30. BÖLÜM

1.1K 125 132
                                    

Taeil

Başım ağrıyordu.

Giden Yuta'nın ardından odama çıkmıştım. Sandalyemi camın önüne getirip oturdum. Her şeyi boylu boyunca düşünmem gerekiyordu.

Evi sadece kısa bir süre için kapatmıştım. Akıllanmaları gerekiyordu. Yetişkin olmuşlardı ama sorumluluk sahibi değillerdi. Her zaman, her şeye kolay ulaşmışlardı.

Kendimi çok kötü hissediyordum. Ailem için kötü hissediyordum. Kendi ailem ile bile çok az görüşüyordum. Tüm vaktimi işe adamıştım. Bunun böyle sonuçlanacağını hiç düşünmemiştim.

Ne yapacağımı gerçekten bilmiyordum. Yuta haklıydı ama Winwin de haklıydı. Çocuklar sevgili olmakta özgürdü. Artık hepsi yetişkindi. Sadece kararların hepimizi etkilediğini fark etmiyorlardı. En ufak bir çatırtı bizi yerle bir ediyordu.

Odada bulunan mini buzdolabından küçük bir viski çıkardım. Sanırım içkiye ihtiyacım vardı.

Bol bol içkiye ihtiyacım vardı.

Jungwoo

Winwin'in ilacı içtiğine emin olup yatağa yatırdım. Odaya çıktığımız anda her yeri mahvetmişti. Perdeleri indirmiş masasını dağıtmış ve lambasını duvar da parçalamıştı.

"Sen odana git Jungwoo. Ben başındayım."

"Hayır." dedim hızlıca.

"Git. Kaç tane yolculuk geçirdin, bir de üstüne bu olaylar, şuan ölüyor olman lazım. Ben buradayım, git ve uyu."

"Tamam ama bir şey olursa beni kaldır."

"Tamam." dedi Jaehyun ve beni yerimden kaldırıp kapıya itekledi.

Odamın kapısını açtığımda yatağımda yatan bir Lucas beklemiyordum. Ben kapıyı kapatınca şaşkınca kafasını kaldırdı.

"Geldin mi?"

"En son hatırladığım kadarı ile benim odamdı burası."

"Hala senin. Gel." diyerek elini uzattı.

Uzattığı elini tutup yatağa oturdum.

"Çok yorgunum Lucas." diye fısıldadım. "Bir gün de çökmüş gibiyim."

"Biliyorum. Duş almak ister misin?"

"Hiç halim yok."

"Bekle." diyerek yerinden kalktı ve banyoya gitti. "Küveti hazırlıyorum."

Geri dönüp üstümü çıkarmasını izledim halsizce. Beni kucağına alıp küvetin içine bıraktı ve kendi üstünü çıkarmaya başladı. Hissettiğim su ile bütün vücudum gevşemişti. Arkama oturup sırtımı göğsüne yasladı.

Hissettiğim huzur ile gözlerim dolmuştu.

"Lucas," dedim fısıltı ile. "Özür dilerim."

"Dileme."

"Seni öpmemem gerekirdi."

"Önemli değil." diyerek omzumı öptü hafifçe. "Seni geri çekip öpmediğime dua et sen."

"Seni kırdım." dedim ağlamaya devam ederek.

"Ben de seni çok kırdım. Önemli değil artık hiçbir şey."

"Seni seviyorum. Seni çok seviyorum."

Kollarını belime dolayıp sıkıca tuttu. Burnunu saçlarım da gezdirmesi ile gözlerimi kapattım.

"Ben de seni seviyorum."

"Tüm bunlar bitince, her şeyi konuşalım olur mu?"

"Olur." dedi yavaş bir şekilde, sonra suyu saçlarıma tutmaya başladı. "Şimdi sadece seni dinlendirelim, tamam mı?"

Boys ~ NCT '✓' Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin