Tüm gece onu nasıl bulacağımı düşünmüştüm. Arda'yla bahçede otururken de bunu düşünüyordum ama bir çözüm yolu bulamıyordum.
"Arda bir numaranın kime ait olduğunu nasıl bulabilirim?"
"O nereden çıktı? Sana yazan biri vardı onu mu bulacaksın?"
Kafamı salladım. Arda bir süre düşündü.
"Babamın bir arkadaşı telefoncu diye hatırlıyorum okul çıkışı ona gidelim. Belki bize yardım eder."
"Teşekkür ederim."
"Hayırdır kardeşim? Ne zamandan beri bir kızı bu kadar umursuyorsun?"
"Oğlum bana bir defter gönderdi. Bu defter onun günlüğü gibi bir şeymiş ama sadece bana olan duyguları yazıyordu. Defterin hepsini okudum. Defterin içinden bir kolye çıktı. Kolye onun galiba. Üstünde "E" harfi var. Son sayfada gideceğini söylüyordu. Ben de onu aradım. Onu tanımak istediğimi söyledim. Kabul etmedi. Telefonda ağladı. Onu unutmamamı, onu unutursam bile sevgisini unutmamamı istedi."
"Vay anasını, ne sevgiler var be. Gerçekten çok seviyor olmalı. O zaman okul çıkışı gidelim de bulalım."
O gün okulda geçirdiğim saatler işkence gibiydi. Okul çıkışı zaman kaybetmeden telefoncuya gittik. Durumu anlattım ve numarayı verdim.
Arda'yla oturup beklemeye başladık. Abi işi bitince bize seslendi.
"Telefon Melodi Gencer'in üzerine kayıtlı."
Arda benden önce tepki verdi.
"Bu kız sayısal sınıfında değil mi? 12/A'da. Yan sınıfımızdaymış."
Bense tepki veremiyordum. Kız kendi numarasından yazmıştı ama ben yeni hat aldığını iddia etmiştim. Yok artık.
"Yürü kızı bulalım."
Arda'yı da peşimde sürükleyerek dükkandan çıktık.
"Arda sen hiç o sınıftan birini tanıyor musun?"
"Evet, daha önce Tuğçe'yle konuşmuştuk."
"Numarası var mı?"
"Olması lazım."
"Güzel, şimdi onu ara ve uçakla mı yoksa otobüsle mi gideceğini öğren. Hadi bekliyorum."
"Tamam bekle."
Ben Arda'yı izlerken Arda konuşmaya başladı. Kısa bir süre sonra telefonu kapattı.
"Adnan Menderes Havalimanı. Ankara'ya taşınıyorlarmış."
"Hadi gidelim o zaman."
(Buradan itibaren şarkıyı açabilirsiniz.)
Yol boyunca ne diyeceğimi düşündüm. Ne dersem onu kırmayacağımı düşündüm. Gitmesine nasıl engel olacağımı düşündüm. Onu tanımama izin verip vermeyeceğini düşündüm. Havalimanına vardığımızda Arda'yı arkamda bırakarak giden yolcu tarafına doğru ilerledim. Adım attıkça düşündüklerim yok oluyordu.
Onu gördüğüm an olduğum yerde kalakaldım. Öylesine çökmüş görünüyordu ki ne yapacağımı şaşırdım. Kafasını kaldırdığında göz göze geldik. Daha fazla beklemeden yanına ilerledim. Yeni durdurduğu belli olan gözyaşları sanki bir komut beklercesine gözlerinde belirmeye başladı.
Benim oraya gitmemle annesi olduğunu düşündüğüm kadın bizi yalnız bırakmak için kalktı. Kalkarken bana attığı bakış 'Lütfen daha fazla kızımı üzme.' der gibiydi. İçimde bir şeylerin koptuğunu hissettim. Onun acısını görmeyen tek kişi bendim. Bugünse tümüyle şahit oluyordum acısına ve acısı sadece onu değil, baktığı herkesi küle çeviriyordu.
İlk defa birinin bu kadar acı çektiğini görüyordum. Acı çektiği yetmezmiş gibi acısının benim yüzümden olması beni daha fazla sarstı.
Ben onu incelemeye devam ederken gözünden bir yaş süzüldü. Kafasını eğdi. Elimi çenesine getirip bana bakmasını sağladım. Baş parmaklarımla gözyaşlarını sildim. Suskunluk ne kadar güzelse bir o kadar da kötüydü. Onu kırmamak adına son kez toparladım diyeceklerimi. O bana bakarken ben konuşmaya başladım.
"Sana kendi hattından değil de bana yazmak için yeni bir hat aldığını söylemiştim hatırlıyor musun? Ne kadar da aptalmışım. Sen resmen 'Ben buradayım.' derken ben kafamda saçma şeyler kurmuşum. Kalbini kırdığım için üzgünüm. Seni tanımama izin verir misin? Daha da önemlisi seni sevmeme yardım eder misin?"
Melodi önce kendini geriye çekti. Sonra da konuşmaya başladı.
"Ege seni gerçekten çok seviyorum ancak atladığın bir şey var. Seni seviyorum diye yaptıklarına göz yumacak değilim. Benden önce sevgiliden sevgiliye koşturuyordun. Beni görmenle bir anda vaz mı geçeceksin bu huyundan? Buraya boşuna gelmişsin. Ne beni tanımana izin vereceğim ne de beni sevmene yardım edeceğim. Sen içindeki o iyi Ege'yi gün yüzüne çıkarana kadar da senden uzak duracağım."
Melodi son sözlerini de söyledikten sonra kalktı. Bense dediklerini algılamaya çalışıyordum. Evet ondan önce neredeyse haftalık sevgili değiştiriyordum. O bana mesaj attıktan sonra ise onu üzmemin doğru olmadığına karar vererek bunu yapmaya devam etmemiştim. Haklıydı. Onun yerinde kim olsa böyle düşünürdü.
Daha fazla burada kalmamın mantıksız olduğunu düşünerek çıkışa ilerledim. Arda çıktığımı hissetmişçesine kafasını telefonundan kaldırdı ve yanıma geldi. Sorular soruyordu ama cevap vermiyordum. Bir taksi durdurdu ve evlerinin adresini verdi. Yol boyunca ne o bana bir şey sormaya devam etti ne de ben ağzımı açıp tek kelime ettim. Taksinin parasını ödeyerek indik taksiden. Ardaların evine girdik. Artık anlatmamı istediğini belirten bir bakış attı bana. Konuşacağım süre boyunca yeterli gelebilecek bir nefes aldım ve Melodi'yi görmemden onun son sözlerine kadar her şeyi anlattım. Konuşmamı bitirdiğimde Arda gülümsedi. Acı bir gülümsemeden ibaret bir gülüştü bu.
"Ege üzgünüm ama kız haklı. Belki de gitmesi en doğru karardır. Belki kafasını topladıktan sonra tekrar karşına çıkar. Ona izin vermekten başka şansın yok şu an."
Arda'ya haklı olduğunu belirtmek adına kafamı salladım. Ona istediği zamanı verecektim.
Ne ara bir kızı bu kadar çok düşünmeye başlamıştım? Ne zamandan beri bir kız için kendimi değiştirmek istiyordum?
Kafamdaki sorulardan kaçmak istercesine telefonuma sarıldım fakat bu da işe yaramadı çünkü kendimi bana attığı mesajları okurken buldum. Ne kadar yazmak istesem de onu düşünceleriyle yalnız bırakmak istedim. O kendi düşünceleriyle boğuşurken ben de kendi düşüncelerimle boğuşmaya başladım.
Genç adam kıza yazmamak için kendi zor tutarken genç kız ağlaya ağlaya hattını parçalara ayırdı. Bir daha ona yazmayacaktı. Kalbinin çalışmasına vesile olsa bile gururunu ayaklar altına aldırmayacaktı...
•••••••••••••
Bence Melodi doğru olanı yaptı. Bazen sevmek her şey değildir. İnsan birini sevdiği için benliklerinden vazgeçmemelidir.
Sağlıkla kalın, mutlu kalın. 🌵
Hayırlı Ramazanlar diliyorum herkese.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Nefret/ Texting
Short Story"Aşk, ondan nefret ederken bile onun için kendini feda edebilmekti." Melodi: Selam. Melodi: Nasıl başlayacağımı bilmiyorum. Melodi: Tek bildiğim biraz daha içime atarsam yaşamanın bana zor geleceği... Melodi: Bunu bir an önce söyleyip kurtulmalıyım...