Yavaşça gözlerimi aralayıp yan tarafıma döndüm. Yan tarafımdaki bedenin Chanyeol olduğunu fark edince kıpırdamadan onu izlemeye başladım.Gözleri, çok güzellerdi. Sanki hep göz makyajı varmış gibi duruyorlardı. Bazen çok derin bakıyordu bana bu gözler, bazense göz bebeklerinin ardındaki duvarları gösteriyorlardı.
O duvarlar kahrediyordu beni.
Oysa bu gözlerin bana hep şefkatle bakmasını isterdim.
Söylediği sözler zihnimde çığ gibi büyüdü.
'Daha güzelini bulduğumda, seni atacağım.'
İstemsizce gözlerimden akan bir damla yaşı farketmediğim sırada Chanyeol gözlerini açtı ve karşısında onu dikkatle izleyen beni gördü. Durumun farkına varıp gözlerini ovaladı ve kaşlarını çatıp beni izledi.
''Ağlıyorsun.''
Söylediği şeyle kendime gelip elimi sol gözümdeki yaşı silmek için yüzüme götürdüm.
''Ağlamadım, soğandan.''
Söylediğim şeyle hafifçe gülümsedi ve sağ elini yanağıma koymak için kaldırdı. İstemediğimi belirten bir şekilde kafamı hafifçe geriye çektim. Anlamaz gözlerle bana bakarken konuştum.
''Yapma, Chanyeol.''
Hafifçe kaşlarını çatıp konuştu.
''Neden yapmayayım. Sana dokunmak istiyorum.''
Şımarıkça konuştuğunda yatakta doğrulup ciddi bir ifadeyle konuşmaya başladım. Ciddiliğimi fark ettiğinde kaşları daha da çatıldı.
''Konuş. Ne geçiyor aklından?''
Sertleşen ses tonundan sinirlendiğini anladım ve cesaretimi toplayıp konuşmaya başladım.
''Beni kendinize bağlamayın, Bay Park. Dün söylediklerinizde haklıydınız. Sizin hayatınızda bir yerim olmadığının ve önemsizin teki olduğumun farkındayım. Benden daha güzelini bulunca beni atacağınızı söylediniz, isterseniz yaparsınız tabi ama sizden bir ricam olacak...''
Bu uzun cümlelerimi sıralarken düğümlenen boğazım ve incelen ses tonum konuşmamı zorlaştırıyordu ancak bunları konuşmak zorundaydım. Bütün bunlar bittiğinde en az zararla kurtulmak istiyordum sadece. Kaşları iyice çatılmış konuşmanın devamını bekliyordu.
''...ben size bağlanmak istemiyorum. Siz benim yerimi kolayca doldurabilirsiniz belki ama ben yapamam bunu. Daha çok yaralanırım. Bana kötü davranmanızı rica ediyorum sizden. Kötü davranın ki size alışmayayım. Size bağlanmayayım. Bana şefkat göstermeyin. Benden güzelini bulup beni attığınızda üzülmeyeyim böylece...''
Sözlerimi kesen ani dudaklarla neye uğradığımı şaşırdım. Beni yumuşakça öpen Chanyeol elini kaldırdı ve yanağımdaki yaşları sildi. Yavaşça ona karşılık vermeye başladım ve o an fark ettim ki her ne kadar aksini söylesem de ihtiyacım olan tek şey o ve onun dudaklarıydı.
Güzel dudaklarını benden yavaşça ayırdı ve yanağımı öptü. Gözlerim yavaşça kapanırken öpücükleri göz altlarıma kadar gelmiş ve alnımdaki öpücükle son bulmuştu.
''Git ve elini yüzünü yıka. Yemek söyleyeceğim. Acıkmışsındır.''
-----------
üni sınavına son 80 gün kalmışken -bu bile kesin değil amk- kısa bir bölüm fırlatıyım dedim. Yarın ağır bir ders çalışma programına giriyorum günlük 11 saatlik bir program bu.
fuck.
neyse oy vermeyi unutmayın sizi seviyorum...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BOSS -chanbaek-
Fanfiction"Hayır Bay Park! Ben buraya bunun için gelmedim. Üzgünüm ama kendinize başka bir sex oyuncağı bulun." "Çok geç Baekhyun, amcan senin yerine sözleşmeyi imzaladı bile." -