"ben senin öğretmeninim" diyerek kollarını beline dolamıştı Jungkook'un. "bana öğretmen gereken çok şey var öğretmenim." diyerek Taehyung'un dudaklarına yapışmıştı.
Burnumun kaşınması sinirimi bozmuştu. Uyumak istiyordum fakat burnumun kaşınması buna engel oluyordu. Tek gözümü açtığımda karşımdaki görüntüyle donup kaşlarımı çatmıştım. Beş saniye birbirimize öylece bakakaldıktan sonra yüzüne bir tane yapıştırmıştım Jimin'in. Fazla sert atmamıştım ama yine de kendini yataktan yere atıp ölüyormuş gibi yapmıştı geri zekâlı arkadaşım.
Baş ucumdaki telefonu alarak saate bakmıştım. Siktiğimin okuluna geç kalacaktık. Ayağa kalkıp yerde bayılmış taklidi yapan Jimin'in eline bilerek basıp geçmiştim. Arkadan anama sövdüğünde sırıtarak banyoya doğru ilerledim. Dişlerimi fırçalayacaktım, macunu elime aldığımda ortasından sıkılmış bir şekilde gördüm. Gözlerimi kapatıp birkaç saniye sinirimin yatışmasını bekledim ama nafile. Gözlerimi açıp Jimin'in macununu alıp çöpe sıkarak attım.
Aslında vahşi bir insan değildim fakat Jimin insanlıktan çıkmama neden oluyordu. Hangi akılla ev arkadaşı olmuştum ki? Yetmezmiş gibi aynı sınıftayız. Ama onu seviyorum, malın teki.
Odama geri geçtiğimde üstüne okul üniformamı giyerek boy aynasının karşısına geçip saçlarımı düzelttim. Çilek kokulu parfümümü sıkarken yere oturmuş çorabını giyen Jimin'e sıktım. "şimdi götüni siktim senin." dedikten hemen sonra ayağıma tekmeyi yemiştim. Kahkaha atarak çantamı sırtıma geçirip evden çıktım. Jimin'de geldiğinde kirazli nemlendiricimi sürmediğim aklıma gelmişti. Koşarak geri eve girdiğimde Jimin çömelip ağlarmış gibi yapmaya başlamıştı bile. Kirazlı nemlendiricimi sürdükten sonra evden çıkınca kafama bir darbe yedim. "orospu çocuğusun. " yediğim iltifata karşılık kıkırdayıp "teşekkür ederim, sen de öylesin canım arkadaşım, yalarım seni." "ıy, iğrençleşme Kook."
Okula geldiğimizde direkt sınıfa geçmiştik. En arkadaki sırama geçtiğimde Jimin'de Yoongi'nin yanına oturmuştu. Jimin uzun zamandır Yoongi'den hoşlanıyordu fakat Yoongi bir türlü ona yüz vermemişti. En sonunda konuşmaya başlamışlardı.
Arkada tek başıma oturuyordum çünkü derse odaklanamadığım için kimseyi yanımda istemiyordum. Bugün okulun ilk günü olduğu için ders programını bilmiyorduk. Nöbetçi öğrenci ders programını masanın üzerine bıraktığında sınıfın yarısı gidip ders programına bakmıştı. Dersin müzik dersi olduğunu öğrenince telefonumu cebime atıp kalemlik ve defter alarak müzik sınıfına doğru ilerlemiştim. Bir an önce müzik sınıfına gitmek istiyordum çünkü üstümdeki gözlerden pek memnun değildim. Saçlarımı pembeye boyatmıştım, bence yakışmıştı ama fazla dikkat çekiyordu. Müzik sınıfına gelip bir yere defterimi ve kalemliğimi koyup direkt elime okulun gitarlarından birini almıştım. Hep elektronik gitar çalmak istemişimdir ama çalabildiğim sadece akustik ve klasik gitardı. Parmaklarımı perdelerin üstünde gezdirirken baş parmağımla telleri ittim. Akoru bozuktu, akorunu yapmak istiyordum fakat bu gürültüde akorunu yapamazdım. Sınıfımızın yarısı dedikodu için yaratılmış insanlardı. Kapının açılma sesiyle sınıfta bir sessizlik oluşmuştu. Gözlerimi gitardan kapıya doğru çıkardığımda dudaklarımdan sessizce bir kelime dökülmüştü.
"hassiktir."
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Herkese merhaba, umarım ilk partı beğenmişsinizdir. Güzel ve eğlenceli bir fic olacak, okurken eğleneceğinize eminim. Şimdiden iyi okumalar.:)
