on dokuzuncu bölüm

2.9K 266 225
                                    

Parti başlayalı birkaç saat olmuştu. Pastanın büyük çoğunluğu bitmişti, hediyeler verilmişti ve insanlar sarhoş olmaya başlamıştı. Chanyeol henüz sarhoş değildi, birini bekliyordu. Kendi partisinde bir kenara oturmuş elindeki bardaktan içeceğini yudumlarken kapıyı gözetliyordu.

"Chanyeon," diye seslendi yanında oturan Sun Yeon. "Dans edelim mi?"

"Dans edesim yok." dedi Chanyeol bakışlarını kapıdan çekmeden.

Sun Yeon derin bir nefes aldı. "Senin için söylüyorum Chanyeol, dikkat çekiyorsun."

"Ne?" dedi Chanyeol şaşkınlıkla yanındaki kıza dönerken.

"İlişkimizin sahte olduğu belli oluyor, yapma böyle."

Chanyeol bir süre gözlerini kısarak Sun Yeon'u inceledi. Kız tepkisizce ona bakıyordu. "Dalga mı geçiyorsun?"

"Tabii ki dalga geçiyorum Chanyeol." dedi Sun Yeon gözlerini devirerek. "Neyse, ben diğerlerinin yanına gidiyorum. Sen kapıyı izlemeye devam et."

Chanyeol cevap vermeden geri kapıya çevirdi bakışlarını ve nihayet görmek istediği yüzü gördü. Baekhyun henüz içeri girmiş, etrafa bakmaya sırfat bile bulamamıştı ki Chanyeol kollarını sıkıca boynuna dolayıp onu kendine çekti. "Gelmene çok sevindim Baekhyun."

Baekhyun da elini Chanyeol'ün beline yerleştirerek sarılmasına karşılık verdi ama bir karşılama sarılması olamayacak kadar uzun sürüyordu Chanyeol'ün sarılması ve bu tuhaftı. "Chanyeol?" Baekhyun tereddütle kendine sarılan adamın adını seslendiğinde Chanyeol hızlıca ondan ayrıldı ve gülümseyen yüzüyle elini tutup onu bir yere çekiştirmeye başladı.

"Pasta yemek ister misin? Bitmediğinden emin oldum."

Baekhyun şaşkınca onu çekiştiren adama baktı. "Tamam."

Chanyeol koşarak Baekhyun'a üç kişilik bir dilim getirdikten sonra Baekhyun pastasını yerken dibine oturmuş heyecanla onu izliyordu. Belki de Chanyeol düşündüğü kadar ayık değildi. Baekhyun'a okuldaki derslerinden ayakkabı numarasına kadar uzanan bir skalada sorular sıralarken durmaksızın bulduğu tüm içecekleri içiyordu ve bu hali Baekhyun'u biraz endişelendirmişti. Sarhoş insanlarla baş etme konusunda iyi değildi ve eğer Chanyeol biraz daha sarhoş olursa onu bırakıp kaçabilirdi. Etraftaki insanlar onunla ilgilenebilirdi, ne de olsa onun doğum günü değil miydi?

Baekhyun üç kişilik diliminin üçte ikisini yemişti ki Chanyeol birden ayaklandı. "Baekhyun ben çok sıkıldım, hadi başka yere gidelim."

Baekhyun ağzındaki çatalı çekip bir süre çattığı kaşlarıyla karşısındaki adama baktı. "Chanyeol kendi partilerinden kaçmak gibi bir hobin mi var senin?"

Chanyeol dudaklarını büzdü. Kesinlikle sarhoştu. "Partileri sevmiyorum."

"Bu bir yalan." dedi Baekhyun, hızla.

Chanyeol kocaman sırıttı. "Evet, yalan. Yine de gidelim." Baekhyun onu reddetmek istemişti fakat Chanyeol elinden tuttuğu gibi dışarıya sürükledi. Şaşırtıcı bir şekilde kimse Chanyeol'ün gittiğini fark etmemişti.

Chanyeol arabasına binmeye yeltendiğinde Baekhyun gözlerini devirerek elini ona doğru uzattı. Chanyeol'e dur diyemeyeceğini fark etmişti bu yüzden can güvenliğini korumaya karar verdi. "Bırak ben süreyim, sen sarhoşsun." Chanyeol ikiletmeden anahtarı Baekhyun'a verdi ve diğer koltuğa yerleşti. Baekhyun da sürücü koltuğuna yerleşip arabayı çalıştırdıktan sonra yanındaki adama döndü. "Nereye gideceğiz?"

"Hmm," Chanyeol bir süre düşündüğünü kanıtlayan sesler çıkardıktan sonra neşeyle atıldı. "Okyanusa gidelim."

"Chanyeol, Seul'de okyanus yok."

i kissed a youtuber [bbh+pcy]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin