Akşam saatlerinde arabasının kenarında soluklanıp bir dal sigara yaktı ve uzun uzun yanan sigarasının külüne daldı. Kağıdın yanmakta olan her bir zerresini ateşin ustalıkla nasıl kavurduğuna itinayla, hiçbir şey olmamış gibi izledi.
Bir nefes daha çekti. Bir kez daha ve bir defa daha...Henüz çektiği sigara dumanı ciğerlerinde gezinirken kapıyı aralayıp ceketini yan koltuğa fırlatarak sürücü koltuğuna kuruldu. Nefes alıp vermek büyük bir ızdıraba dönüştüğünde acı dolu bir nefes daha alıp verdi. Zaman o kadar yoğun bir derecede yavaş ilerliyordu ki kalp atışlarının sesi neredeyse kulaklarında çınlamaktaydı. Kaburgasını delip geçmek isteyen acı göğüs kafesini yırtmak için zorluyordu. Bugünü hiç yaşamamış olmayı diledi. içinde tarifi imkansız bir fırtına kopmaktaydı. Bu fırtına öylesine şiddetliydi ki kendisini başta olmak üzere her şeyi ve herkesi de beraberinde yok etmek istedi.
Bir ara inanmak istemedi tüm bu yaşadığı duruma. Tekrar arabasından inip hastane kapısına doğru bir iki adım atsa da bir anda durup yürümeyi kesti. Bakışlarıyla önünde duran koca binayı süzdü. Karısının ve oğlunun yanına gidip tüm bunların kötü birer kabustan ibaret olduğunu söyleyip onlara sımsıkı sarılmak istedi.
''Hiç bir şey olmadı. Bu lanet bir kabustan başka bir şey değil.'' Damağına değen metalik tatla dilini ısırmış olduğunu yeni fark ederek dudaklarını birbirine bastırıp düz bir hale soktu. İçi yangın yeri gibi felaketlerle ve ızdıraplarla doluydu. Yüreğine hücum eden ağrısına rağmen başını kaldırıp etrafı seyre daldı. Hastane kapısında koşuşturan insanları gördüğünde, gerçeklerin bir tokat gibi yüzünde patladığını hissetti. Öfkeyle tekrar arabasına bindiğinde güç almak istercesine parmaklarını direksiyona kenetledi. Sıkıca kavradığı ellerinin arasındaki direksiyondan gıcırtılı sesler duyulmaya başladığında çenesi kasıldı. Boynunda beliren damar oldukça belirgin biçimde seğirmeye başladı. Daha fazla dayanamayacağını anladığında kendisini tutmayı bırakıp öfkeli yumruklarını arka arkaya direksiyona geçirdi.
Dikiz aynasına kayan bakışlarının içerisine büyük bir ilgiyle baktı. Gözlerinin içinde içinde oluşan yangının, tüm dünyayı kasıp kavurabilecek cinsten olması için için kendisini bile korkutmaktaydı. Geçmişte yaptığı acımasız anılarını hatırladığında, şuan da yapabileceklerinin sınırlarını çizmekte zorlanan haliyle derin bir nefes verdi. Yaşanan onca olaylı günlerin üzerinden geçen zaman, gözlerinin önünden peri masalı gibi akmaya başladı. Tüm o kötü geçen günlerden sonra bu işlerden vazgeçtiğini açıkça herkese duyurmasına rağmen bu kadar kolay bir şekilde biteceğini düşünebildiği için kendini aptal gibi hissetti.
Başını geriye doğru yaslayıp bir müddet kafasında birbirine karışan düşüncelerinden dolayı gür sesle bağırdı. Yer altının korkulan ismi olup da tüm bu işlerden kolayca sıyrılabileceğini düşünmüş olabildiği için çaresizliğine haykırdı. Dudaklarının kenarlarından etrafa saçılan öfkeli bağırışı karşısında dışarıdaki bir kaç yabancı yüzün kendisine döndüğünü fark etti. Tüm o korkunç günleri ardında bırakmasını sağlayan gücü bir tek ailesinde bulabilmişken şimdi onları kaybetmişti.
Bu yolu yıllar önce kendi tercih etse de yine de bu acıya başkaları tarafından katlanmak mecburiyetinde bırakılmıştı. İçinde yavaş yavaş meydana çıkmaya başlayan gaddar derecedeki düşünceleri ön plana çıkmaya başladığında bunu durdurmak istemedi. Aksine belki de ilk kez bu kadar sıkı sıkıya bağlanmak istedi kötülüğüne. Usul usul çatılmaya başlayan kaşlarının ortasında beliren devasa kırışık çizgi, yaşattıklarının ve bundan sonra yaşatacaklarının bir imzası gibi çatıldı.
''Allah kahretsin! Kahretsin!''
Hızla gaza bastığında bu zamana kadar kimsenin asla şahit olmadığı ve bundan sonra da asla kimsenin şahit olmasına izin vermeyeceği göz yaşlarının keskin elmacık kemikleri üzerinden akmasına müsaade etti. Asla yıkımı tatmamış bir adam olarak ilk ve de son kez bu gece kendisine yıkımın en hazin sonunu tattırmaya izin verdi. Bu geceden sonra Tüm herkes kim olduğunu öğrendiğinde hala alabiliyor oldukları nefes için kendisine şükretmeyi öğrenecekti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
VURGUN
Teen FictionBiri hayat kurtarırken, diğeri ölümü fısıldayan karanlık bir adam... Görev aşkı uğruna yemin etmiş acılı bir polis... sizce ne denli gözü kör olmuş olabilir ? Herşey Sahranın üzerine aldığı davayı kabul edip, ünlü iş adamı olan Hakan Ulusoy'un aile...