{° Rüya °}

946 106 63
                                    


O rüyalarımda yaşıyor,
Onun rüyalarında yaşıyorum.
Peki gerçek hayatta,
O kalbimde yaşıyor mu?

° ° °

Midoriya ve Todoroki uykuya dalmışlardı bile. İkisi de birbirlerini düşünmeye çalışıyorlardı. Hem uyumaya çalışmak, hem de birbirlerini rüyalarında düşünmek ikisine de zor gelmişti.

Midoriya, kendi rüyasında bembeyaz bir odadaydı. Odada sadece siyah bir kapı ve siyah, tek kişilik koltuk vardı. Etrafına bakıyor fakat Todoroki'yi bulamıyordu. Dün akşam ona anlattığı dış görünüşüne dayanarak bakıyordu. Bulamıyordu.

Todoroki de, kendi rüyasında kömür gibi siyah bir odadaydı. Onun bulunduğu odada ise aynı Midoriya'nın bulunduğu odadaki gibi, sadece beyaz bir kapı ve beyaz, tek kişilik koltuk vardı. Ne yapacağını bilemese de, simsiyah odayı aydınlatan kapıyı açmak için uzandı. Kolu döndürdü ve kapı kendiliğinden, yavaş yavaş açıldı. Todoroki'nin karşısına siyah bir kapı çıktı. Fakat kapının koluna ulaşamıyordu. Durduğu yerin ilerisi boşluktu.

Midoriya artık delirmek üzereydi. Sırtını duvara yasladı. Kendini yere bıraktı. Başını siyah kapının olduğu tarafa döndürdü. Kıvır kıvır saçlarını karıştırıken "Acaba kapının arkasında ne var?" diye düşünmeden edemedi. Kalktı, kapının önüne geldi. Kapının kolunu döndürdü. Kapı açıldı ve onu gördü.

Birbirlerine uzun uzun baktılar. Yeşil saçlı çocuğun gözleri dolmuştu. 4 yıldır duyduğu seslerin sahibi şu anda karşısındaydı.

Durdukları yerin önündeki boşluk yavaş yavaş tuğlalarla kapandı. Todoroki ilk adımı attı. Midoriya da onun peşine attı, ilk adımını. Önlerindeki tuğlalarla döşenmiş yol biraz uzundu. Birbirlerine sarılmak için hızlı hızlı koştular. Midoriya bir kaç defa tökezlese de sonunda onun yanındaydı.

İlk Todoroki sarıldı, karşısındaki, ona göre kısa olan çocuğa. Sanki gerçekten de ona sarılıyormuş gibiydi. Saçlarında gezdirdi ellerini. Midoriya da peşinden, sıkı sıkı sarıldı. Sanki yıllardır birbirini görmemiş iki kardeş gibilerdi. Fakat bu farklıydı. İkisi de farklı evrenlerde yaşasa da şu anda birbirlerini görebiliyorlar, sarılabiliyorlardı.

"Midoriya, sen gerçek misin? Bu gerçek sen misin?"

"Evet, Todoroki. Bak, artık evrenler arası değil, yüz yüze, birbirimize bakarak, konuşuyoruz."

"Hayal ettiğimden daha tatlısın."

Midoriya, Todoroki'nin sırtındaki ellerini hızlıca çekti ve yüzünü sakladı. Utanmıştı. Böyle kelimeler, böyle bir cümle beklemiyordu. Kırmızı ve beyaz saçlı çocuk, sarıldığı kişiye baktı. O yüzünü kapatsa da, o şirin yüzünü görüyordu, yeşil saçlı çocuğun.

"Te-teşekkür ederim, Todoroki. Se-sen de çok ya-yakışıklısın."

"Ben de teşekkür ederim, Midoriya."

Kısa boylu çocuk, ellerini yüzünden çekti. Karşısındaki, uzun, yakışıklı, zarif ve tatlı çocuğa baktı. "Çok şirin bakışları var." Midoriya bunu düşünürken, Todoroki'nin gözlerine bakıyordu.

"Senin de öyle."

"Ha?!"

"Unuttun mu Midoriya? Düşünceler, duygular..."

"Do-doğru! Unutmuşum. Bi-biraz heyecanlıyım da. Ne yapabilirim ki?"

"Direk söyleyebilirsin, mesela."

"H-hayır, Todoroki."

"Peki ben söyleyeceğim o zaman. Hazır mısın? Lütfen, yüzünü tekrar kapatıp da, yarım saat öyle durma."

"Evet, hadi söyle!"

"Kıvır kıvır saçların, yemyeşil gözlerinle çok uyumlu. O çillerin seni daha da şirin yapmış. Zaten şirinsin. Bir erkek bu kadar şirin olabilir mi? Bence olmamalı."

Midoriya'nın yanakları kıpkırmızı olmuştu. Düşünmek istemese de "Ben, aşık mıyım yoksa!?" diye düşünmeden edemiyordu. Todoroki'nin yanakları biraz kızarmıştı.

"Midoriya, şey..."

"E-evet Todoroki?"

"Ellerin buharlaşıyor. Uyanıyoruz sanı-"

° ° °

"-riya! Midoriya, uyan!"

"Ha!? Efendim? Ne oldu!?"

"Bir şeyler sayıklayıp duruyordun. Ateşin çıktı."

Midoriya ellerini anlına, sonra yanaklarına koydu. Başı o kadar da sıcak olmasa da yanaklatı yanıyordu. Iida ve Hatsumei, Midoriya'ya bakıyorlardı. İkisi de endişelenmiş, korkmuşlardı.

"Ne söylüyordum ki?"

"Karşıdaki konuştuğun çocuğun ismini sayıklayıp durdun. Bazen de şey diyordun..."

"Ne? Ne diyordum!? Söyle lütfen!"

"Götür beni, diyordun. Nedenini ikimiz de bilmiyoruz. Araştırdık ama hiç bir şey bulamadık."

Midoriya'nın gözleri büyümüştü. Bir Iida'ya, bir Hatsumei'ye bakıyordu. Hatsumei'nin cebindeki telefon titredi. Midoriya'nın yanına oturdu. Mesaj atan Shinso'ydu. Midoriya, kötü bir şey olduğunu şimdiden anlamıştı.

° ° °

🐿Shinso🐿
Pencereden dışarı bak Harsumei, hemen!

° ° °

Uzun süre sonra yeni bir bölüm!
Ve buluştular!!!
Yey!
(≧∇≦)/

• Sizce ne oldu?
• Shinso neden dışarı bakmalarını istedi?
Hepsi diğer bölümde!!!
(๑˃̵ ᴗ ˂̵)و

Sizleri seviyorum!
Umarım beğenmişsinizdir ve severek okumuşsunuzdur!!!
٩( ᐛ )و

602 kelime...

✔ [° Universe °] / TododekuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin