Ex Brother ➳ Vmin

0.5~Oyun~

-Kook~

Kapıya tıklatıp gülümsedim.

-Bak sana ne yaptım.

Elimdeki tabağa göz gezdirdim.

-Benim minik Kookie'm için kurabiyeler yaptım~~

Kapıya birkaç kez daha tıklattım fakat açmıyordu.

-Kookie~~

Dudaklarımı büzdüm.

-Eğer kapıyı açmazsan bu kurabiyeleri ben yerim.

Hala kapıda bir hareketlilik yoktu. Kapının önüne oturdum ve sırtımı kapıya yaslandım.

-Benim minik Kookie'm uzaylı hyungunu çok üzüyor.

İçeriden bağırma sesi geldi.

-Uzaylı hyung da minik Kookie'yi çok üzdü ama!

İç çektim ve kafamı kapıya yasladım.

-Uzaylı hyung çok pişman Kookie. Kendisi çok üzgün bu yüzden de özür için minik Kookie'ye kurabiyeler yaptı.

İçeriden ses gelmeyince iç çektim.

-Ben gerç-

Kapının birden açılmasıyla geriye doğru düştüm ve yere boylu boyunca uzandım. Gözlerimi birkaç kez kırpıştırıp başımdaki dudakları büzük tavşana baktım. Hızla ayağa kalktım ve nasıl dökülmediğini anlamadığım kurabiye tabağını ona uzattım.

-Ben gerçekten çok üzgünüm Kookie, sana öyle bağırmamalıydım.

Kook dudakkarını olabilirmiş gibi daha da büzdü ve kısık sesle konuştu.

-Bunu daha önce hiç yapmamıştın.

Tabağı boş verip bir kenara koydum ve kollarımı Kook'a sardım.

-Biliyorsun Kook, o geldiğinden beri sinirlerim bozuk. Bütün duygularım altüst oldu.

Kook kafasını salladı ve kollarını bana sardı.

-Pekala, minik Kookie bu seferlik uzaylı hyungu affediyor.

Gülümsedim ve ondan ayrılıp omuzlarından tuttum.

-Bugün tatil. Bütün gün boyunca pes atalım mı?

Kook yüzünü buruşturdu.

-Bütün gün pes atıp ne yapacağız? Başka oyun da oynarsak olur.

Kafamla onu onayladım.

-Bugün sen ne istersen onu yapacağız.

Gülümsedi ve kapıyı işaret etti.

-Sen çık, ben üzerimi değiştirip geliyorum.

Kaşlarımı çattım.

-Şuna bak birde hyungunu odadan kovuyor. Çok ayıp çoook. Gençlik ölmüş.

Söylene söylene kapıya gittim ve dışarı çıkıp arkamdan kapıyı kapattım. Kendi kendime gülümsedim ve arkamı döndüm.

Jimin'i görmemle gülümsemem silindi ve bakışımı ondan çekip oturma odasında gittim. Ps4'den pes'i açtım ve koltuğa oturdum. Kook'u beklerken Jimin yanıma geldi ve oturdu. Yutkunup ondan biraz daha uzaklaştım fakat o yine bana yaklaştı. Kaşlarımı çatıp yüzüne baktım.

-Ne yapıyorsun?

Omuz silkti.

-Sen ne yapıyorsun?