Baekhyun konumunu kontrol ederek doğru kafeye geldiğinden emin olduktan sonra telefonunu cebine atmadan önce Chanyeol'e vardığını belirten bir mesaj atmak amacıyla Instagram'a girdi. Tam bir şeyler yazmaya başlamıştı ki omzuna dokunan elle aniden sıçrayarak arkasını döndü. Karşısındakinin kim olduğunu anlayamadığı için gözlerini kısarak bir süre ona baktı, ardından karşısındaki kişi yüzündeki maskeyi indirdi. "Tanrı aşkına Chanyeol, neden kendini mumya gibi sardın?"Chanyeol kendini tutamayıp bir kahkaha attı. Oysa sakin olarak dikkat çekmemeyi hedeflemişti. "Kore'de maske takmak yaygın bir alışkanlık. Hava kirliliğinden dolayı."
"Doğru," dedi Baekhyun kafasını sallayarak. Kafenin kapısından girerken devam etti. "Herkes hasta gibi geziyor etrafta. Çok ilginç."
Kafenin en arkasında, cam kenarında bir masaya oturduklarında Chanyeol karşısındaki adamı incelerken sordu. "Amerika'da yaşıyordun, değil mi? Daha önce hiç Kore'ye gelmemiş miydin?"
Baekhyun mönüyü incelerken kafasını iki yana salladı. "Hep gelmek istiyordum ama bir türlü ayarlayamamıştım. İlk gelişimde temelli buraya yerleşeceğim aklımın ucundan geçmezdi."
Baekhyun son cümlede gülümseyerek Chanyeol'e baktığında Chanyeol'de gülümsemişti istemsizce. Baekhyun'un çok farklı bir enerjisi vardı, hissettiklerini karşısındaki insana enjekte ediyordu resmen. "Aksanından yabancı olduğun anlaşılıyor ama Korece'yi o kadar düzgün kullanıyorsun ki, daha önce hiç buraya gelmediğine inanmak çok zor. Nasıl öğrendin Korece'yi?"
"Babamdan," dedi Baekhyun, sağ kolunu masaya yaslayıp yüzünü avuç içine yerkeştirirken. "Babam evde İngilizce konuşmayı kabul etmiyor. Kendimi bildim bileli evde hep Korece konuşuyoruz, tabi arkadaşlarım gelince başka. Okulda da birkaç tane Koreli tanıdığım var, onlarla da aramızda Korece konuşuyoruz. Yabancı bir dil bilme şansım varken onu elimin tersiyle itecek değilim. Her zaman Korece konuşmaya meraklı oldum."
"Ama Kore kültürüne dair hiçbir şey bilmiyorsun resmen." dedi Chanyeol tek kaşını kaldırarak. Birden bire neden karşısındaki bu çocukla ilgili her detayı öğrenmek istediğini anlamamıştı ama o istek girmişti çoktan içine.
Baekhyun omuz silkti. "Sırf ebeveynlerim burada doğdu diye hiç görmediğim bir ülkenin kültürünü öğrenecek değilim. Çok sıkı kurallarınız var, Amerika bu konuda çok gevşek ve doğrusu işime geliyor. Pek kurallara uyacak biri değilim. Hem buraya taşındım diye de birden sizin gibi davranmaya başlamayacağım, sana Hyung dememi falan bekleme."
Chanyeol bir kez daha kahkaha attı. Kendisinin de Amerikan kültürünü bildiği söylenemezdi ama birbirlerine pek saygı sözcükleri kullanmadıklarını izlediği filmlerden biliyordu. Şimdi karşısında kendi kültürünü pek bilmeyen ve çaktırmasa da meraklı olan bu çocuğu izlemek Chanyeol'e çok eğlenceli gelmişti. Doğduğundan beri doğal bir şekilde yaptığı hareketlerin sorgulanması çok eğlenceliydi.
"Ee," dedi Baekhyun, yanlarına gelen garsona siparişlerini verdikten sonra. Chanyeol çay ve Baekhyun filtre kahve istemişti. "Biraz da sen kendinden bahset. Sabahtan beri beni konuşuyoruz."
"Pek bir şey yok," dedi Chanyeol çayından bir yudum alırken. "Kendimi bildim bileli müzikle uğraşıyorum ve hep hayalim müzisyen olmaktı. Şimdi de hayalimi yaşıyorum."
"Gitar çalıyorsun, değil mi?" Baekhyun'un sorusuna karşılık Chanyeol kafasını salladı. "Başka müzik aletleriyle de ilgileniyor musun?"
"Her şeyi çalabilirim." dedi Chanyeol, yüzündeki kendinden emin gülümsemeyle.
Chanyeol'ün kendine olan güveni Baekhyun'un hoşuna gitmişti. "Vay, bir ara yeteneklerini görmek isterim."
"Bu arada," dedi Chanyeol, ensesini kaşırken. "Senin de piyano çaldığını gördüm. Oldukça iyisin ve... sesin çok güzel."
Chanyeol'ün utana sıkıla ettiği iltifat karşısında Baekhyun kocaman gülümsedi. "Teşekkür ederim. Annem öğretmişti piyano çalmayı."
"Sen başka bir şey çalıyor musun?"
Baekhyun dudaklarını büzdüğünde Chanyeol'ün odağı kısa bir anlığına oraya kaydı ama hemen geri gözlerine çıkardı. "Pek sayılmaz. Müzik teorisini bildiğim için müzik aletlerini anlayabiliyorum ama çalmak için bolca egzersiz ve kas hafızası gerekiyor. Ben bunları için fazla üşengeçim."
Chanyeol güldü. "Sahip olduğun ses diğer müzik aletlerini sönük bırakıyor zaten. Senin için büyük bir kayıp olmasa gerek."
Chanyeol ne yapıyorsun kfemfıkefo dengesiz olmayan karakter yazamama hastalığım var sanırım
Bu arada Kore kültürüne uzak bir Baekhyun yazmak çok hoşuma gitti. Kore'nin Baekhyun'a alışması zor olacak (((;;;
ŞİMDİ OKUDUĞUN
i kissed a youtuber [bbh+pcy]
FanfictionByun Baekhyun şarkı coverlayan bir youtuber ve Park Chanyeol Hadron adlı grubun gitaristi. 𝚌𝚘𝚟𝚎𝚛 𝚊𝚛𝚝: 𝚏𝚎́𝚕𝚒𝚡 𝚟𝚊𝚕𝚕𝚘𝚝𝚝𝚘𝚗 - 𝚝𝚑𝚎 𝚌𝚑𝚞𝚛𝚌𝚑 𝚘𝚏 𝚜𝚘𝚞𝚊𝚒𝚗 𝚒𝚗 𝚜𝚒𝚑𝚕𝚘𝚞𝚎𝚝𝚝𝚎 •𝚊𝚙𝚛𝚒𝚕, 𝟸𝟶𝟸𝟶•