kasabaya dönüş

617 38 19
                                    

Mabel ve ben liseyi Esrarengiz Kasabada okuma kararı almıştık. Bu kasabanın gizemlerini araştırmayı seviyorum. Yarın okula kayıt olmaya gidecektim. Mabel çoktan kayıt olmuştu bile.

Stan ve Ford amca da gezilerinden dönmüşlerdi. Çok eğlendiklerine eminim.

Stan ve Mabel televizyon izliyordu. Saat çoktan 11 olmuştu bile. Ford amca da alt kattaydı sanırım.

"Ben yatmaya gidiyorum."
"İyi geceler DipDip."

Odama gidip yorganın altına girdim ve her gece yaptığım gibi hayatı sorguladım. Aklımda Bill Cipher da vardı. Acaba gerçekten öldü mü diye düşünüp duruyordum çünkü onun kadar güçlü bir yaratığın öldüğüne  bir tarafım hiç inanmıyordu.Hem Ford amca bunun muhtemel olduğunu söylemişti.

Umarım öyle bir şey olmamıştır.

******

Gözlerimi aralayıp etrafa baktım. Gün ağarmıştı. Yavaşça yataktan kalkıp saate baktım. 7'ydi. Her sabah kurulu saat gibi 7'de kalkardım. Lavobaya gidip elimi yüzümü yıkadım ve dişlerimi fırçaladım. Üstümü giyindim ve kulübenin önündeki bisikleti alıp lisenin yolunu tuttum.

Orman oldukça sessiz ve ıssızdı. Hatta fazla sessizdi, ne bir kuş sesi ne de başka bir ses vardı. Neden hiç ses yok diye düşünürken bisiklet birşeye takıldı ve kendimi yerde buldum.

Acıyla inlerken takıldığım şeyin ne olduğunu görmek için ayağı kalktım. Aman tanrım. Bu Bill'in heykeliydi. Daha önce heykelin yanına gidip inceleme fırsatım olmamıştı.

Heykeli incelerken ormandaki seslerin geri gelmesiyle irkildim. İşte bu oldukça tuhaftı. Bunu Ford amcaya hemen söylemeliyim. Ama önce liseye gidip kayıt olmalıyım. İçimde bir ürperme vardı. Bunu şuanlık boş vermeye çalışıp bisiklete atladım ve tekrar lisenin yolunu tuttum. Aklımı kaybedecek gibiydim. Yoksa gerçekten kaybettim mi?

*******

Kayıt olduktan sonra gizemli kulübeye geri döndüm. Ford her zamanki gibi alt kattaydı. Yanına indim. Gerilmiştim. "hey" diye mırıldandım.

"ah Dipper sen miydin"

"napıyorsun Ford amca"

"hiç eski araştırmalarıma bakıyordum"

"sana önemli birşey söyleyeceğim."

"nedir o?"

"sanırım Bill ölmedi"

"ne demek istiyorsun? "

"heykelin ordaydım bugün amca ve sanki... onu hissettim"

"eğer gerçekten çıktıysa bu bizim için felaket olur"

"biliyorum" diye mırıldandım.

"şuanlık bunun hakkında yapabileceğimiz birşey olduğunu sanmıyorum."

"ne? Neden?"

"eğer gerçekten heykelden çıkmayı başardıysa çok güçlenmiş demektir Dipper.Ama ben yine de ne yapabileceğimize bir bakacağım."

"anladım"

Tekrar yukarı çıktım. Yapabileceğimiz birşey olmalıydı değil mi? Kulübeden çıkıp tekrar Bill'in yanına gittim.

"gerçekten ölmedin değil mi? Diye fısıldadım ve yavaşça yüzüne dokundum. Dokunmamla birlikte çok parlak bir ışık dalgası gözlerimi kamaştırdı ve büyük bir patlama oldu. Gözlerimi tekrar açtığımda heykelin durduğu yerde sarı gözleri ve saçları olan uzun boylu birisi duruyordu.

billdip-oneshotsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin