9. BÖLÜM

1.3K 110 38
                                    

Yazardan

Aradan 4 gün geçmişti. Ev ahalisinde her şey yolunda gözüküyordu. Aslında sadece gözüküyordu çünkü hepsi içten içe sorunlarıyla uğraşıyordu. Akşam yemeğinde hepsi sofrada toplanmıştı, Lucas da dahildi, birbirlerine bakıyorlardı. Taeil hepsinin suskunluğunu fark edip ilk adımı o atmıştı.

"Naptınız bakalım bugün?"

"Ben, Renjun, Xiaojun, Mark ve Haechan ile birlikte Jisung'un sahne provasına gittik." demişti Chenle.

"Ben de çekimler biter bitmez hemen ülkeye döndüm." diyen Lucas'a baktı herkes.

"Sen ve çekimler biter bitmez dönmek? Hiç senlik hareket değil. Manken iyi değil miydi?" diye dalaştı Mark.

Lucas sadece göz devirmişti.

"Ben de mezuniyet çalışmasındaydım tüm gün. Haftaya benim de sahnem var ama bende ki biletler sınırlı bu yüzden hiçbirinizin gelmesini istemiyorum. Elimde sadece 3 bilet var."

Jungwoo bunu dedikten sonra herkeste bir sessizlik olmuştu. Hepsi gitmek istiyordu.

"Ama bilet işini halledemez miyiz? Ben gelip seni sahnede görmek istiyorum." demişti Jaehyun. "O 3 bileti ne yapacaksın peki?"

"Çağırmak istediğim birileri var. Bu hafta sonu belli olacak eğer olmazsa içinizden boş olanlar gelir."

"Birileri?" demişti Yuta.

"Evet hyung. Kesin bir şey olmadan sizle konuşmak istemiyorum. Bu yüzden haftaya anlatırım."

"Peki o zaman." diyerek konuşmak isteyen herkesi susturmuştu Taeil. "Yine de içimizden birisi bile olsa gelsin Jungwoo. Olur mu?"

"Tamam hyung. Winwin gelir zaten." demişti Jungwoo. Winwin de kafasıyla onaylayınca masada tekrar sadece yemek sesleri duyulmaya başlamıştı.

"Siz hala küs müsünüz?" diye sordu Haechan, Jeno ve Jaemin'e bakıp. İkili birbine bir bakış atıp Haechan'a döndü. İkiside cevap vermemişti.

"Jaemin uzatmasana daha fazla çocuk haklı işte." demişti Taeyong. Diğerleri de onaylamışlardı. Çocuklar sadece Jeno'yu dinlediği için Jaemin'i haksız görüyorlardı. Jaemin gözlerini kocaman açıp Taeyong'a baktı. 'Neresi haklı?' diye geçiriyordu içinden. Tüm gün boyunca proje arkadaşının ona yavşamasını çekmişti. Onu neredeyse öpecekti o çocuk. Jaemin kendini resmen zor kurtarmıştı. Sinirle dişlerini sıktı.

"Tabi haklı." dedi Jaemin masadan kalkarak. "Kesinlikle yüzde yüz haklı." deyip odasına çıkmıştı. Kapıyı kapatıp kitledi.

O masadan öyle kalkınca Renjun ofladı. Karışmak ve kimsenin karışmasını istemiyordu aslında ama hyungları konuşunca o da konuşması gerektiğini anladı. Yoksa işler yokuşa sürülecekti.

" Aslında karışmak istemiyordum. Sizin de karışmanızı istemiyordum hyung. Onlar artık arkadaş değil, sevgililer. Aralarında ki her problemi biz çözemeyiz.Tartışmalarını kendi halletmeleri gerek. Elbette yanlarında olacağız ama bu şekilde değil." deyip hepsine baktı. "Jaemin'le konuştum ben o gün kahvaltıdan sonra, Jeno'ya neden bu kadar tepki verdiği hakkında, hiç biriniz o gün ona sormamıştınız çünkü ben de merak ettim. Böyle bir meseleyi pek büyültmezdi. Sen bile neden trip attığını sormadan yargılamışsın Jeno. Hepiniz Jeno'nun arkadaşı için olduğunu düşünürken sıkıntı Jaemin'in takım arkadaşındaymış." dediğinde Jeno eliyle kafasına vurdu. Lanet olsun diyordu içinden. Onu sınıftaki o lanet çocukla eş olmak zorunda bırakmıştı. Yaptığı hatayı fark edince küfretti. Renjun ona bakıp kısa bir an sessiz kaldı. Diğerleri hala ona bakıyordu devam etmesi için.

" Bundan sonrasını benim anlatmam ne kadar doğru bilmiyorum ama bilseniz iyi olur. Çocuk bir süredir ikisine bakıp duruyormuş. Bugün de çalışırken Jaemin'e Jeno'yla neden ayrıldığını sormuş. Ayrılmadık deyince de yalan söyleme niye proje de eş değilsiniz ve yanyana oturmuyorsunuz o zaman deyip Jaemin'i öp-" cümlesini bitiremeden Jeno masadan fırlamıştı. Arkasından bakarken Renjun cümleyi tamamladı." - meye çalışmış. "

Masa susup vicdan azabına düşmüştü. Taeyong özellikle karıştığı için suçlu hissediyordu. Ten bunu fark edip masanın altından elini okşadı. Hemen herkes Jeno'yu haklı bulmuştu ve dinlemeden yargılamıştı o gün. Olayı bilmeyen Jungwoo hariçti. Neler olduğunu az çok anlamıştı ama, onun dinlemediği telefonuyla ilgilendiği o gün sofrada dönen muhabbetin devamıydı bu.

"Kesin bizimle uzun bir süre konuşmaz. Gönlünü nasıl alıcağız?" dedi sonunda Chenle.

"Biz bir şekilde alırız ama Jeno nasıl alacak onu merak ediyorum." diyerek cevapladı Jisung.

Hepsi sessizliğe gömüldüğünde üst kattan Jeno'nun bağıran sesi az da olsa geliyordu. Jaemin kapıya yaslanıp yavaşça oturdu ve bekledi. Açmayacaktı. 4 gün boyunca onu umursamayan birini o neden umursasındı ki?

"Aşkım özür dilerim. Kapıyı aç, ne olursun." diyerek kapıya vurmaya başladı Jeno. " Ne olur kapıyı aç, konuşalım. Lütfen!"

Jeno defalarca kez yalvardı. En sonunda o da kapının önüne çökmüştü, oturuyordu. Aşağıdakiler yukarı çıkmaya korkuyordu. Jeno gözlerini sıkıyordu ağlamamak için. Resmen takmayacağı bir şeyi kafasına takmış ve sevgilisini incitmişti.

"Nolursun aç kapıyı, lütfen konuşalım. Jaemin yalvarırım. Salak olduğumu biliyorsun."

"Sana tam 4 gün verdim gerizekalı. Hatanı anlarsın diye sana tam 4 gün verdim. Belki anlarsın dedim ya da bugün neden moralim bozuk eve geldiğimi sorarsın diye bekledim. Bencil Jeno ne yaptı dersin? Sormadı. Yüzüme bile bakmadı doğru dürüst. Ben senin projede eş olmadı diye küsen yakın arkadaşın değilim Jeno. Ben senin sevgilinim. Sen benim sorumluluğumu almalıydın. Bütün sınıf benimle yapmak için sıraya girdiğinde sevgilim benimle yapacak diyen kişi olmalıydın. Sen istemiyorum dediğin için hoca beni o salak çocukla eşleştirdi. Karşı bile çıkmadın. Bu yüzden git burdan. Gözüme gözükme bir müddet. Sevgin belki de yakın arkadaşa duyulan bir sevgiydi. Belki de biz arkadaş kalmalıydık? "

" Jaemin yalvarırım, abartıyorsun lütfen. Kendini böyle düşüncelere sokma. Ben sana aşığım. Lütfen aç o kapıyı. O çocuğu da öldüreceğim. Onun o seni öpen dudaklarını da yakacağım. Lütfen, aç konuşalım. "

" Kimsenin beni öptüğü yok. Böyle bir şeye izin vereceğimi mi sanıyorsun? Sana ordan nasıl gözüküyorum? Git burdan. Benim seninle konuşacak bir şeyim yok. Biricik arkadaşında kalacaktın bugün proje için oraya git Jeno." deyip müzik çalarına bastı Jaemin. Tüm evi yüksek sesli müzik doldurmuştu.

Jeno'nun sesi artık içeri gelmiyordu. Jaemin yatağına yatıp ağlamaya başlamıştı. Önce içinden çok mu abarttım acaba diyordu ama sonra haklı olduğu geliyordu. Abartmamıştı. 4 gün boyunca hatasını anlasın diye beklemişti. Bir küçük özürle halolalacak mesele ne hale gelmişti. Bugün o projeyi yapmaya gittiğinde yanında gelebilirdi. 4lü çalışabilirlerdi. Böylece o çocuk onu rahatsız etmezdi ama tabi Jeno beyefendi arkadaşıyla geceleyip bitirecekti projesini.

Jeno hala kapıda bekliyordu. Tam o sırada Jaehyun yanına gelmişti. Kapıda dizlerini başına yaslamış çocuğa yavaşça baktı. Hafifçe yanına oturduğunda Jeno da başını kaldırıp gelen hyunguna bakmıştı. Ne diyeceğini bilmiyor gibiydi. Müzik hala çok yüksekti bu yüzden konuşmadı ikisi de Jeno, Jaehyun'a sarılıp ağlamıştı sadece. Bir zaman sonra Jaemin müziği kapatmıştı ama hala kapıyı açmamıştı. Jeno ağlamaktan uyuyakalmıştı Jaehyun'un kucağında. O sırada Johnny de yukarı yanlarına çıkmıştı.

"Napalım?" demişti Jaehyun.

"Yatağına yatıralım. Daha sonra ikiside sakinleşip konuşurlar." deyip Jaehyun'un kucağındaki çocuğu kucağına alıp odasına bıraktılar. Üstünü örtüp odadan çıktılar. Birlikte aşağı indiklerinde herkes suskun bir şekildeydi. Kimse bir şey diyemiyordu.

Diyecek bir şey de yoktu.

Boys ~ NCT '✓' Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin