#bbh
"Sikeyim."
Defalarca uğraşmama rağmen açılmayan lanet şarabın tıpasına ağır bir küfür daha savurdum.
Chanyeol iğrenç laflarından sonra evden arkadaşlarıyla çıkmış ve hala gelmemişti. Bende bunu fırsat bilip sabaha kadar ağlamış ve içimde ne birikmişse hepsini boşaltmıştım.
Gerçekten, Chanyeol'un iyi biri olduğunu düşünmüştüm. Bana ilk gece çok iyi davranmıştı. Güzel olduğumu defalarca dile getirmişti. Satılmama rağmen bunu bana unutturmuştu ve çok iyi hissettirmişti.
Ama Sehun ve Jongin geldiğinde kendimi adeta bir pislik gibi hissetmiştim. Özellikle Sehun'un tavırları ve keskin sözleri beni kötü etkilemişti. Sehun 'ağlayarak Chanyeol' dan kurtulamazsın' demişti. O sırada üstünde durmamıştım ama şimdi anlıyordum.
Aptal Chanyeol dengesiz herifin tekiydi. Lanet olası derecede yakışıklı ya da lanet olası derecede zengin olabilirdi fakat yeri geldiğinde insana kendini pislik gibi hissettiriyordu.
Dünkü saçma laflarını unutmak için kendimi içkiye vurmak istemiş ve Chanyeol' un şarap mahzenine inmiştim. Ama gelin görün ki aptal tıpayla bir saattir uğraşıyordum ve lanet şey bir türlü açılmamıştı.
Tamam, ilk defa içiyor olabilirdim. Ama on yedi yaşındaydım ve ben yasalara uyan bir öğrenciydim. İçki içmezdim. Ama şimdi dünü unutmak istemiştim. Anlaşılan bu isteğim yerine gelmeyecekti. Oflayarak şarabı yerine koydum.
Mahzenden yukarı çıkıp salona ilerledim. Televizyonun karşısındaki koltuğa oturup ayaklarımı sehpaya uzatmaya çalıştım fakat kısa bacaklarım yetişmemişti. Yine bir of bırakıp kendimi rahat kanepeye gömdüm.
Gözlerimi kapatmışken düşüncelerimi kapıdan gelen anahtar sesi böldü. Chanyeol'dan başka gelen olamayacağı için hızla merdivene koşturup kendimi Chanyeol' un yatak odasına attım. Beni görmemiş olduğunu düşünerek yatağa girip ince ipek pikeyi üstüme örttüm. Onunla konuşmak ya da onu görmek istemiyordum. Beni uyuyor bilmesi en iyisiydi.
Ayak sesleri gittikçe yaklaştığında yukarı katta olduğunu anladım. Zaten açık olan yatak odası kapısından girip içeri girdi.
Kafamda hissettiğim büyük el beklediğim en son şeydi. Dengesiz herif saçlarımı okşuyordu.
"Küçücüksün."
Adeta fısıldayarak söylediğinde yüzünün yüzüme çok yakın olduğunu anlamıştım. Dizleri üstüne çökmüş saçlarımı okşuyordu.
"Kocaman yatakta küçücük kalıyorsun."
Anlaşılan gerçekten uyuduğumu düşünüyordu. Yoksa aksi herifin teki olduğundan bu sözleri bana asla söylemezdi. Elleriyle alnıma yapışmış saçlarımı geriye itekleyip baş parmağıyla gözaltlarımı okşamıştı.
"Çok mu ağladın?"
Ağlayınca gözlerim feci derecede şiştiğinden ağladığımı anlaması kolay olmuştu. Evet sikik herif, çok ağladım.
Yanağımda hissettiğim küçük öpücüğün ardından kapıyı kapatıp çıkmıştı. Hayır, bu öpücük beni hiç mi hiç yumuşatmamıştı.
----
Gözlerimi yavaşça açtığımda havanın karanlık olduğunu anladım.
Aptal Baekhyun.
Uyuma numarası yaparken gerçekten uyuyakalmıştım anlaşılan. Ağzımda hissettiğim kurulukla su içmek için yataktan kalkacağım sırada belimde hissettiğim kol ile olduğum yerde kalakaldım. Sol yanıma döndüğümde Chanyeol' un yunan heykellerini andıran yüzüyle karşı karşıya geldim.
Uyumak için benim yanıma mı gelmişti yani? Hemde o kadar sözden sonra? Peki. Burada tek başına uyuyabilirdi.
Kendimi kolundan kurtararak yatakta oturur vaziyete geldim. Kalkacağım sırada duyduğum sesle irkildim.
"Nereye gidiyorsun, Baek?"
Uykulu ve derin sesiyle kendimden geçmek üzereyken kaşlarımı çatıp arkamı döndüm. Loş ışıkta kusursuz yüzüne baktım.
"Seninle uyumayacağım."
Kızgın bir şekilde söyleyip ayağa kalkacağım sırada bileğime sarılan el ile kendimi sırtüstü yatağa uzanmış halde buldum. Chanyeol çevik hareketlerle üstümde yerimi almıştı çoktan.
Altına debelenip kurtulmak isterken kollarımı başımın üstünde birleştirip tek eliyle bileklerimi sıkı sıkı tuttu. Çabalarımın işe yaramayacağını anladığımda pes ederek kendimi yatağa bıraktım. Chanyeol tepemde gözlerini gözlerime kenetlemişti.
"Baekhyun."
Adımı mırıldanıp burnunu boynuma sürttü. Saçlarının kokusuyla mayışırken kendime gelmeye çalıştım. İzin vermeyecektim, ben kimsenin malı olamazdım.
"İstemiyorum."
Sertçe söylediğimde kafasını boynumdan kaldırıp gözlerime kenetlendi.
"Neyi istemiyorsun?"
Derin sesiyle gözlerimi ayırmadan konuştum. Çatılı kaşlarından da korkmuyor değildim.
"Seni, Chanyeol. Seni istemiyorum."
Başımın üstündeki ellerimi çözdü ve üzerimden kalktı. Tam kurtuldum diye sevinecekken odanın herhangi bir yerinden getirdiği kemerle yutkundum.
"Ne demek beni istemiyorsun?"
Alayla güldüğünde yatağa erimek istedim ama korkum bunun önüne geçmişti.
"Bir kaç ay sonra on sekiz olacağım ve bu saçmalık son bulacak, Chanyeol. Pardon! Bay Park mı demeliydim? Hayır. Sahip?"
Yüksek bir sesle kahkaha attığımda sinirle çenesi kasıldı. Kolay kolay pes etmeyecektim.
"Kes sesini."
Kendini kontrol edemiyormuş gibi tısladığında alayla gözlerine baktım.
"Senin sözlerin benim canımı yakamaz, Chanyeol. Dün söylediklerin umrumda mı sanıyorsun?"
Dizlerim üstüne yükselip iyice yüzüne sokuldum. Yüzlerimizin arasında milim kaldığında kasılmış çenesi dikkatimi çekti. Seslice yutkundum.
"Şuan çok sinirli duruyorsun, sahip."
Kıkırdadım. Alay ettiğimi fark etmiş olacak ki çenei daha fazla kasıldı. Kaşları mümkünmüş gibi daha da çatıldı.
"Git."
Sinirle söylediğinde neredeyse ağzım açılacaktı. Açıkçası elindeki kemerle bana vurur falan sanıyordum ama bana git demişti.
"Ne? Dalga mı geçi-"
"Sana gitmeni söyledim."
Sevinçle yataktan atlayıp dolaptaki bir kaç parça kıyafetimi topladım. Hızla üzerime bir pantolon geçirip ayakkabılarımı giydim. Hala yatakta oturan Chanyeol yorgun bir ifadeyle saçlarını karıştırıyordu.
"Teşekkür ederim, oralarda bir yerlerde bir kalbin olduğunu biliyordum. Hayatında başarılar Bay Park.!"
Konuşmamla kaşlarını çatıp bana baktı. Bir şey söylemesini bekleyip gözlerine baktım fakat bir şey demedi. Eh, benimde burada işim kalmamıştı artık.
Hızla aşağı indim ve kendimi dışarıya attım. Arkamı dönüp lüks villaya son bir kez baktım. Kurtulmuştum. Buraya hiçbir şey beni tekrar getiremezdi.
Koşarak koca bahçeden çıktım ve yol boyunca koştum.
Koştum, ta ki evden iyice uzaklaşana kadar koştum.
Başıma geleceklerden habersiz, öylece koştum.
---
Yehu! Selam millet! Yorum atmayı unutmayın~ sizi seviyorum üç-beş okuyucum.❤
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BOSS -chanbaek-
Fanfic"Hayır Bay Park! Ben buraya bunun için gelmedim. Üzgünüm ama kendinize başka bir sex oyuncağı bulun." "Çok geç Baekhyun, amcan senin yerine sözleşmeyi imzaladı bile." -