"Hayat sana Vaykiki vay vay vaykiki vaykiki vaykiki vay v-"
"Beste! Kızım sus 2 dakika bu ne ya sabahtan beri başım şişti!" diye bana içeriden isyan eden anneme saygılar adsfs
"Anneağğ sesimi beğenmiyon mu sen,bu müthiş sesi beğenmiyon mu zalımın gızııı" diye duygu sömürüsü yapmaya çalıştım anneme. Sonuç: Angaralı Besteağ!!
"Beste sen Allah akıl dağıtırken şemsiyeyle falan mı dolaşıyordun yavrum?"
"Ulan gadın sen nerden öğreniyon böyle şeyleriğğ"
"Feysbuuk,feysbuuk her gün aradım durdumm-" İsmail YK'nın şarkısını söylemeye başlayan annemi hayretle dinledim. Valla bu kadın baya şaşırtıyo beni bu aralar da hadi nys. Şımarsın bakalım afsfd.
Annem ile 2 saattir salondan benim odama bağırarak iletişim kurmamız komşuyu rahatsız etmiş olacak gibi yukarıdan 3 kez uyarı vermek istercesine vurdular. Ee tabi benim cinler tepeme geldi böyle olunca.
"Aaaaaaaaaaaaaaaaaaaaayyyyyyyyyyyymmmmmmmmmm gonnnnnnnnaaaa sıviiiiiiiinnnggg frrroom dııııı çendeliyiiiirr" diye Sia'nın Chandelier adlı mükemmel şarkısının içine etmenin verdiği mutlulukla yatağa tekrar çıkıp tepinmeye başladım.
"Aaaaaaaaaaaaaayyyyyyyymmm gonnnaaa liiiivvv layk tomorrooov dazınt eksiiiiiiiiissssstt" elimde tarak,kalpli pijamam,ev topuzum,kayık tipim ile saçma sapan yatağımda zıplarken komşu iyice yukarıdan vurmaya başladı. O sırada annem odama geldi.
"Kızım ne yapıyorsun Allah aşkına, in şurdan bak komşular rahatsız oluyor. Ben markete gidip gelicem,uslu dur. Kardeşin içeride. Sana emanet ona göre." dedi ve kapıyı çarpıp çıktı. Saçımın topuzu bozulduğundan açtım ve ilk kez aynadan saçımın kabarmadığını gördüm. Kendime birden tatlı göründüm. Ahh neyse.Ben çenemi kapattığım halde hala uyarı verircesine yukarıdaki komşu vurmaya devam ettiğinde sinirlendim tabii iyice. Bok kafalılara bak hele. Şimdi sıçtınız siz oluuum.
"Berkeeğğğğğ"
"Besteeeeğğğğğ"
"Berkeeğğ gel burayaa yakışukliiim" ( Biliyorum çok garip bir 'yakışıklım' diyiş tarzım var. Afafsds)Berke'nin koşarak gelen ayak seslerini duydum ve odamın kapısı açıldı.
"Otur şu yatağa Berke senle bir şey konuşacağım."
"Konuş bakalım."
"Bak şimdi yukarıdaki nomissiz vicdansoz gomşular var ya yukarıdan vurup duruyorlar. İşte sesimizden rahatsız oldukları için vuruyorlar. Biz de ne yapalım biliyorr musuun?" dedim sırıtarak.
"Daha çok ses çıkaralııım!!" diye sözümü tamamladı benim üstünzekalı gardaşım.
"Evveettt!" diye bağırdım. Tabi bu mükemmel hissetiğim anı hemen bozdu Berke orangutanı.
"Bir şartım vaar amaa." göz devirdim. (Ayh çk hvalı çk .s )
"Konuş."
"Yumoş'la 3 gün ben uyurum."
"Çüş! Nah veririm sana Yumoş'u" diye kışkırdım.
"İyi o zaman,bende içeri gidiyim." dedi arkasına dönerek.
"1 gün." dediğimde arkasını döndü.
"2 gün." Birbirimize gözlerimizi kısmış bir şekilde bakarken bakışlarımı çektim ve üzüntüyle inledim. (Ne sapıksınız amk o anlamda değil afsds)
"Peki." dediğimde piç smile yaparak yanıma oturdu. Sonra beraber yatağa çıkarak. Şarkı söylemeye başladık.
"İkiiiiii ekmeeek alllddıııım
Evvveeee giddiiyoooruumm
Birriii büyüük biriii küçüüük
İkiii ekkmeeek aldıııım"Yatakta el ele tutuşup zıplıyorduk ve şarkıyı söylüyorduk. Pepee sanırım Berke ve benim tek ortak yanım. Neyse asgdgd.
En sonunda zil çaldı. Bu demek oluyor ki gelen ya annem,ya da komşu. Birkaç yıldır bu binada oturmamıza rağmen komşuların hiçbirini tanımamam büyük bir ironi,evet yeter ses kes.Aynı anda yataktan indik ve kapıya koştuk. Delikten baktığımda tanımadığım,ama çook taş bir çocuk vardı. İnandınız mı? İnanmayın bence. Ölmeyi unutmuş bir amca vardı. Kapıyı açar açmaz saydırmaya başladı. Ee tabi konuşurken takma dişlerinin oynayıp durması ve benim yüzüme fırlarsa diye korkudan adamın ağzına bakıp durmamdan dolayı dediği hiçbir şeyi anlamamam normal sanırım. Sanırım değil evet.
Kapıyı kapatıp içeri girdiğimizde Berke ile televizyonun karşısında Pepee izliyorduk. Sonra zil çaldı. Annem marketten dönmüş olmalıydı.
"Berke kapıyı açsana yakışıklıım"
"Tamam." dedi ve kapıyı açtı. Aslında Berke çok iyi bir kardeş. Ama işime geldiğinde affsgdg.
Kapıyı açmış olmalı ki içeriden sesler geliyordu.
"Selma'cığım geçin içeri lütfen."
"Tamam geçiyoruz canım,gel oğlum."
Ahh anne misafir mi getirdin sen yine ya! Neyse ben anlamamazlıktan gelmiş gibi davranayım. Pepee izlemeye devam ediyordum. Sonra salona girdiklerinde yine o tarafa bakmayıp Pepee izlemeyi sürdürmüştüm. Annem konuşmaya başladığında kafamı o tarafa çevirdim.
"Beste'ciğim bak misafirim geldi tatlım." Kafamı o tarafa çevirdiğimde 1 adet annem,1adet annem yaşlarındaki kadın,1 adet Utku ve 1 adet Ber- Bir saniye! Ordaki Utku lan. Cidden Utku.
"Bak Beste Selma teyzen bu,benim çocukluk arkadaşımdı son 3 yıldır falan görüşmüyorduk. Bu da oğlu Utku." Bende ayağa kalktım ve Selma teyze denen kadını öptüm. Sıra Utku'ya geldiğinde elimi uzattım. O da sıktı. Tabi ordan annem hemen bozdu ciddiyeti.
"Ya sizde çocukluk arkadaşısınız,hatırlamadınız mı birbirinizi. İyice sarılın öpüşün bakalım." dediğinde yukarı bakıp sabır diledim.
"Eveet sarılın bakalım." diye Selma denen kadında konuşunca mecbur sarılmak zorunda kaldım. Annem ve Selma Teyze'nin kıkırtılarını duyabiliyordum. Utku'da bana sarılmıştı. Daha sonra bugün mükemmelliği tutan kardeşim Berke aramıza girdi ve bizi ayırdı.
"Beste,gel sen şuraya otur." dediğinde koltuğa oturdum.
"Kıskandın mı sen beni yakışıklım." dedim ve kucağıma alıp öptüm. Bugünkü tek tesellim Berke sanırım. Umarım çabucak giderler.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kalbimin Hırsızı
RomanceNereden bilebilirdim Doğruluk-Cesaretlilik oyununu oynarken kalbimi çalacak erkekle tanıştığımı,başımın belası olarak gördüğüm çocuğun hayatımı değiştireceğini?