Şarkımı açtıktan sonra telefonumu çalışma masasının üzerine koydum. Odanın havalanması için camı açarken mırıldanarak şarkıya eşlik ediyordum.
Gece boyunca Taehyung'la oynadığımız çiftlik oyunu yüzünden yorulup, sabaha karşı uyumaya karar vermiştik. Uyandığımda ilk seansıma iki saatten fazla vardı ve Taehyung odada değildi.
Yatağımı toplamaya girişirken mırıldanmayı bırakıp normal tonda eşlik etmeye başlamıştım.
I see the marbles in the garden
Have a sadness in their eyes
And all the birds retuned to silence
In our lonesome paradise
'Cause I got madness in my arms
But you're my lucky charm
When all the birds return to silence
Get some sleep and I'll be fine
Yatağı toplamam bittiğinde söylemeyi kesmeden ne yapacağımı düşünmeye başlamıştım ki, sesime karışan kalın sesle irkildim.
Arkamı dönüp Taehyung'la göz göze geldiğimde kapıya yaslanıp beni izlediğini fark ettim. Çelimsiz kollarını göğsünde toplamış, hafif bir sırıtışla bakıyordu gözlerime.
You know our Babylon will fall
When dreams will turn to dust
Will you believe in us?
You know our Babylon will fall
When dust turns into time
Our water turns to wine
Şaşkın surat ifadem kendini korurken söylemeyi çoktan bırakmış, onu dinliyordum. Şarkının ikinci kısmında o da söylemeyi bırakıp yanıma adımladı.
"Sesinin güzel olduğunu bilmiyordum."
Yüz ifademi eski hâline getirirken ne zamandır burada olduğunu tahmin etmeye çalıştım.
Sesini duyacak kadar buradaymış işte.
Bugün de rezil olarak şaşırtmadın beni, teşekkürler Jungkook.
Susmak bilmeyen iç seslerimi göz ardı ederek boğazımı temizleyip demin düzenlediğim yatağa oturdum. O ise çoktan kendi yatağına geçmişti.
"Daha üçüncü günüm. Normal değil mi bilmemen?"
Dizlerini kendine çekerken bakışlarımız ayrılmamıştı. Omuz silkti.
"Sesim güzel olsa kendimi tanıtan bir şarkı yazar, insanlarla tanışırken onu söylerdim."
Gülerek söylediği sözlerle ben de kıkırtımı saklamadığımda gülüşü yavaşlamış, geriye hafif bir tebessüm bırakmıştı.
![](https://img.wattpad.com/cover/212208539-288-k2838.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
worms | taekook
FanfictionO bir şey demedi, ben de demedim. Sessizlik beni rahatsız etmedi. Kendi kendime olsaydım yer bitirirdi, biliyordum. Ama akşamın hararetinden midir, şehir ışıklarından mıdır bilinmez, o akşam yüz küsür kiloluk bedenin içine hapsolmuş bir kuş gibiydim...