2017/24/01
Son günlerde içimde kötü hisler vardı.Neden olduğu hakkında fikrim yoktu.
Okula geldiğimde jungkook bugün gelmemişti.
Dersler ilerlerken zaman geçmek bilmiyordu sanki.
Tenefüs zili çaldığında başımı sıraya koyup uyumaya çalışmıştım.
Telefonum çalmaya başladığında yerimden sıçramıştım.
Jungkook arıyordu.
"Taehyung,lafımı kesmeden beni dinle.
Biliyorum çok bencilce davrandım.Ama davranmak zorundaydım.Artık dayanamıyorum.Kendine benim için iyi bak. Lütfen güzel bir aile kur."Sesi titrerken son kez konuşmuştu.
"Hoşçakal"
Elimdeki telefon yere düşerken koşmaya başlamıştım.Jimin arkamdan bağırırken umrumda olan tek şey evlerine gitmekti.
Bilinçsiz bir şekilde koşarken yetişebileceğimi umut ediyordum.
Kapıyı var gücümle çalmaya başladığımda açılmamıştı.Bahçedeki taşın altında olan anahtarı alıp açtığımda ses yoktu.
"Jungkook"
Odalara teker teker bakmaya başladığımda onu bulamamıştım.
Son kalan yer banyoydu.
Ellerim titremeye başlarken yavaşça kapıya yaklaşmıştım.Kulpu indirdiğimde kapı açılmamıştı.
Kilitliydi.
"Jungkook orada mısın?"
Ses gelmezken sertçe yutkunmuştum.
Korku içimde filizlenirken ellerim titriyordu.
Kapıyı kırmaya çalıştığımda açılmamıştı.
Bir kere daha denediğimde kapıyı açmıştım.
Küvete baktığımda kanım donmuştu.
Jungkook cansız bir şekilde suda uzanıyordu.
Gözyaşlarım akmaya başlarken bedenini sudan çıkarmıştım.
Nabzı yoktu.
"Yaşayacaksın tamam mı yaşayacaksın,beni bırakamazsın!"
Suni tenefüs yapmaya başladığımda değişen hiçbir şey yoktu.
Uyanmıyordu,çocukluğum uyanmıyordu.
Yerdeki bedenine sarıldığımda kendimde değildim.
Soğuktu bedeni,küçükken beni sararak ısıtan bedeni buz gibiydi.
Elimi yüzünde gezdirdim.Dudakları mosmordu.Teni ölüm rengini almıştı.
Yemin ederim ki onu ölüm bile çirkinleştiremiyordu.
Sevdiğim yumuşak saçlarında gezdirdim ellerimi.Islaktı.
Kabullenemiyordum.
Sonumuz böyle mi olacaktı?
Olmamalıydı.
Gözyaşlarım güzel yüzüne düşerken hissizdim.
Ellerini tuttum.Her zaman benim aksime sıcak olan elleri soğuktu.
Soğuk olan dudaklarına öpücük kondurdum.
"Merak etme bebeğim,seni yalnız bırakmayacağım"
Sendeleyerek mutfağa geldiğimde çekmeceden bir bıçak almıştım.
Geri döndüğümde dikkatimi lavabonun üzerindeki mektup çekmişti.
Üzerinde "Kim taehyung'a" yazıyordu.
Zarftan çıkarıp okumaya başladığımda her cümlede parça parça yok oluyordum.
"Kim taehyung,benim güneşim ve ışığım.
Bu mektubu okuyorsan bil ki seni asla bilerek üzmek istemedim.
Bu hastalık artık beni bitiriyor.
Seni üzgün gördükçe içim parçalanıyor.
Eminim ne olduğunu merak ediyorsundur.
Şizofreni.
Belirtiler iki yıl önce başladı ve gittikçe kötüye ilerledi.
Kafamın içindeki sesler durmak bilmiyordu.
Bu yıl daha kötü oldu.Artık daha çok kriz geçiriyorum.
Hangi doktora gitsem işe yaramadı.
Lütfen bana kızma.
Ben seni asla bırakmayacağım her zaman seninleyim.
Yılbaşında oturduğun parkta,baktığın bir mustang arabada veya küçükken bulduğumuz harabe binada.
Kriz geçirdiğim gün uyuduğumu sansan da uyumamıştım.
Seni seviyorum dedin.
Ben de sana şimdi cevap veriyorum.
Seni seviyorum"
Gözyaşlarım kağıda dökülürken bıçağı elime almıştım.
Jıngkook'un karşısına oturdum ve bedenimi duvara yasladım.
Sertçe yutkunup bıçağı bileğime dayadım.
Derin bir nefes alıp bileğime derin bir çizik atmıştım.
Zar zor nefes aldığımda diğer bileğime de çizik attım.
Nefesim teklemeye başladığında sona yaklaştığımı hissetmiştim.
Gözyaşlarım akarken son kez baktım sevdiğim insana.
Nefes alamamaya başladığımda son kez mırıldandım.
"Seni seviyorum jungkook"
Ve o an bilincim kapanmıştı.
Kim taehyung ölmüştü.
-
Kimse böyle bir son beklemiyordu değil mi?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ELEVEN // VKOOK
FanficDudaklarımı öptüğün günü her zaman hatırlayacağım •Anne marie 2002 şarkısından ilham alınarak yazılmıştır• •Tamamlandı