17. BÖLÜM

1.3K 115 60
                                    

Haechan

Bir şey demek istiyordum ama Taeil hyung ağzımı bile açtırmıyordu. Bütün hyunglarım suçlulukla bana bakıyordu ama onların bir suçu yoktu. Hata bendeydi.

"Taeyong senden başlayalım mı? Sen demedin mi bunlara herkes birbirinden sorumlu diye niye dün gece Haechan'ı o barda yalnız bıraktın?"

"Üzgünüm hyung."dedi sadece sonra gözleri dolu bir şekilde bana baktı.

"Peki Kun, sen?"

" Özür dilerim hyung. Diğerlerinin odada içtiğini duyunca onlara bakmaya gitmiştim."

"Siz?" dedi Jungwoo hyunga dönüp. Daha fazla dayanamayacaktım.

"Hyung lütfen kes artık. Çocuk değilim ben. Kendi hatamın bedelini ödedim." dedim hızlıca.

"Ah demek kesmemi istiyorsun. Söyle o zaman Hae. Kim yaptı? Ne oldu?Neyin hatası?"

"Söylemek istemiyorum. Dayak yedim sadece işte bir şey olduğu yok." dedim fısıltıyla karışık bir şekilde. Onlara tüm hikayeyi tabi ki anlatmayacaktım.

"Neler olduğunu hemen anlatıyorsun." dedi Johnny hyung kızgınlıkla.

"Anlatmıyorum. Kesin artık gerçekten kimsenin suçu değil. Bir şey olmaz, geçer." dedim bağırarak. Birazdan sinirimden ağlayacaktım.

"Ne demek geçer. Şu haline bir bak. Bu görünen yerlerin, görünmeyen yerlerinde kim bilir neler var?" dedi Renjun.

"Gerçekten önemli değil. Acımıyor bile." dedim ama acıyordu.

Çok acıyordu ama bilmelerine gerek yoktu.

"Hyung ben biraz Haechan'la yalnız konuşabilir miyim?" dedi Renjun ama Taeil hyung daha cevap vermeden beni içerde ki odaya soktu. Arkadan kapıyı kitleyip yatağa oturttu beni. Banyoya gidip elinde sağlık çantası ile geri döndü.

"Önce bir duş almana yardım edeceğim sonra hemen pansumanını yapalım. Büyük bir yaran var mı? "

"Hayır." dedim gözlerim dolu bir şekilde. Üstümdekileri çıkarıp beni suyun içine soktu. Sıcak su bütün sinirlerimi gevşetmiş ağlamaya başlamıştım. Gözlerimi sımsıkı kapadım. Renjun yavaşça saçlarımı yıkadı. Yüzümde ki kan izlerini sildi hafifçe. Sonunda beni durulayıp çıkarttı. Belime bir havlu doladım. Sırtımda ve karnımda morluklar vardı. Tekme yemiştim.

Beni tekrar yatağa oturtup pansuman yapmaya başladı. Çok nazik davrandığını fark ettiğimde gözlerim doldu. Sabah beni fark ettiğinde de kafayı yemişti zaten. Pamuğa göz yaşımın düştüğünü fark edince bana baktı.

"Acıyor mu?"

"Acıyor." dedim yavaşça. Ona yalan söylemezdim, söyleyemezdim. Hemen anlardı beni. Saçlarımı düzeltti hafifçe. Sonra odada ki valizlerin birini açıp içinden kıyafet çıkardı. Büyük ihtimal Lucas'ın valiziydi çünkü tişört üstümde baya büyük durmuştu.

"Şimdi bana olanları anlat." dediğinde içerden bağırışlar geldi. Benim yüzümden birbirlerine girmelerini istemiyordum.

"Renjun tartışıyorlar içeri girelim, lütfen."

"Hayır. Bir şey olmaz. Bırak tartışsınlar sen bana en başından olanları anlatıyorsun hemen tamam mı?"

İstemiyordum ama anlamazsan daha kötü olacağını biliyordum.

"Hepsi bardan gittiğinde ben daha oradaydım ve içkiyi zaten yeterince kaçırmıştım. Sonra ben şey, biriyle tanıştım ve dedim ki herkes biriyle takılıyor sonuçta bende takılsam ne olur ki?"

Boys ~ NCT '✓' Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin