Farklı evrenlerde veya
Farklı dünyalarda olsak da,
Birbirimizi duymak
Bize yeter mi?° ° °
"Saçmalamayı bırak Midoriya! Farklı evrenlerde yaşıyorsak da ne demek şimdi!?"
"Bilmiyorum. Sadece bir teori fakat gerçek de olabilir. Sonuçta ikimiz de aynı yerdeyiz. Ama birbirimizi göremiyoruz. Bunu araş-"
"Midoriya, lütfen bırak."
Todoroki, kendini basamaklara bıraktı. Sertçe yere oturdu. "Ne düşünüyordum ki!? Sanki gerçekten buluşabilecekmişiz gibi! Akıl hastasıyım, deliyim, salağım ben!" Gözleri dolmuştu. İnanmak istemişti. Ama olmamıştı. Kendini kandırmış gibi hissediyordu.
Midoriya, Todoroki'nin düşüncelerini hissetti. O da aslında aynı durumdaydı. Buna bir çözüm bulup birbirlerini görmek istiyordu ikisi de.
"Hayır Todoroki! Sen ne akıl hastası, ne deli, ne de başka bir şeysin. Ben seni duyuyorum, sen de beni. Hiç birbirimizi duyduğumuzu, düşüncelerimizi hissettiğimizi düşündün mü? Ben düşündüm! Beni dinle, lütfen."
Todoroki, gözlerini batan güneşe çevirdi. Gözyaşları azalmaya başlamıştı. Burnunu çekti. Elleriyle yanaklarından süzülen yaşları sildi.
"E-evet Midoriya?"
"Lütfen ağlama. Beni de üzüyorsun böyle Todoroki."
"Ağladığımı nerden biliyorsun?"
"Duygularımız birbiriyle çakışıyor. Bu da düşünürken bulduğum şeylerden biri. Daha ağır basan duygu karşıdaki kişiyi de etkiliyor. Tabi benim düşüncem bu."
"Haklı olabilirsin. Yani aslında düşüncen doğru. Aynı zaman diliminde, aynı yerdeyiz. Fakat birbirimizi göremiyoruz. Duygularımız ve düşüncelerimiz ikimizi de etkiliyor. Peki acaba birbirimizi hiç göremeyecek miyiz?"
"Bilmiyorum. Aslında bunu birkaç arkadaşım ile araştırabilirim. Sen de araştırabilirsin. Belki de birbirimizi görmenin bir yolu vardır. Evlerimize giderken de düşünelim."
"Haklısın Midoriya."
İkisi de birbirlerini görmese de birlikte, aynı yoldan yürüyorlardı. İkisi de nasıl görüşeceklerini bilemese de düşünmeden edemiyorlardı.
° ° °
Midoriya, eve gelmişti. Annesine herhangi bir şey anlatmamıştı. Anlatsaydı eğer annesi doğru söylediğini düşünecek ve doktora gideceklerdi, yine. Bunu biliyordu.
Todoroki de eve gelmişti. Biraz uzun sürmüştü gelmesi. Yani gecikmişti. Babasından yine azar yemişti. Ama pek de umursamadı. Geç gelmesinin nedenini bilmiyordu babası. Bir şeyler salladı.
İkisi de yemeklerini yediler ve odalarına kapandılar. Araştırma yapmaları gerekiyordu. Birbirilerini görmek için her şeyi yapacaklardı.
Midoriya en yakın arkadaşlarından bir olan Iida'yı aradı çabucak. Bu saatlerde ya kitap okuyor, ya da antreman yapıyor olmalıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
✔ [° Universe °] / Tododeku
Science FictionMidoriya, bir kez daha o tanıdık sesi duydu. İçinde bir şeyler kıpırdadı. Heyecanlandı.Ses sanki biraz üzgün, mutsuz gibiydi. Söyle diyordu; "Keşke senin gibi bir babam olmasaydı! Anneme, ne hakla el kaldırırsın sen!?" "Yine babasıyla kavga etmişler...