Arkadaşlar cidden verdiğiniz destekler beni mutlu ediyor iyiki varsınız 😊
Oy vermeyi unutmayın sizi hayal dünyama bırakıyorum iyi eğlenceler 😊
Bu maskeli kişi mustafa'dan farklı biri değildi. Tamam da Mustafa üstüme doğru niye geliyordu. Acaba beni görmüşmüydü ? Ben normalde yoktum burada. Ama şuan burdayım ve beni görmüş de olabilir. Ama bu nasıl olur ki ? Mustafa yanıma yaklaştı burun buruna geldik. Etrafına baktı. Kimsenin olmadığını görünce yürümeye devam etti. Ve Mustafa içimden geçti. Ben demekki burada şuan ruhsal olarak bulunuyordum. Mustafa arkamdaki çalılıkların arasından kendisine maske ve benzin çıkardı. Ve arabaya doğru koşmaya başladı.
Arabaya yanaştığında diğerleri sılayı çoktan indirmişlerdi. Sılayı suyla kaldırmaya çalışıyorlardı. Mustafa ise arabanın etrafına benzin döküyordu.
Sıla uyandığı zaman maskeli adamlardan biri sılaya bağırarak "İbrahim nerede ? " Diye sormuştu. Sıla buna şöyle cevap vermişti. "İbrahim kim ? Bana kimi soruyorsunuz asıl siz kimsiniz ? Benden ne istiyorsunuz ? " Zavallı Sıla'm İbrahim abiyi tanımıyordu. Ama bu adamların İbrahim abiyle ne alakası olabilirdi ki ? Adam dayanamayarak havaya ateş etti." Sana söylüyorum İbrahim nerede? " Sıla bunun üzerine bağırarak " bilmiyorum dedim ya size , bilmiyorum işte " dedi. Sonrasında maskeli adam sılaya dönüp " demek İbrahim'i tanımıyorsun he ? Bu araba İbrahim'e ait. Onun arabasında gez, eğlen sonra tanımıyorum de. Yok öyle dünya kızım. " Dedi.
Cebindeki tabancayı çıkarttı. o silahı çıkarttığı an gözlerimi kapattım. Ve kulaklarıma o silah sesi geldi. Dizlerimin üstüne çökmüştüm. Onların kim olduklarını ve neden İbrahim'i sorduğunu çok merak ediyordum. Gözlerimi açtığımda karşımda yerde yatan sıla vardı. Bide araba yanıyordu. Ama araba umurumda bile değildi. Düşündüğüm şey ve aklıma gelen tek şey Sıla infaz edilmişti. Sılanın yanına yaklaşmaya çalışıyordum. Ama gidemiyordum. Olduğum yerde kalmıştım. O şerefsizler ise arabalarına binip gitmişti. O Mustafayı bulacaktım ve ona hesap soracaktım kafama koymuştum. Sılaya doğru bakarken arabadan Sena ve Arife inmişti. Arife Sılaya doğru koşuyordu. Sena ise arabanın ön tarafındaki ben ile ilgileniyordu. İçimden Abdullah'a beni buradan al lütfen diyordum. ben 2 defa Sılanın ölmesini kaldıramam diyordum. Ama Sıla gözümün önünde infaz edilmişti. Derken bir anda gözlerim kapandı ve 1 dakika açılmadı.
Gözlerimi açtığımda karşımda Abdullah, Ece, Sena ve Arife vardı. Kendime geldiğimde Senaya ve Arifeye dönüp " Gördüm sizi " dedim. Biraz duraksadım Sılayı düşündüm. Sonra devam ettim " Sılayı'da gördüm. Onu bir daha öldürdüler gözümün önünde" bunu duyunca ece bana doğru gelerek " sakin ol mert " demişti.
Ama sakin filan olamazdım Sıla benim kırmızı çizgimdi. Eceye doğru " sakin filan olamam bir insan bir kere ölür kurtulur. Benim sevdiğim kadın , gözümün önünde, benim salakça kullandığım araba yüzümden 2 defa öldü. " Bunu dediğimde ece bana yaklaşıp sarıldı. "Ben buradayım kanka " dedi. Ecenin yanımda olması beni rahatlatmıştı. Ona güvenebilirdim en azından.
Abdullah herkesin beklediği o soruyu sormuştu bana " bunu yapanın kim olduğunu gördün mü ? " bende ona dönüp " o yapan kişiler Mustafaların çetesiydi. Zamanında beni'de kovalamışlardı. Şimdide İbrahim abi ile işleri olduğu için Sılayı infaz etti. Onları bulucam. Şimdi beni bu bağlardan kurtarın da evime gideyim." Demiştim.
Beni çözdükleri zaman Abdullah'a saldırmak istiyordum. Ama bunu yapamazdım. Çözdükleri zaman Abdullah'a dönüp " yine mi bayıltıcaksınız beni ? " Diye sordum. Abdullah ise bana " bu sefer gereği yok gözlerini kapatmamız yeterli olucaktır. " Artık çok fazla umursamıyordum. Burda beni dövseler gıkım çıkmazdı. Benim aklımda olan şey Mustafaların çetesi idi.
Gözlerimi kapattıklarında koridor gibi bir yerden geçtiğimizi anlamıştım. Sonrasında Abdullah'ın bodruma gelince gözlerimi açtılar. Birlikte kapıya kadar çıktık. Onlara dönüp " her şey için çok teşekkürler gençler "
Dedim. Ve evime yöneldim. Evime geldiğimde ağlamaya başlamıştım. Durduramıyordum kendimi. Yatağıma geçip hoparlörden şarkı açtım.
Şarkı bittiğinde kendime geldim. Müslüm baba döktürüyordu. Artık ağlamam ve üzülmem durmuştu. Sılayı 2 defa kaybetmiş olabilirdim, ama Sılayı kaybetmemi sağlayan kişiyi bulmuştum. Ve onun üstesinden gelecektim. Yarın kalkar kalkmaz Mustafaların sokağına yani eski mahalleme gidecektim. Onları arıyacaktım orada. Şerefsize birde yardım etmiştim. Ne salakmışım lan ben. Ne kadar erken uyursam o kadar erken giderim mahalleye diye düşünüyordum. O yüzden direk yattım.
Sabah kalktığımda yemek yemedim. Eceye haber vermedim. Direk arabama atlayıp yola koyuldum. Ama ilk önce av silahı satan mağazaya gittim. İçeriye girdiğimde orta yaşlı saçı sakalı karışmış bir adam vardı.
Adama bakıp " selamün aleyküm" dedim oda elindeki silahla ilgilenip bana bakmayarak " aleyküm selam buyur " dedi. Bende adama yaklaşıp "abi ayı avına çıkıcam. Bana göre elinde bir tüfek varmı ?" Dedim. Adam elindeki silahı bırakıp yüzüme baktı. "Elimde sana göre bir tüfeğim var. Yanlız pahalıdır. " Dedi. Bende ona dönüp şöyle dedim " abi para işi kolay sen şu silahı göster bakalım. Bide bu silahın ruhsatını filan da çıkartalım. Sonradan sıkıntı çıkmasın." Adam Bana dönüp."Para konuşur delikanlı." Demişti. Bende sinirlenerek 5 bin tl tezgaha bırakıp adama döndüm "ee silahım nerede ? "
Dedim. Oda bana " takip et beni dedi."
Tezgahın arka tarafına geçip bir odaya girdik. Odanın içinde silahlar doluydu. Bana verdiği silah barrett M468 'dı. Bu silahla katliam yapardım katliam. Adama dönüp " abi bunu istiyorum bana 300 mermi ve bir bıçak da ayarla. Ben dışarda bekliyorum abi." Demiştim. Adamda bana " tamam genç dışarı çık. Ayarlayıp getiriyorum" demişti. Bende dışarı çıkıp adamı beklemeye başladım.Arabamda şarkı dinliyordum. Bir anda arka kapım açıldı. Ve o adam arka koltuğa bir paket koydu, kapıyı kapattı yanıma geldi. Yanıma geldiğinde bana " silahın hazır. Paketin içinde 300 mermi, bir silah, bir bıçak ve zırh var. " Dedi. Bende adama dönüp " sağolasın abi" dedim ve arabayı birinci vitese verip arabayı hareket ettirmeye başladım. Mahalleye doğru yol almaya başladım.
Mahalleye geldiğimde eski evimin yani şuan ki anne babamın kaldığı evin önüne geldim. Arabamdan indim arka kapıyı açıp paketimi aldım. Ve yavaşca apartmana girdim. Dairenin önüne geldim. Kapıyı çaldım. Kapıyı annem açtı. Beni görünce direk sarıldı. Sonrasında şöyle dedi " oğlum aç mısın? Kahvaltı hazırlıyayım mı ? " Demişti. Bende ona dönüp " anne kurt gibi açım " demiştim. annem yemeği hazırlamaya başlamıştı. Bende eski odama gidip paketi açmaya karar vermiştim. Odaya gittim. Paketin içinden zırhımı çıkartıp giydim. Silahımı belime bağladığım'da. Annem kahvaltıya çağırdı beni.
Kahvaltıda her şey vardı. Eksik olan birşey yoktu. Bu beni mutlu etmişti. Nede olsa güzel bir ailem vardı. Kahvaltımı edip anneme ve babama sarıldıktan sonra evden çıktım. Ve mahallede gezmeye başladım. Ama onları bu saatlerde görmem imkansız gibiydi. Saat 1 'idi onlar geceleri ortaya çıkardı. Zaten benimde yapacaklarım için gece olması daha iyiydi.
Devamı 10.bölümdeeee
Beni okuyup takip ettiğiniz için teşekkürler.
Yeni kitabım cin tutsaklığını okudunuz mu ? ☺😊
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ruh Tatili #wattsy2020
AdventureKitabımda mizah,korku,eğlence, gerilim, esrarengiz olaylar vardır 😊 Bir gencin mutlu bir hayatı sürerken astral seyahati fikrini duyunca hayatı kabus olur Acaba bu kabus ne zaman bitecek bu genç ne zaman uyanıaak her şey bu kitabın içinde. Astral...