Herşey normal gidiyordu hayatımda .En yakın arkadaşlarım ailem herşey gayet normal ve sıradandı. Bir gece haberlere bakarken yeni bir tip virüs çıktığını duydum ama pandemik olmadığı için fazla takılmadım virüs üzerine .Gece biraz kitap okuyup yattım. Sabah okulda derslerden sonra olan kursta birini gördüm bir kişi beni bu kadar mı etkileyebilir.Kursu bahane edip tanıştım cidden çok tatlı birisiydi ismi Zeynepmiş. Evde bir şekilde sosyal medya hesabını bulup konuşmaya başladık. Bu olanları en yakın arkadaşım Poyraz'a ve Deniz'e anlatmalıydım diye düşünüyordum. Bir an önce sabah olsun diye erkenden uyudum. Uyanır uyanmaz hızlı bir şekilde hazırlanıp okula gittim. Ama okulda bir his bana engel oldu sadece Deniz'e anlattım. Deniz şaşırdı ilk başta ama beni mutlu görünce o da sevindi.Günler böyle böyle geçerken ben Zeynep ile iyice yakın arkadaş oldum. Bu arada 1 ay zaman geçti . 1 ay önce gördüğüm haber pandemik hal aldı ve tüm dünya ülkelerini sardı ismi ise virüsün BELAK-20 bu virüs henüz Türkiye'ye ulaşmadı diye sevinirken sağlık bakanlığı açıklama yaptı .Artık virüs Türkiyede de var diye . İlk başta herşey normal seyrinde gidiyordu. Virüs ortaya çıktıktan 1 hafta sonra okullar kapandı ardından sırasıyla AVM'ler Cafeler derken sokağa çıkma yasağı ilan edildi . Tabi bu yasak tüm ülkelerde vardı üretimler tamamen durmuştu. Virüs dünya nüfusunun yarısına bulaşmış ve dünya nüfusunun %15 lik bir kısmını öldürmüştü. Artık devletler yıkılıyordu . Tabi bunlar 1 yıl içinde olmuştu.
...10 yıl sonra...
Virüsten dolayı insanlığın %70 i ölmüştü ve virüs bitti. Ama hiç kimse ne yapacağını bilmiyor yaşayanlarda grup halinde geziyorlardı. Ben ve yaşayan bir kaç arkadaşım beraber geziyorduk. Hepimizin ailesi ölmüştü bizde zaten 3 kişiydik .Ben , Deniz ve Poyraz . Deniz kız olduğundan genelde silah taşımayı Poyraz ve ben yapardık ama Deniz'de de bir tabanca vardı daima . Çete savaşları gibiydi yaşamak için öldürüyordu herkes . Geceleri sırasıyla nöbet tutardık . Nöbet sırası bende iken arkadan bir ses geldi sese doğru dolu silahım ile ilerledim.ma kedi çıktı tam arkamı dönmüştüm ki bir silah kafama dayanmış bir şekildeydi o an birşey yapamadım ve bizi esir alıp elimizi bağladılar .
Sabah olunca 2 kişi olduklarını anladım. Bir yerden tanıdık geliyordu bu kişiler ama nereden . Biraz daha bekledikten sonra Zeynep ve Serpil olduğunu anladım çok değişmişlerdi.Onlar bizi tanıyamadı artık ne kadar değiştiysek bizde .Tabi hatırlayınca direk Zeynep diye seslendim .İsmimi nereden biliyorsun dedi Zeynep ben Mert dedim direk hatırladı ve sarıldı. O an çok güzeldi ama artık 5 kişi olmuştuk ve başka tanıdığımız yada tanımadığımız kimse yoktu tüm dünya yok olmuş gibiydi . İletişim hatları kopuk olduğu için başka kişi varsa da onlarla iletişim sağlayamıyorduk .
9 yıldır aynı yerdeyiz ve hep beraber başka bir yere gitme kararı aldık. Ya yürüyeceğiz yada çalışan bir araç arayacaktık .Araç arama hepimize cazip geldi .3 gruba ayrıldık gruplar şöyleydi Poyraz ve Deniz , Zeynep ve Serpil ve ben tek başıma çalışan araba bulmaya ayrıldık arabayı bulan işaret fişeğini atacaktı. Bir aksilik çıkmaması umudu ile ayrıldık. Yarım saat sonra Zeynep ve Serpil fişeği attı bir jeep bulmuşlardı ama iki sorunu vardı benzini az ve tekerleği patlaktı. Poyraz ve Ben 2 kilometre uzakta bir tamirci vardı hala onda sağlam tekerlek varsa ondan teker alıp gelecektik o arada Zeynep, Deniz ve Serpilde arabayı binilebilir hale getirmek için temizliceklerdi.Şansımız varsa eğer sağlam lastik bulacaktık. Yolda giderken başka şeylere de bakıyorduk işimize yarayacak herhangi bir şeye fark etmeksizin.Ve sonunda tamirciye gelebildik sağlam lastik bulması zor oldu ama 9 tane bulabildik. 4 tanesini yanımıza alıp geri arabaya doğru yola çıktık .
Kızlar çoktan arabayı temizlemişti bile bizde gelir gelmez Poyraz ile arabanın tekerlerini taktık.Yakıt sorununu da başka araçların depolarında az az hortumla çeke çeke hallettik ama bu bizi pek uzun götürmez. Arabayı sonunda çalıştırabildik . İlk olarak tamirciye tekrar gittik ve yanımıza kalan 5 lastiği ve araba ile ilgili malzemeleri aldık.İyikide jeep bulmuştu Serpil ve Zeynep yoksa bu kadar eşyayı normal bir araba alamazdı. Bu yerden gideceğimiz için yanımıza yiyecek ve içecek almaya çalıştık olabildiğince.Ama öncelik olarak gıdalardan sonra benzin olmalıydı o yüzden benzinlik arıyorduk yolda bir yandan da . Benzinimiz tam bitmek üzereydi ki ileride benzinlik gördü Deniz . Bizim için o an bir kurtuluş gibiydi Depoyu fulledik ve yanımıza 4 bidon benzin aldık yanımıza almamız tehlikeliydi ama yapacak başka birşeyimiz yoktu. Zeynep ,Deniz ve Serpil direk marketine girdi benzinliğin Tarihi geçmemiş yiyecek ve içecek aradılar tabi farklı olarak hep kuru şeyleri yemek bunaltmıştı. Ardından Ben ve Poyrazda girdik markete o an gözüme harita çarptı. Harita sayesinde daha güzel bir yere gidebilirdik ama suan hepimiz yorgun olduğumuzdan bu geceyi burada geçirme kararı aldık.Bu sefer nöbet sırası Poyrazdaydı ama hepimiz çok yorgun olduğumuzdan arabayı saklayıp kendimizde marketin iç kısmına dıştan gözükmeyen bir yerine çadır kurmuştuk .
Sabah olunca marketten yanımıza haritayı , tüm çadırları ve tarihi geçmemiş atıştırmalıkları almıştık . Tek sorun arabada yer kalmamıştı tekerlerin ikisini ve 1 bidon benzini geri bırakmıştık. Harita üzerinde bulunduğumuz noktayı tahmin etmeye çalıştık eğer yanılmıyorsam çevre yoluna yakındık. Çevre yoluna çıktıktan sonra denize kenarı olan bir yere gidecektik. Hep beraber Ege kıyılarına doğru karar vermiştik tek avantajımız vardı bu uzun yolda hepimiz araba kullanmayı biliyorduk . Plan şuydu birer saat ara ile hepimiz arabayı kullanacaktık ve hiçbirimiz yorulmayacaktık Yola başladık tahminim doğru çıktı çevre yolunu bulduk yolda ama hep daha büyük bir araba aradı gözüm çünkü daha rahat ilerlemek ve yanımıza daha fazla eşya almak için büyük araba şarttı 5 saat yolun ardından başka bir benzinlikte durduk .
Şanslı günümüzdeydik sanırım bir transporter vardı uzun şasi 12 koltuklu bize fazlası ile yeter de artardı. Arabanın 1 camı yoktu tekerlek zaten dura dura çürümüştü Motorunda birkaç sorun vardı 1 güne ama hepsini halledebilirdik . Birazdan hava kararacağı için çadırı kurmuştuk hep beraber ateşi yakıp etrafına oturmuştuk tabi benzinlikten uzakta bu sefer ben dışarıda biraz daha durdum herkes içeri girdi ve yattı yarını ve sonrasını düşünüyordum ki tam Zeynep geldi yanıma oturdu ve omuzuma yaslandı hayali bile güzelken gerçek olmuştu . Kaç sene geçti beni unuttun mu diye sordu oysa 8 sene aynı yerde onunla karşılaşırız diye beklettim Poyraz'i ve Deniz'i haberi yoktu. Sadece unutmadım diyebildim . O an ikimizde zamanın durmasını ve akmamasını istiyorduk. Biraz daha durduktan sonra içeri girdi Zeynep ben de ardına girdim çadıra. Sabah erkenden kalktık güneş daha yeni doğuyordu. İşimiz çok olduğundan direk başladık. Poyraz , Deniz ve Serpil arabanın motoru ile uğraştılar.Ben ve Zeynepte tekerlek ve camı ile ilgilendik 3-4 kilometre önce bir tamirci görmüştük oraya gidip Zeynep ile gerekli malzemeleri aldık ve geri döndük. Bu sefer arabayı tamamen düzelttik benzinini tamamen doldurduk . Ama tüm bunlar bir günümüzü aldı . Hepimiz açtık ama hiç kimsenin yemek yapmaya hali kalmamıştı en sonunda Serpil ben hazırlarım dedi ve Benzinliğin marketinde olan tarihi geçmemiş yiyeceklerle birşeyler yaptı . Hepimiz şu an sadece uyumayı düşünüyorduk ki direk uyuduk yarın karar verecektik ne yapacağımıza.
Bu sefer uyandığımızda güneş çoktan tepeye varmıştı belki bugünde burada durabilirdik hatta belki birkaç gün daha herkes uyanınca karar verecektik buna . İlk ben uyandığım için yemeğide ben hazırlamaya karar verdim, Bu sefer farklı birşey yemek için ava çıkacaktım tabi biri uyansın ona söyleyip gidecektim ve sonunda Poyraz uyandı ona dedim ben de gelim dedi ama olmaz deyince anlayış gösterdi.Ava çıktım ama ney avlayacağımı bilmiyordum bende kuş avladım 5 kişiye 10 kuş yeterdi diye düşündüm. Kısa sürede 8 kuş ve 2 tane de tavuğa denk geldim ve avladım. Bir an önce benzinliğe geri döndüm ve herkes uyanmıştı . Poyraz çoktan ateşi yakmıştı. Bende bir an önce tüylerini soyup hayvanları pişirmeye hazır hale getirdim.Bugünde burada kalmaya karar verdik. Bu gün tamamen dinlenme ve eğlenme üzerine plan yaptık. Markette bulunan şişeleri dizip topla vurmaya çalıştık, olmazsa olmazımız şişe çevirmece erkenden yattık vede ertesi gün hepimiz dinç bir şekilde kalktık. Şimdi ciddi bişey konuşmaya devam edelim yola tek araç mı iki araç ile mi devam edecektik. Hepimiz ayrılmamak için tek araç gitmeyi seçtik. Tüm eşyaları jeepten transportera taşıdık. Bu arada transporterin koltuk sayısını 6 ya düşürdük. Bu sefer yanımıza 7 bidon benzin bu benzinlikteki gıdaları ve jeepten söktüğümüz tekerleri aldık.Ama tekerleri ve benzini üst kısma kaynak makinesi ile hazırladığım bir bölmeye koyduk. Böylelikle hem daha fazla gıda hemde güzel bir koku ile devam edecektik yola. Bolca temiz su aldık yanımıza ve aralıksız yola koyulduk sonunda bir deniz kenarına gelebildik. Burada kalabileceğimiz bir yer bulmalıydık . Hepimiz o eski kaldığımız yerden çıktıktan beri banyo olmuyorduk ve bu hepimizi rahatsız ediyordu. Burada banyo olabilmek için önce sağlam bir bina ardından çalışan bir sıcak su sistemi bulmamız gerekiyordu onun yerine denizde olmayı seçtik. İlk önce kızlar oldu biz onları belli bir mesafeden koruduk ardından biz olduk onlar bizi korudu. Temizlik işini hallettiğimize göre artık barınma ve beslenme sorunu kalmıştı.Barınma için çadırları kurduk geçici olarak beslenme sorun yaratıyordu kuru gıdalar tüketmek artık hiçbirimiz istemiyorduk. Ama bugünlük onları yedik mecbur olarak ve hava kararıyordu . Ateş yaktık yine ve o ateşin sıcaklığı çadırı ısıtmaya yetmişti. Hepimiz sıcağı görünce uyuyakalmışız. Her zamanki gibi önce ben kalktım. Bu sefer ne yapacağımızı bilmiyordum. Herkez uyanınca bir plan yapacaktık burada mı yoksa başka bir yerde mi yaşayacaktık . Eğer burada kalırsak bir barınma alanı ve gıda ihtiyacımızı giderecek bir şeyler yapmalıydık. Ama şimdilik herkesin uyarmasını beklemeliydim . O arada bende etrafı gezsem mi acaba diye düşündüm kendi kendime.
Daha kimse uyanmamıştı ve etrafı gezme kararı aldım. Etrafı gezerken 5 el silah sesi duydum.Bizim kaldığımız yönden geliyordu ses bir an takıldım dönüp kaldım hem gidip bakmayı istiyordum hem de kalmayı ve gitmemeyi istiyordum. Eğer bizimkiler vurulduysa ne yapacağımı bilmiyordum. Kaldığımız yöne doğru tedbirsiz bir şekilde koştum ve orada 2 tane yere yatmış kanlar içinde kişiler vardı yüzleri dönük olduğundan emin olmak istemedim ama bakmak zorundaydım. Korkarak baktım ve bizimkiler değildi. Bir an rahatladım ama bizimkiler neredeydi onları bulmam lazımdı. Etrafta bağırdım yakındalarsa eğer sesimi duyup gelirler diye .
Yerde kan izleri vardı 5 el silah sesi duyup 2 kişinin ölmesi saçma olurdu. Kan izlerini takip ettim . Tahminimce 5 dakika içinde kan izlerinin kaynağını buldum . Bizimkilerdi ve Poyraz vurulmuştu ama mermi sıyırmış o yüzden kısa bir süre topallayacaktı. Hemen koştum onları görünce ve yaşadığım için sevindiler çünkü öldüğümü düşünmüşlerdi ortalıkta beni göremeyince. Poyrazın ayağı hala kanıyordu hiçbirinin bir bezle bağlamak o an aklına gelmemiş olmalıydı. Direk üstümden bir parça kopardım ve Poyrazın ayağını bağladım.Ardından çadırlarımızın yanına gitmemiz gerektiğini söyledim ama hepsi karşı çıktı. Gidip malzemelerimizi alıp öyle ne yapacağımızı düşünmemiz gerekiyor dedim. Ben tek başıma giderim siz burada bekleyin dedim. Ama Deniz olmaz seni tek yollamam dedi . Bir an hoşuma gitti bu ama olmaz dedim .Eğer başkaları yaşıyorsa silah sesine gelebilirdi bu da onun için tehlikeli olur diye düşünmüştüm ama Zeynep anında cevabını verdi. Senle denk gelene kadar beni sen korumadın dedi . Diyecek birşey bulamadım ve mecburen beraber yola çıktık. İkimizdede dolu m4 vardı .Eğer olası bir tehlike ile karşılaşırsak çatışmaya hazır olmalıydık.Belki daha kalabalıklardı o yüzden her an herşeye hazır bir şekilde olmalıydık.Yolda etrafa dikkatli bakarak ilerledik ve sonunda çadırın yanına geldik .Ama bir sorun vardı orada 3 kişi daha vardı cesetlerin dışında . Bizim bir avantajımız vardı onlar geldiğimizi bilmiyordu . Bu avantajı olabildiğince kullanmalıydık . Önümüzde iki seçenek vardı ya onları öldürecektik yada onlara fark ettirmeden olabildiğince malzeme alıp yanımıza arabaya binecektik . Tüm malzemelere ihtiyacımız vardı ve ikinci yolda yakalanma ihtimalimiz yüksekti . O yüzden mecburi olarak onlarla çatışmaya girecektik.Çatışmayı büyük olasılıkla biz kazanırdık ama yinede tadbirli olduk . Silah kullanmada bizimkilerden çok daha iyi olduğum bir kesindi o yüzden Zeynep en sağdakini ben ise diğer ikisini öldürecektim ve planladığımız gibi oldu . Her ne kadar onları biz öldürsekte bir yere gömmüştük tabi gömme işlemi bir saat falan sürmüştü . Arabaya malemeleri yükleyip bizimkilerin yanına gitmek için yola koyulduk. Poyraz , Deniz ve Serpil ağaçların arasında bizi bekliyordu. Onların yanına gelebildik sağ salim .
Bir plan yapmalıydık ya burada kalacaktık yada başka yere gidecektik. Burada kalmak tehlikeliydi ama başka yerede gitmek tehlikeliydi ne yapacağımızı bilmiyordum. Hep beraber arabaya bindik ve planımızı yapmaya başladık harita üzerinde ve tabelalardan okunabildiği kadarıyla Aydın kuşadası tarafında bir yerdeydik ve başka yere gitme kararı aldık ama nereye gitsek bilemiyorduk.Hepimiz haritaya bakıyorduk öylece ve birden Zeynep Fransa dedi hepimiz bir şaşırdık sonuçta hiç birimiz yurt dışında bir yer düşünmüyorduk. Harita ölçeğine göre Fransa bulunduğumuz yerden tam olarak 3216 kilometreydi tabi o da en yakın rotayı hesapladım. Tahminimce bir 45 saat falan sürerdi yol o da aralıksız sürersek. Bu yol bize rahat 5 gün falan sürerdi çünkü uzun yola hiçbirimiz dayanamayız şu halde . Tabi yol dahada uzayabilir sonuçta yolu bilmiyorduk . Haritalar ve okunabildiği kadar tabelalar sayesinde ilerlicektik. Türkiye sınırlarında rahatlıkla yolu bulabilirdik ama Meriç nehri sonrasında tabelada yazanları tam olarak anlamayacağımız için sonrasında zorlanacaktık. Yola çıktık ilk başta İzmire gitmeyi planladık ve 45 saatlik yolu yorulmadan gitmeye karar verdik o yüzden o yol bize rahatlıkla 2 haftaya çıktı . Bakalım o iki hafta boyunca ve sonrasında neler yapacaktık neler yaşayacaktık.