Harry, Bay Düşünceli

134 17 2
                                    

Louis bıkkın bir şekilde iç çekerek gözlerini devirdi.
"Yeter artık Zayn. Tamam ben tam bir götüm. Oldu mu, rahatladın mı?"
Zayn gözlerini hala diktiği televizyondan ayırmadan Louis'yi duymamış gibi bir tavır takındı. Louis bir kez daha gözlerini devirirken Niall'a seslendi.
"Niall, kahve var mı?"
"Vor omo biroz boyotlomos olobilor"
Louis mutfağa kendine kahve almak için girerken "Niall, kahvaltıdan kalkalı daha 1 saat olmadı" dedi.
"Yanlış, siz kalkalı daha bir saat olmadı. Ben henüz kalkmadım"
Louis başını iki yana sallarken salona gitmektense burada Niall ile oturmaya karar verdi. Çünkü Zayn olanları öğrendikten sonra "Nasıl bana güvenmeyip de böyle bir şeyi söylemezsin" diye küsüp ikisinin de yüzünü görmek istemediğini dile getirerek çekip gitmişti. Sonra da ailesi ile atışarak buraya geri dönmüştü ama ikisiyle de konuşmuyordu.
Konuşmadığı gibi surat asarak tavır da alıyordu.
"Demek sırlarını paylaşacak kadar güvenmediğin gibi artık yanımda duracak kadar da katlanamıyorsun bana"
Louis daldığı sıkıntılı düşüncelerden serzenişte bulunan Zayn'in sesiyle kendisine geldi. Açıklama yapsın mı yapmasın mı karar veremeyen Louis boş boş Zayn'e bakarken, Zayn de kendisine bir kahve aldı.
"Kendinizi bana nasıl affettireceğinizi buldum"
Niall ağzındakini yutamadan "Nosol" diye atladı.
Louis Zayn'in siniri geçince nasılsa kendilerini affedeceğinden emindi ama Niall fazlasıyla stres yapıyordu bu durumu.
Stresini de yemek yiyerek kontrol etmeye çalışıyordu; tıpkı diğer 21 duygusunu da yemek yiyerek kontrol altına almaya çalışması gibi...
Zayn Louis'nin paketinden bir tane sigara alarak "Lera ile aramı yapacaksınız" dedi ve ardından işaret parmağını kaldırarak ekledi "Pazarlık kabul etmiyorum".

Louis kaşlarını çatıp "Lera seni küçük kardeşi gibi görüyor ve onun bir sevgilisi var Zayn" dedi.
"Evet, ama sizi affetmem için bana aşık birini bana ayarlamanızı istemezdim herhalde değil mi?"
"Zayn"
"Bak Louis, sizi affetmemi istemiyorsanız bunu açıkça söyleyebilirsin"
"Sen de bizim sıkı bir dayak yememizi istiyorsan bunu açıkça söyleyebilirsin; boksör birisinin kız arkadaşını sana ayarlamamızı istemen fazla dolaylı olmadı mı sence de?"
"Bana olan güveninizden sınıfta kaldınız; bakalım bana olan sevginizden kazanacak mısınız?"
Niall "Tamam, sana Lera'yı ayarlayacağız. Patates sözü" diyerek Louis ve Zayn arasındaki tartışmayı sonlandırdı.


2 Hafta Sonra

Tam anlamıyla felaketlerdi. 5i de şarkı söylediğinden tam bir karmaşa oluşturmuşlardı. Çünkü hepsi de birbirini bastırmak için söylüyordu şarkıları. Louis, Liam ve Harry'den hoşlanmıyordu; Liam, Louis ve Niall'dan; Harry, Louis ve Zayn ile anlaşamıyordu; Zayn, Louis ve Niall'a bozuk atarken, Harry ve Liam'dan nefret ediyordu. Niall ise bir türlü diğerlerinin derdini anlamıyordu.
Tamam Louis'nin derdini anlıyordu; Harry'ninkini de az çok anlayabilirdi... Ama diğer ikisine ne demeliydi bilemiyordu.
Aksi gibi Kendall ve Eleanor ise çok iyi anlaşmışlardı; aslında bu bir anlamda iyi bir şeydi. Çünkü Eleanor eş kıyafet fikrinden vazgeçmişti, şükür ki... Aslında ilk başta Harry ve Louis'nin eş kıyafet giymesi fikri hoşuna gitmişti ama sonrasında Eleanor'un olayı fazlasıyla abartmasından dolayı bu hoşlanma çok kısa sürmüştü.

Zayn'in mola isteğine yedisi birden balıklama atladı.

Liam "Felaketsiniz" derken Louis kendini yere sere serpe bırakmıştı. Yorgunluktan ölüyordu. Boğazları ağrımaya başlamıştı. Hiçbir ilerleme kaydedememişlerdi ve beşinin de şarkı söylemesi fikri kendisi yüzünden kabul edildiğinden bunu bir türlü kabullenemiyordu. Bu yüzden de boşuna kürek çekmeye devam ediyorlardı.

Zayn tam Liam'a kaba bir cevap verecekti ki bir anda karşıdan kendilerine doğru gelen Lera ve sevgilisini gördü. Niall'a dönerek "Leraların burada ne işi var?" diye sordu.
Louis yattığı yerden "Ben çağırdım" dedi.
"Neden, ne kadar berbat olduğumuzu görsün diye mi"
"Aslına bakarsan bu kadar felaket olabileceğimiz aklıma gelmediğinden, havan olur falan diye çağırmıştım"
Zayn sahneden aşağı inmek için merdivenlere doğru giderken, merdivenden inmeden önce yerde yatan Louis'ye tekme atmayı ihmal etmedi.
Hafifçe dürtmesine rağmen Louis "Ahhh" diye çığlık atınca da gözlerini devirerek "Sadece dürttüm Louis" dedi.

Eleanor hızla Louis'nin yanına gelirken "İyi misin hayatım" diye sordu. Louis gözlerini yumarken "Hayır" diye mırıldandı.
"Nerene vurdu, neren ağrıyor?"
"Belime vurdu ama ağrıyan yerim kafam... çatlıyor"
"Amaann Louis ben de bir şey oldu sandım"

Eleanor Louis'nin yanından kalkıp Kendall'a doğru yürüdü. Masada atıştırmalıkları hazırlayan Kendall'a yardım etmeye başladı. Niall'da onlara yardım etmeye gidince sahnede Harry, Louis ve Liam kalmıştı.

Liam "Bu kız kim" diye sorunca Harry bilmiyorum dercesine omuz silkti. Louis ise Liam'ı son 2 saattir yaptığı gibi duymazdan geldi. Liam kafasını Louis'ye çevirdi ama onun kendisini görmezden gelmesi üzerine Niall'ın yanına doğru ilerlemeye başladı.

Harry Louis'nin yanına oturup ayaklarını sahneden aşağı doğru sarkıttı.
"Felaket olduğumuzun farkındasın değil mi Louis"
"İkimiz mi yoksa grup olarak mı?"
"Tabiki de grup olarak"
"Ahh tabi ki, yoksa ikimizin her türlü iletişim çabasının felaketle sonuçlandığının farkına varman mucize olurdu"
"Ne, ne saçmalıyorsun Louis"
Louis yerinden doğrulup Harry'e doğru dönerek tek kolu üzerine dayandı ve "Ne mi saçmalıyorum?" diye sordu.
"Acaba ne saçmalıyorum... 2 haftadır prova yapmaya çalışıyoruz; bunun son 3 günü gerçekten anca çalışma olarak adlandırılır. Birbirimiz ile iletişim kurmamak için elimizden geleni yapıp olmayan grubu da baltalıyoruz.
Bak ailelerimizin anlaşamadığının farkındayım. Senin geçmişimizden pişmanlık duyduğunun da farkındayım ama gerçekten birbirimize bu şekilde davranmamıza gerek yok. Az çok aramızdaki iletişimi geliştirebilirsek bu şekilde felaket bir topluluk da olmayız. Çünkü sen birebir bana söylemek istediğin şeyleri 'Acaba şöyle değil de böyle mi yapsak' diye ortaya attığında ben de inadına onu yapmak istemiyorum. Benimle konuşacak kadar beni önemsemeyen birisinin isteğini neden ciddiye alayım ya da benimle konuşamayacak kadar korkak olan bir kişinin fikirlerini neden önemseyeyim. Anladın mı? Yaş olarak büyük olabilirsin belki ama insani ilişkiler konusunda tam bir çocuk gibisin, büyüsen mi acaba biraz?"
Harry kaşlarını çatıp "Ben çocuk gibi davranmıyorum" dediğinde Louis gözlerini devirerek "Evet ya konuşmamın ana metnini yakalaman muhteşem oldu" dedi.
"Tamam o zaman, ateşkes imzalayalım"
Louis Harry'nin uzattığı eline şöyle bir baktıktan sonra uzattığı eli tutarak "Ateş kes değil de barış anlaşmasına ne dersin? Eskiden sen benim en iyi arkadaşımdın, yine birbirimizin arkadaşı olabiliriz. Ailelerimizin problemi öncesinde bizi ilgilendirmemişti. Kaldığımız noktadan devam edebiliriz. Silmek istediğin şeyleri silmiş olarak devam edebiliriz" dedi.
Harry çok kısa bir süre Louis'nin dediklerini tarttıktan sonra Louis'nin tutttuğu elinden sıkarak onu kendisine çekti.
Ona sımsıkı sarılırken "Kesinlikle haklısın, hem seni çok özledim. Yaptığım aptalca bir şey yüzünden senin arkadaşlığını tamamen kaybettim sandım. Sen benim için tahmin ettiğinden bile daha değerliydin. Kendimi seni kullanmışım gibi hissettim. Sen daha küçüktün... ben de küçüktüm ama bilincim daha yerindeydi ama sen... yıllardır nasıl bir vicdan azabında olduğumu bilemezsin. Belki de tamamen düz birisiydin ve ben sen de yıllar boyunca unutamayacağın bir travma bıraktım. Hem de en değer verdiğim insana bunu benim yaptığım gerçeği beni mahvediyordu" dedi.
Louis Harry'nin kendisini boğarcasına sarılışına elinden geldiğince karşılık vermeye çalışırken "Düz.. Ben mi? Anca senin saçların kadar düz olabilirim" dedi.
Harry'i rahatlatmak için söylediklerinin aksine Harry'nin ona yaşattığı travmanın tahmin ettiğinden bile daha derin olduğunu düşünüyordu.

Harry ile kendini bildi bileli arkadaşlardı. Harry hep bencil bir çocuk olmuştu. Ama kendi karakteri çerçevesinde Louis'yi seviyordu.
Mesela Louis'nin hayatının içine ettikten sonra sırf onun iyiliğini düşündüğünden kendisini de üzeceğini bile bile Louis'yi yüz üstü bırakmıştı. Ne kadar da düşünceli bir insandı şu Harry....

KULÜBEWhere stories live. Discover now