Cin: Alkol oranı aşırı yüksek olan içkilere verilen isim.
Medya: Louis'nin çok sevdiği o içki. Okuduğunuzda tekrardan fotoğrafa bakınız, aklınızda daha iyi canlanır.
Oy vermeyi unutmayın ♡
İyi okumalar!Şirketten çıktığında saat epey geç olmuştu. Sessizliğin hüküm sürdüğü karanlık evde dolanmaya başladı. Harry ortalarla gözükmüyordu. Odasına çıktığında fazla düzenli bir yatakla karşılaştı.
Evin diğer kısımlarına ve bahçenin her bir köşesine baktı ama bulamadı. Yokluğunun sebebini sabah ki konuşmalarından hatırladı.
Dışarda olacağını söylemişti.Evet, belki onu arayıp telefonda bağırıp çağırabilir ya da eve gelmesini söyleyip bir ton saçma cümle kurup, hesap sorabilirdi. Ama bunu yapmayacaktı. Louis zeki bir adamdı.
Bu yaptığının Harry'i daha çok hareketlendireceğini biliyordu.
Ona bağırıp çağırsa bile, çocuğun karşısında gülüp hiçbir şey yaşanmamış gibi devam edeceğini biliyordu.Ve o da aynısını yapacaktı. Hiçbir şey olmamış gibi yapacak ve çocuğun umursamaz tavırlarını sikine bile takmayacaktı. Tam olarak böyle düşünüyordu ki, çalan telefonunda Harry'nin ismini görünce aramayı açmak zorunda olduğunu kabullendi.
O Harry'ydi. Açmazsanız bile defalarca arar, engelleseniz bile bir başkasından arardı.Aramayı açtı ama bir şey söylemedi. Harry'nin tarafından gelen oldukça yüksek sesli müzik kulaklarını iyice bir paslattı. "Umm, kiminle görüşüyorum?"
Louis telefonda duyduğu tanımadık gelen kız sesiyle biraz şaşırdı.
"Louis Tomlinson, siz kimsiniz?" Kulak kanatıcı müzik sesi biraz olsun azalıyordu. Konuşan kişi gürültülü mekândan ayrılıyor olmalıydı."Ben Harry'nin arkadaşı Anna. Uh, Harry şu an iyi değil, yani... o biraz sarhoş ve... " Kızın sözünün bitmesini beklemeden adresi sordu ve evi terk etti.
Harry'i gördüğü ilk andan beri bir baş belası olduğunu biliyordu.
Annesinin hatrı olmasaydı çocuğu ailesinin gittiği ilk gün kapı dışarı ederdi. Arabaya bindi ve son hızla Anna'nın verdiği adrese sürdü.Zor bir gece olacaktı.
-
Louis kızın verdiği adreste zaten birkaç kere bulunmuştu, Londra'nın ünlü gece klüplerinden biriydi. Arabasını valeye teslim etmekle uğraşmak istemiyordu.
Harry'i oradan çıkarıp bir an önce eve götürecekti. İhtişamlı mekânın birkaç sokak ötesinde park yeri ararken zorlanmamıştı, ki uygun bir yer bulup aracını park etti.
Girişteki korumalara kimliğini gösterdi ve içeri girdi. Uzun karanlık yolu aştığında, ışıklı ve bir o kadar da gürültülü mekânda ilerledi. Oldukça kalabalıktı, onu bulması zor olacaktı.
İlk olarak en ortadaki bara gitmeye karar verdi. Oturup içeriyi iyice süzebilirdi. Barın yüksek sandalyelerinden birine oturdu ve barmenden sert bir votka istedi.
Louis birkaç kadehle sarhoş olabilecek bir herif değildi. Bu işlerle zamanında oldukça içli dışlıydı. Vücudunun hangi içkiye, ne kadar süreliğine dayanabileceğini iyi bilirdi.
Votkasını yudumlarken bir yandan da localara göz atıyordu. Locaların birinde, bir erkekle el ele dans pistine gitmekte olan Harry'i gördü.
20 metre ilerde olsa bile sarhoş olduğunu net bir şekilde görebiliyordu. Arkalarından onları izleyen bir grup genç derin bir sohbete dalmıştı. İlk olarak onların yanına gitmeye karar verdi. Harry arkadaşı(?) ile oldukça ilerlemiş görünüyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Watermelon Sugar // Larry Stylinson
Fanfiction"Fazla kaşınıyorsun ufaklık. Sınırlarımı zorlama." Ciddi ses tonu Harry'i korkutmak yerine daha da heyecanlandırmıştı. "Zorlarsam ne olur Loueh?" Louis hayatına aniden giren bu çocuğa istediğini vermeyecekti- ya da kendisi öyle zannediyordu. Harry'n...