new assistant

754 63 152
                                    

3 gün sonra

Derin bir nefes aldı. Ailesi hava alanına çoktan varmış olmalıydı. Kahvaltıdan birkaç saat sonra vedalaşıp -bu neredeyse yarım saatlerini almıştı- hava alanına gitmişlerdi. Louis uzandığı geniş kanepede doğruldu. Odasına gitmek için ayaklandı. Yani eski odasına..

Bu 3 gün boyunca odasının karşışındaki -eski odasının karşısındaki- misafir odasında kalıyordu. O odada kalanın Harry olması gerektiğini düşünüyordu. En azından ona sorabilirdi, değil mi?!

Aslında şu an Harry'nin odasına gitmesindeki asıl sebepte buydu. Ufaklıkla konuşmak istiyordu. Ya da belki de... hesap sormak? Emin değildi. Onu merak etmişti.
Ev sessizlik içindeydi, belki de Harry uyuyordu. Ailesi gittiğinden beri hiç konuşmamışlardı.

Odasının eşiğine geldiğinde kapının hafif aralık olduğunu gördü. O dar aralıktan içeriyi süzmeye çalıştığında kazandığı tek şey, Harry'nin yatağa yüz üstü bir şekilde uzanmış, ayaklarını tavana bakar pozisyonda ileri geri ritmik hareketlerle sallandırıyor oluşuydu.

Çocuğun altında dar, sarı bir şort, üstünde ise her zamanki gibi bir şey olmadığını fark etti. Neden sürekli yarı çıplak vaziyette dolanıyordu bu çocuk? Elindeki kitabı konsantre bir şekilde okuyordu, tamam, bu Louis'nin ilgi alanına girmesi için yeterliydi.

Harry onun kapının ardında oluşundan haberdardı. Göz ucuyla süzdü ve ilk adımı kendisi atmaya karar verdi. Başını okuduğu kitaptan kaldırdı, ellerinden birini çenesinin altında sabitledi ve kapıda dikilmiş olan adama gülümsedi. "Louis, gelsene. Ben de yeni odama alışmaya çalışıyordum." Louis çocuğun seslenmesiyle kendine geldi ve kapıyı tamamen açıp çocuğun yanına ilerledi.

"Bu odada kalabileceğini sana düşündürten nedir?" Louis yatağın sol çaprazındaki tekli koltuğa kendini bıraktı. Harry umursamaz tavırlarla yüz üstü yattığı yerde doğruldu ve ayağa kalktı. "Misafirperverliğine hayran kaldım Tomlinson." Louis alayla sırıttı. Harry odanın içinde ufak çaplı turlar atmaya başladı. Sahiplenici adımlarını odanın her bir köşesinde gezdiriyordu.

"Bir misafir olarak benden izin alsaydın," oturduğu koltuğa bacaklarını iki yanına açarak iyice yerleşti. Ellerini birbirine geçirerek karnı ile kasıkları arasındaki bölgeye koydu ve arkasına yaslandı. Bu, Harry tarafından dikizlenilmeyi hak edecek bir manzaraydı. Görünen o ki Louis'nin sıkı baldırları kumaş pantolonunu zorluyordu.

"bu isteğine nazik bir yanıt verebilirdim." Harry son turunu Louis'nin oturduğu tekli koltuğun karşısında sonlandırmak üzere hedefine doğru yavaş adımlarla yürümeye başladı.

"Hiç sanmıyorum. Tam da bu yüzden izin istememiştim." Gülümsedi. "Nazik davranılmaktan hoşlanmam." Louis'nin önünde durup kollarını göğsünde bağladı ve yeşilleriyle meydan okurcasına baktı.

Sonra aklına aniden bir şey gelmişcesine kollarını bir yerden ayırdı. "Ama..." İşaret parmağını çenesine yasladı ve bakışlarını tavanda gezdirdi. Düşünür gibi mırıldandı. "Ama bu seferlik bir istisna yapabilirim. Sonuçta birbirimizi tanımıyoruz, değil mi?"

Louis'nin oturduğu koltuğa yavaşça eğildi. "Odanda kalabilir miyim Lou?"
Louis bu yeni hitap şekliyle gözlerini Harry'e dikti. Bu çocuk kendini ne sanıyordu? Bir oyun oynuyorlarsa -Louis oyun oynama yaşını çoktan geçmişti- bunu o kazanırdı.

Harry madem nazik davranılmaktan hoşlanmıyordu, Louis ufaklığın bu ricasını büyük bir şerefle onurlandıracaktı. Aklından neler geçtiğini az çok tahmin edebiliyordu. Bu zor değildi.

Kendisine yaklaşmış çocuğun yüzüne doğru uzandı. Şimdi tamamen yüz yüzeydiler. (Bilirsiniz Harry Louis'den uzundu. Çokta yüz yüze gelemiyorlardı.) Çocuk bu beklenmedik hareket karşısında heyecanlandı. Louis bunu elbette ki fark etti. Onun gibi onlarca çömezi elinden geçirmişti.

Watermelon Sugar  // Larry StylinsonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin