DARK-I MEMNU

EVDEN İKİ KAYIP

15 ocak 2020 günü gelir çatar.

Bülent: Sağsalim gelin!

Adnan ve Behlül havaalanına doğru giderler. Özel uçaklarına doğru giderken bir anda silah sesi duyulur. İç titreci bir ses... Neler oluyor...

Behlül'ün gay clubtam tanıştığı serseri bad boy çocuk ateş ediyordur.

Behlül: Osman n'oluy-

Osman, Behlül'e ateş eder.

Osman: Borcunu bu kadar geciktirmemeliydin. Seni defalarca uyardım ama bana başka şans bırakmadın. Bana söz vermiştin bir kere daha versen nolurdu? Beni öylece bıraktın. Sana ölesiye aşıktım bana bunu yapmanın ne anlamı vardı ?
.....
......
....

Gözyaşlarına boğulan Osman, ortalıktan kaybolur. Behlül oracıkta can verir.

Son hatırladığı şey ise Bülent'in sözleridir. Kulaklarında "sağsalim gelin" sözleri yankılanıp durur.

Adnan, biraz üzülür sonra üzüntüsü geçer. Uçak saatinin de geldiğini fark eder.

Adnan: Yapacak bir şey yok o halde.
Uçağa biner ve yolculuk başlar.

Yolculuk boyunca yarasa çorbasını düşünür. Ah o kanatları, siyah tüyleri, keskin, küçük kulakları... Yarasa çorbası Adnan Bey'i orgazm edecek kadar güzeldi.

Ama onu Behlül'süz yiyecek olmak onu bir nebze üzüyordu. Çünkü yarasa çorbası içerken onu biri fotoğraf çekmeliydi instagram hesabı için. Şimdi yalnız olduğuna göre bunu kim çekecekti?

Adnan göz yaşlarını tutamadı. Takipçileri fotoğrafsız kalacaktı. Kalbi buna dayanmıyordu. Uyursa geçerdi, o da uyudu.

"Adnan, aşkım sana bir şey demeliyim. Kızına aşığım. Seni istemiyorum, tek isteğim kızın. Adnan biz Nihal'le kaçacağız. Bavullarımızı bile topladık bak."
"Evet baba, biz gidiyoruz. Seni aldatıyoruz."

Adnan terden sırılsıklam olmuş bir şekilde uyandı.

Ah, o da neydi? Kabus görmüştü. Çok korkmuştu. Bu, bu kabul edilemez bir şeydi. Karısının kızıyla olma ihtimali.

Bu Adnan'ın gay olmasından bile imkansızdı. Bu da demek oluyor ki öyle bir şey olabilirdi.

Adnan düşüncelere dalmışken Çin'e vardılar. Sonunda ayağını yere bastı. Çin'deydi, bu onu çok gururlandırıyordu.

Çin'in sokaklarında biraz yürüdü. Etraf kalabalık, insanlar dedorant ne demek bilmiyor, yandan gelen kedi ve köpek döner kokuları...

Burası da neresiydi böyle yolunu kaybetmişti sanırım. Hemen iphone 11'inden otelin yerini buldu.

***Bir-iki hafta geçer. Adnan artık işini halletmiş tatilini yapmış. Oğluyla, kızıyla ve bitteriyle görüşmek istemektedir.***

Dışarı çıkar derin bir nefes alır. Bir de ne görsün! Otelin etrafı sarılmış. Her yerde izdihamlar, polisler, tuhaf kıyafetli insanlar... Adnan'ı da yaşlı olduğundan hastaneye götürürler.

Aslında hasta olmayan sadece yaşlı ve otel karantinaya alınmış olduğundan alınan Adnan, hastanede korona kapar.(yazar burada hastanelere boş yere gidip kendinizi riske atmayın diyor.)

Adnan ,tek başına bir odada yaşlı halde, son gördüğü yüz ise bilmediği dili konuşan doktor olarak nefes darlığı çekerek ölür.

Ve kayıtlara zatürre olarak geçer... (Yazar burada her şey sanıldığından da kötü olabilir demek istemiş:( )

Adnan ve Behlül'ün ruhu birbirni bulur.

İkisi de şaşkın şaşkın birbirine bakıp duvardan geçmeye çalışıp dururlar.

Gezemediği yerleri hızlıca gezerler. Tüm dünyadaki bedava stripriz dansları izlerler, gay clublara ücretsiz ve en hızlı şekilde gireler.Büyük devlet başkanlarının çıplak halleriyle dalga geçerler. Yeni keşfedilmeyen yerleri keşfederler.Cennet aslında dünya mıydı , diye dolaşır dururlar ve kıyameti**** beklerler.

Behlül, dolaşırken bir deniz kızı görür. Hafif kızılımsı, orantılı hatları, dolgun dudaklark, okyanus rengindeki gözleri ve o parlayan muhteşem pulları...İki kuyruğu olan güzel deniz kızı Behlül'e bir beden verip kendiyle yaşamayı teklif eder.

Behlül de zaten cinsel açlıktan öldüğünden hemen bunu kabul eder. Deniz kızı Behlül'e biraz şarkılar söyler.

Ve bir anda çirkinleşmeye başlar. kocaman keskin dişleri, devasa vücudu, bıçak gibi tırnakları ortaya çıkar... Ve Behlül'ün üzerine atlar onu yemeye başlar, ruhuyla beslenir.

Ah, nasıl lezzetliydi ama yarasa çorbası gibiydi....

Aslında deniz kızı bir sirenmiş ve bizim masum Behlül'ümüzü kandırmış ...🥺

Behlül'ün ruhu tamamen yok olmuştur. Adnan kendi halinde takılmaya devam eder ve kıyameti bekler.