımı düşünerek odaya gelmiştim bile.
"Kaç tane yatak var burda böyle anasını satayım" diye fısıldadığımda biri kafasını arkadan kulağıma yaklaştırıp "21 tane var, Tavşancık" diye fısıldadı. İrkilip arkamı döndüğüm de az önce dediğim ceza lafını geri alıyordum. Bu karşımda ki gamzeli çocuk anca ödül olabilirdi.
'Bu odada küfür yasak Tavşancık. Bir daha ki sefere dikkat etsen iyi olabilir.' deyip yanağımı sıkıp bi tane yatağa oturdu. Kaşlarımı çattım.
'Tavşancık?'
"Tavşana benziyorsun. Adın ne?"
"Doyoung" dedim yavaşça. "Senin adın ne?"
"Jaehyun, kaç yaşındasın? Ben 13 yaşındayım."
"Ben 14 yaşındayım." diyip güldüm. Benden büyük duruyordu.
"Hyungmuşsun" diyerek ofladı. "Ama sana hyung demek istemiyorum ben."
"Demek istemiyorsan deme öyleyse. Önemli değil." dedim. Çok takılmazdım böyle şeylere.
"Tamam o zaman Tavşancık ben milleti çağırayım da gelip seninle tanışsınlar. Bu arada sende bu yatağa yerleşebilirsin."
diyip bi tane üst ranza göstermişti. Kafamı sallayarak onayladım. O da hızlıca odadan çıktı. Çok tatlıydı. Tanrım,ben yanlışlıkla az önce başka kelime kullanmışım da ben kesinlikle, şansımı seviyim. Elimde ki valizi hızlıca yerleştirdim. Çok bir eşyam yoktu zaten. Ben valizi kapatırken Jaehyun yanında bir sürü kişiyle gelmişti. Ben millet diyince 3-5 kişi sanmıştım. Sanırım tüm odayı çağırmıştı.

"Çocuklar bu Doyoung. 14 yaşındaymış." dedi beni gösterip sonra da sırasıyla çocukları tanıtmaya başladı. "Bu Taeil hyung en büyüğümüz. Yakında buradan ayrılmamız sağlayacak kişi kendisi 16 yaşında. Boyunun bu kadar kalacağını düşünüyoruz bu arada hiç uzama eğilimi göstermiyor çünkü." dediğinde Taeil hyung Jaehyun'un kafasına hafifçe vurup bana dönerek güldü. "Bu Johnny Hyung. Bu da uzamasını durduramıyor." diyip sol taraftakilere döndü. " Bunlar da Taeyong, Yuta ve Kun hyung. Anne gibi yapıları ve korumacı tavırları var bilgin olsun. Yuta hyung hariç tabi. Bu, Ten hyung dans etme de üstüne kimseyi görmedim. Ten ve Kun hyungla aynı yaştasınız." diyerek güldü. "Evet durmayalım devam edelim şimdi maknae line'ı tanıtıcam sana bunları hızlı geçiyorum. Winwin, Jungwoo, Lucas, Mark, Xiaojun, Hendery, Renjun, Jeno,Haechan, Jaemin,Yangyang, Chanle ve biricik maknaemiz Jisung." dediğinde hepsine gülümsedim ve içimden bir siktir çektim. Adlarını unutmuştum bile.

" Merak etme" dedi bana bakıp "2 güne kalmadan herkesin adını ezberliyeceğine eminim"
Gülerek onayladım onu. Daha sonra ise tüm günümüzü konuşarak geçirdik. Hepsi buraya nasıl düştüklerinden bahsetmişti. Hiçbiri kafaya takıyora benzemiyordu. Bu yüzden ben de takmamaya karar vermiştim. Jaehyun'u gördüğüm de dediğim gibi bu yurt gerçekten ödüldü.

Tüm gün konuştuktan sonra gece yatağa geçtiğimde yorgundum ama düşünceliydim. Kafam da anlattıkları Taeil hyungun olayları dönüyordu. Dediklerine göre Taeil hyungun böyle bir yurtta kalmasının sebebi dedesiymiş. Ailesinin eşcinsel olup olmamasıyla ilgili problem yokmuş. Aşırı zenginlermiş. Dede de ben böyle bi torun kabul etmem kimseye de para falan vermem deyince ailesi de Taeil hyungla anlaşmış. Ne paradan ne de oğullarından vazgeçmişler. Onu buraya yollamışlar. Dede ölünce ve parayı onlara bırakınca onu buradan alacaklarmış. Taeil hyung tabi buradakilerle çok iyi anlaşınca o da ailesiyle bi anlaşma yapmış. Bu odada ki tüm arkadaşlarını çıkaracaklarmış. Bunu duyunca bi gülmüştüm. Taeil hyung güldüğümü görünce paranın neler yapabileceğini tahmin bile edemezsin demişti. O yaşlı adam o kadar zenginmiş ki Taeil hyung, bu yüzden benden çok sevdiği o parasını çok güzel bi şekilde tüketicem demişti. Sonra ise Dedenin şuan da yoğun bakımda olduğunu öğrendim. Ölmek üzereydi. Yakında burdan gideceklerini düşününce ürperdim. Beni bırakmazlardı değil mi? Tekrar yalnız kalmak istemiyordum.

Tam olarak 2 ay geçmişti. Jaehyun'un dediği gibi herkesin adını 2 gün içinde ezberlemiştim. Oda da küçük fazla küçük olduğu için küfredemeyeceğimi öğrenmiştim. Çok eğlencelilerdi. Hepsiyle aynı okula gitmeye başlamıştım ve bu da başıma gelen ikinci en güzel olay olabilirdi çünkü her şey mükemmel bir şekilde gidiyordu. Şimdi de hep birlikte Jisung ve Chenle'nun tartışmasını izliyorduk. Chenle okulda yeni bir arkadaş edinmiş ve Jisung'u öğle arasında yalnız bırakmıştı, güya, çünkü Jisung öğle arası bizim yanımızdaydı ve yalnız değildi. Jisung'un gözleri dolunca Chenle dayanamayıp tamam bi daha seni yalnız bırakmıycam özür dilerim deyip sarılmıştı. Chenle sarılınca yüzü bize dönük olan Jisung'un şeytan sırıtışı yaptığına yemin edebilirdim. Resmen sahteden ağlamıştı ve Chenle bunu yemişti. Benim şoka giren yüzümü gören Kun yavaşça koluma vurup güldü. "Alışırsın." deyiş yavaşça kulağıma eğildi. "Chenle'nun efsane bir Jisung zaafı var kendinden küçük bir tek o olduğu için galiba. Birbirlerine pek hayır diyemiyorlar. Jisung da bu zaafı bildiği için sahte gözyaşı kullanıyor. Oda da ki en küçük olabilir ama en zeki kişi olduğuna eminim" deyip çekildi. Kafamla onayladım. Kesinlikle katılıyordum. Lucas tam onlara bulaşacakken içeri Taeil hyung girdi.
"Ölmüş" dedi yavaşça sonra gözlerini büyültüp bize baktı. Sanırım idrak etmeye çalışıyordu. Sevse de sevmese de dedesimiş ve bu olaylar olmadan önce çok yakın olduklarını söylemişti Taeil hyung. Sonra koşarak Johnny hyunga sarıldı.

"Çıkıyoruz artık burdan. Kurtuluyoruz. Hiçbirinizin çıkınca bize ne olacak diye düşünmesine gerek kalmadı artık.  Annem aradı az önce yarın bir kaç araba gönderip bizi aldıracakmış. Benim cenazeye gitmem gerekliymiş ama. Ben orda tek duramam ki. Johnny benimle gelirsin demi? Yalnız bırakmazsın beni orada." dediğinde Johnny hyung kafasını salladı.
" Ağlamak istersen ağlayabilirsin Hyung. Kendini tutmana gerek yok. Kimse burda sana neden ağlıyorsun demez. " Johnny hyung bunu der demez ağlamaya başlamıştı. İçinde tuttuğu bariz bi şekilde belliydi zaten. Belli belirsiz bir şeyler söylüyordu ağzının içinde. Johnny hyung saçını okşamaya başladı yavaşça. Sonunda ikisi de Taeil hyungun yatağında uyuyakaldılar. Hepimiz sessizleşmiştik. Rahatsız etmemek için onları öyle bırakıp bahçeye çıktık. Önce kimse bir şeyler diyemedi. En sonunda konuşan Jaehyun olmuştu. Hala bu çocuğa aşırı düştüğümü de belirtmek isterim.
"Aman Tanrım! Bu cidden oluyor mu şuan kurtuluyor muyuz gerçekten." diyip gülerek bahçeyi turladı. Onun bu hali hepizi güldürmüştü. Kafamı çevirirken gözüm Taeyong hyunga takıldı. Kafasını kaldırmış tabelaya bakıyordu.
"Ne düşünüyorsun? " dedim ona doğru dönüp. Bana bakıp güldü. "Necatiyi NCT yaptım az önce. Biz artık bir avuç Nct'yiz."

Boys ~ NCT '✓' Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin