Barlas

41 2 0
                                    

Taş duvarlar arasında yürüyorduk. Yerler krem rengi taşlarla kaplanmıştı. Tavandaki floresanlar ortamdaki tarihi havayı biraz bozmuştu. Rütübet kokusu ise ciğerlerimi rahatsız ediyordu.

Bir iki kere öksürdüm. O garip geçişten sonra iki kelime bile açıklama yapmamıştı.sordum;

"Bütün bunlar da ne böyle? Açıklıycaklarınız çabuk açıklasan iyi edersin."

Küstahca bir sırıtış yaptı yada bana öyle geldi.

"Anlatıcaklarım uzun anlaman içinde göstermem gerek akasi halde beni anlaman çok zor."

"Tamam." Dedim. Ne oluyor o hırçın halimden eser kalmamıştı. Sustum ve olcakları izlemeye başladım.

Koridor bitmiş büyük oymalı siyah tahta bir kapı önüzdeydi. Lafa başladı;

"Bu kapı dünyalar arası bir boyuta açılyor. Yani noviorbis kısaca orbis. Aslında şuanda bulunduğumuz yerde orbis ama asıl dünya bu kapılar arkasında. Soracaklarını önceden bildiğim için bir liste hazırladım." Cebinden bir rulo çıkardı. Açtığında boyu dizlerine kadar uzandı. İlk bir şaşkınlık geçirdim gerçi tüm bunlar arasında buna şaşırmam beni şaşırttı. Ama bi tanıdıklık hissi günün başından beri üzerimdeydi.

Elindeki ruloya baktım espiri olduğunu artık anla dercesine yüzüme baktı. Bende onu ilk kez inceleme fırsatını kaçırmadım.

Beyaz teni, tanıdık elmacık kemikleri, sırıtışının altında beyaz dişleri parlıyordu. Siyah ve dalgalı saçları pürüzsüz alnını örtüyordu. Kiprikleri olduğum yerden bile gözükebilecek uzunluktaydı. Ve gözleri orada takılıp kaldım. Aramızda geçen o 2-3 saniye dakikalara dönüşmüstü sanki. Sonun da kontrollü bir şekilde;

"Komik mi?" Dedim. Bunu yapmaktan nefret ediyorum.

Yüzündeki tebessümde herhangi bir bozulma olmadan;  " Komik olduğunu itiraf ediceksin. Ha bir molanın ardından daha deminki ışıklı şeyi yani portal açmayı yaparkenki sözlerimi tekrarlıyınca ve kapı açılacak. Beni kaybetme" elinde siyah ve bordo renklerinde pelerinler vardı. Borda olanı bana uzattı.

Oriorbis gibi bir şey dedi. İçeri buz gibi bir soğuk girdi. Elimde ki pelerni hemen giydim. Ne kadar umsam bile  bu incecik şey beni ısıtmaz bile.

Bana baktı  elimi tuttu. Ve içeri girdik aslında dışarı çıktık diyebilliriz. Eskibevlerle dolu bir kasabaya gelmiştik. Bizim gibi pelerinli o kadar çok insan var ki. Asyalılar, siyahiler, iskandinav ırkı gibi turuncu ve sarı saçlılar esmerler kısacası her insan türü vardı. Yerlerde hafif havalanmış buda heykelleri gibi duran insanlar. Neresi burası? Harry potter serisinde miyiz?

"İlk olarak nerden başlasak. Buldum istediğimiz yerden. Dikkat et kayma!"

Buraya girdiğim anda içimde soru sorma isteği doğdu hemde milyonlarca nerden mi başlasak diye soruyor.Hepsinden.

"Burada yani orbis özel insanlar yaşar. Nasıl özel insanlar dersen telekinezi ve biokinezi yeteneklerinden daha üst seviyede insanlar ve bunları yapmaya yeteneği olanlar. Anlıyacağın seni buraya çağırma sebebimiz bu."

"Sebebimiz? Kimler onlar?"

"Konsol biz dediysek ben yokum aralarında orada yaşlı dedeler beyaz kıllı suratlardan oluşan bi topluluk. Normal buraya gelecekleri onlar şeçmezler hatta beni bile göndermezler. Bunun için görevli bir komisyon var. Acil birşeyler olduğu kesin. Burada zannettiğin üzere çeşitli ırklardan çok farklı türlerde yaşar. Mesela o. Merhaba George!"

Karşıdan gelen yeti benzeri bir canlı gördüm. Onunda ona bakıp bakmadığına baktığımda o yaratığa sırıtıyordu.

Yaratık yani George;

"Sana da merhaba Barlas!"

Demek ismi bu ha.

"Şarırma aslından bundan öncekileri sen rüyalarında gördün ve bundan sonrasınıda. Hatırlamasanda bilinç altında hazırlandın. Senin özelliğin bu. Şaşıramazsın. Çünkü mekanları ve kişileri görebilme yeteneğin var. Tabi şimdi rüyalarında ortaya çıkıyor. Ama bunu kontrol edebilirsinde."

İste bu duyduğun en güzel şeydi.

"Eee peki senin yeteneğin ne?"

"Düşünce okuma bazende kontrol etme. Kontrol etme olayı çok konsantrasyon gerektiriyor. Bu özellik benim dışımda sadece 1 kişide var."

"Kim o?"

Tam cevap vericekken bir kedi sürüsü karşımızdan geliyodu. Sokkaktaki insanlar birden geri çekildi.

Bu da ne şimdi?

AdelHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin