Bu sefer en kısa rotadan değilde tamamen sahil hattından gidecektik . Bu Yüzden yol 400 kilometre falan sürerdi tahminimce . Çanakkale'ye gitmeden acaba bir yerde dursak ve birazda orada mı vakit geçirsek diye düşünüyordum .Tabi buna tek başıma karar sonuçta ortak kararlar ile hareket ediyorduk.Bir 80/90 km sonra falan durduk . O ara ben fikrimi söyledim ama kimse kabul etmedi. Yemeğimizi yeyip bir an önce gidelim dediler . Önceden avladığımız birkaç tane kuşu pişirdik ve yedik . Geri her şeyi toplamıştık ki arabanın tekerinin patladığını fark ettim.Herkes ilk başta benim yaptığımı düşündü ama ben değilim deyince hepsi inandı bana.
Arabanın tekerlerini değiştirmemiz 20 dakika falan sürmüştür. Lastikleri de takar takmaz yola koyulduk.
Sonunda Çanakkale'ye varabildik orada bu sefer 1 hafta durmaya karar verdik belki süre artabilirdi orasına şuan emin değilim . İlk gecemizdi Çanakkale'de hava kararmıştı bile biz yoldayken şuanda tahminimce normalde saat 00.30 ile 01.00 arası olurdu . Arabada yatacaktık bugün ama ertesi gün ideal bir yer arayacaktık kalmak için . Sabah olunca her yerim tutulmuş bir şekilde uyandım. Yemek hazırlamıştı Serpil bu kez . Kalacak uygun bir yer aramaya çıkacaktık yemekten sonra önce yemek yememiz lazımdı enerji toplamak için.Yemeğimizi yedik ve kalacak güzel bir yer aramak için yola çıktık .Hem denize yakın olmalıydı hemde düz ve korunaklı olmalıydı . Korunma en önemlisi malumunuz İzmir'de olanları hatırlatmak zorunda bırakmayın.
Truva atının oluğu kısım gayet ideal gibi gözüküyordu.Hem karşı kıyıda gözüküyordu. Evler burada da viran olmuştu bizde bulduğumuz ağaçlık bir alana kampımızı kurduk . Daha önce Çanakkale'ye gelmiştim baya fazla hemde o yüzden hatırladığım kadarıyla çoğu yer aklımda bunca zaman içinde değişiklik olmadıysa eğer etrafımızda stad , bir kaç tane park , hastane , müze bu yapıların içinde işimize yarar şeyler kalmış olabilir belki.
Güneş tepedeydi tamda . Bugün yakınımızda olan hastaneye gidecektik Poyraz , Deniz , Zeynep ve ben . Serpil ise kalacağımız yeri daha yaşanabilir hale getirmeye çalışacaktı . Yola çıktık hastanede bandaj , tentirdiyot , maske v.b. şeyleri bulma ümidimiz vardı . Hastanenin önüne geldik. Hastaneyi hep sarmaşık ve diğer otlar sarmıştı . Hastanenin o halini görünce açıkcası benim ümidim kalmadı malzemeler için ama yinede girmeyi denedik belki buluruz diye.İçeriden sesler geliyordu hışırtı sesleri tuhaftı daha öncede hiç duymamıştım . Direk silahlarımıza davranarak girdik içeriye.
Zeynep ve ben hastanenin sağına Poyraz ve Deniz ise soluna gidecektik. Zeynep ile ilerlerken seslere yaklaştığımızı anladık .Sesin kaynağını merak ediyordum daha önce duymadığım bir ses olduğu için . Sesin geldiği odayı bulduk kapısını tam açacaktım ki Deniz'in bağırma sesi geldi . Direk onlara doğru koştuk . Koşarken 14 el silah sesi duydum. Deniz ve Poyraz kapıya doğru koşuyordu arkalarında da zombi gibi yaratıklar vardı . Tam o an bizimde arkamızda olduklarını fark ettim . Direk hastaneden çıktık .
Bunlarda neydi böyle .Deniz halen şoktaydı . Poyraz mermiler onları öldürmüyor onca mermiye rağmen ayağa kalktılar dedi. Ney yapacağımızı bilmiyorduk tam o an aklıma Serpil geldi . Yanlızdı ve silahıda yoktu . Arabaya binip kamp yerine doğru yola çıktık ...
