Chanyeol kapıyı açtıktan sonra büyük bir hızla Baekhyun'a sarıldığında Baekhyun şaşkınlıkla kıkırdadı. "Sen her gelen misafirini böyle mi karşılıyorsun?"
"Hayır," dedi Chanyeol sırıtarak geri çekilip oğlanı eve davet ederken. "Sadece çok özlediklerimi."
"Daha geçen hafta görüştük Chanyeol." dedi Baekhyun gözlerini devirirken.
"Ama seni özledim, insanda bağımlılık yapıyorsun."
"Sen de insanda mind fuck yapıyorsun." dedi Baekhyun gözlerini devirirken. Chanyeol hayatında gördüğü en dengesiz insan olabilirdi.
Chanyeol, Baekhyun'un İngilizce kelime kullanmasına karşılık "Yemek yemek ister misiniz beyefendi?" diye sordu mükemmel bir İngiliz aksanıyla.
Baekhyun'un gözleri parladı. "İngilizce biliyorsun demek?"
Chanyeol mutfağa doğru ilerlerken omuz silkti. "Bilmediğim dil yok."
Baekhyun gülerken kafasını yana eğdi. "Vardır."
Chanyeol de kafasını aşağı yukarı salladı. "Vardır."
İkili kıkırdayarak mutfağa girdiklerinde Chanyeol, Baekhyun gelmeden önce demlenmeye bıraktığı bitki çayını tekklif etti ancak Baekhyun'un dikkatini tezgahtaki çilekler çekmişti. Chanyeol elit bir şekilde çayını yudumlarken Baekhyun çilekleri üçerli olarak ağzına tıkıyordu. Arkasında kalan camdan duvar evin arka bahçesine açılıyordu ve Baekhyun'un görebildiği kadarıyla en az ön bahçe kadar genişti. Mutfak neredeyse Baekhyun'un evi kadardı ve tüm mobilyaların beyaz olması ortamı daha da geniş gösteriyordu.
"Evin güzelmiş," dedi kumral oğlan etrafa bakmaya devam ederken. "Biz de Sehun'la koltuk kavgası yapıyoruz çünkü eve tek koltuk sığıyor."
Chanyeol içten bir kahkaha attığında Baekhyun'un da yüzünde bir tebessüm oluşmuştu. "Okulun nasıl gidiyor?" diye sordu ardından Chanyeol. "Yeni arkadaşlar edinebildin mi?"
"Eh," dedi Baekyhun ağzına bir çilek daha atmadan önce. "Okul içinde takıldığım birileri var ama okul dışı tamamen Sehun ve Jongin'leyim." Hafifçe kıkırdadıktan sonra devam etti. "Gerçi acilen onlarla takılmayı kesmeli ve onları yalnız bırakmalıyım."
"Neden?" diye sordu Chanyeol ancak aklı az önce duyduğu kıkırtıya takılmıştı.
"Çünkü sanırım Jongin, Sehun'dan hoşlanıyor."
Baekhyun, Chanyeol'ün yüzündeki sırıtışın yavaşça solmasını izledi. "Baekhyun," dedi oğlan gözlerini kaçırarak. "Neden çevrendeki herkesin eşcinsel olduğunu düşünüyorsun ki?"
"Herkesin eşcinsel olduğunu düşünmüyorum." dedi Baekhyun normal bir tavırla. Chanyeol'ün bu konu açılınca garip davranmasına alışmıştı artık. "Ama sen neden çevrendeki herkesin düz olduğunu düşünüyorsun hiç anlamıyorum. Sehun ev arkadaşım ve Jongin de yıllardır arkadaşım, ikisinin de erkeklerden hoşlandığını bilmem garip mi sence?"
"Bilmiyorum," dedi Chanyeol oldukça kısık bir sesle. Kendi kendine mırıldanmıştı muhtemelen ama Baekhyun duymuştu. "Neyse," dedi ardındna kafasını kaldırıp daha canlı bir sesle. "Bir şeyler çalmak ister misin?"
"Tabii," dedi Baekhyun son çileğini ağzına atıp ayağa kalkarak. "O piyanoyu ellemeden ölmek istemiyorum."
Chanyeol "Abartma," dedi gülerek. "Muhtemele okuduğun okullarda bundan çok daha iyi piyanolarda çalmışsındır."
Doğruydu ancak Chanyeol'ünki Baekhyun'a daha bir güzel görünüyordu işte. Baekhyun salona geçtiğinde doğruca piyanonun başına oturdu ve parmaklarını tuşlar üzerinde gezdirdi hayranlıkla. Chanyeol ise hemen geleceğini söyleyip merdivenlere yönelmişti. Elinde bir kemanla geri döndüğünde Baekhyun aynı bıraktığı gibiydi. Piyanonun gövdesine çıkıp oturdu, kemanı omuzuna yerleştirip çenesini oyuğa koydu ve arşeyi kaldırdı.
Notalar bir bir kemandan dökülürken Baekhyun'un kaşları çatıldı. Bu melodiyi biliyordu, Tchaikovsky'ye aitti. Daha önce okulda bu sanatçıya ait besteler üzerinde çalışmışlışı vardı. Baekhyun zihnini zorlayarak gelecekteki melodiyi hatırlamaya çalıştı ve ona eşlik edeceği bir melodi oluşturdu kafasında. Kemandan yükselen sesler iyice hızlandığında parmaklarını tuşlara yerleştirdi ve tam patlama anında piyanonun tuşları vasıtasıyla melodiye eşlik etmeye başladı. Tıpkı zihninde canlandırdığı gibi duyuluyordu, Baekhyun inanılmaz tatmin olmuştu yaptıkları çalışmadan.
Yaklaşık altı dakikalık parçanın sonlarına geldiklerinde Baekhyun kemanın yavaşça sessizleşmesini dinledi. Son olarak havada asılı kalacak birkaç notaya daha dokundu varmakları ve gözleri kapalı bir şekilde onların kendiliğinden susmasını dinledi. Bir süre sonra odaya hakim olan sessizlik paha biçilemezdi.
"Çok iyiydin." Baekhyun'un kulaklarına dolan yumuşak sesle gözleri aralandı ve Chanyeol'ün gözleriyle buluştu.
"Sen de," dedi Baekhyun gülümseyerek. "Ama ben bi' tık daha iyiydim."
Chanyeol kahkaha atıp "Öyleydin." dedi. Baekhyun'a iltifat etmeyi seviyordu. "Daha fazla düet ister misin?"
"Deli misin?" dedi Baekhyun parlayan gözleriyle. "Akşama kadar yapabilirim bunu."
Chanyeol tam arşesini kemanının telleriyle buluşturacaktı ki kapının çalınması bunu engelledi. Chanyeol kapıyı açmak istemiyordu, bu anın bölünmesini istemiyordu. Akşama kadar Baekhyun'la yalnız kalsa ne olacaktı ki, çok mu imkansız bir dilekti bu? İstemsizce piyanonun gövdesinden inen oğlan ayaklarını sürüyerek kapıya ilerledi. Süreyi elinden geldiğince uzatıyordu.
"Selam!" kapı açıldığında kumral kız göründü ve neşeli selamı eşliğinde eve adımladı. "Çekimlerim erken bitti ben de sana uğrayayım dedim."
"İyi yaptın," dedi Chanyeol kısık bir sesle ve salona doğru ilerleyen kızın peşinden gitti.
Sun Yeon piyanonun başında oturan oğlanı gördüğünde hızlıca yanına yaklaştı uzaktan selam verdi. "Merhaba, Chanyeol'ün arkadaşı mısın?"
"Um, evet." dedi Baekhyun ne yapmadı gerektiğini bilemeyerek. Ardından ayağa kalkıp o da kızı taklit ederek selam vermeye çalıştı. Sadece el sıkışsalar ne olurdu ki?
Chanyeol kumral oğlanın beceriksiz selam girişimine sessizce gülerken Sun Yeon "Ya," dedi. "Senden hiç bahsetmemişti."
"Senden çok bahsetmişti." dedi Baekhyun zoraki bir gülümsemeyle.
Sun Yeon parıldayan gözlerle Chanyeol'e dönüp "Öyle mi?" dedi.
Bir cevap beklemeden sevgilisine doğru eğilmiş dudaklarına ulaşmaya çalışırken Chanyeol hızlıca kızın beline ulaşıp ona sarıldı ve öpücüğü savuşturdu. Chanyeol "Elbette senden bahsediyorum." derken Baekhyun rahatsızca yerinde kımıldıyordu.
"Şey, Chanyeol," dedi Baekhyun ikili ayrıldığında. "Ben eve gitsem iyi olur."
"Neden?" diye sordu Chanyeol telaşla. "Daha sadece bir parça çaldık."
"Evet, ama biliyorsun işte sınavlarım falan var. Gidip onlara çalışsam iyi olur."
Chanyeol hayal kırıklığına uğramış gözleriyle oğlana bir süre baktıktan sonra "Başka gün telafi edelim ama." dedi.
"Tamam," dedi Baekhyun, Chanyeol'ün hemen yanında duran sevgilisine göz atarken. "Telafi ederiz."
bakın arkadaşlarım kardeşlerim brokolilerim bir buçuk ay önce falan taslaklarda bu bölümü yazmıştım ve kendi kendime ne güzel bölüm oldu lan falan demiştim bir ay sonra şerefsiz watty'ye bi girdim bölümün sadece ilk cümlesi duruyor, gerisi yok. ÇOK SİNİRLİYİM TAMAM MI neyse söylemek istedim bölüm de zerre içime sinmedi ama neyse tşk bye
ayrıCA REMEDY'YE GELİN MUCUKS
ŞİMDİ OKUDUĞUN
i kissed a youtuber [bbh+pcy]
FanficByun Baekhyun şarkı coverlayan bir youtuber ve Park Chanyeol Hadron adlı grubun gitaristi. 𝚌𝚘𝚟𝚎𝚛 𝚊𝚛𝚝: 𝚏𝚎́𝚕𝚒𝚡 𝚟𝚊𝚕𝚕𝚘𝚝𝚝𝚘𝚗 - 𝚝𝚑𝚎 𝚌𝚑𝚞𝚛𝚌𝚑 𝚘𝚏 𝚜𝚘𝚞𝚊𝚒𝚗 𝚒𝚗 𝚜𝚒𝚑𝚕𝚘𝚞𝚎𝚝𝚝𝚎 •𝚊𝚙𝚛𝚒𝚕, 𝟸𝟶𝟸𝟶•