Eski Mahallem

133 75 65
                                    

1 hafta aramızdan sonra hayal dünyama tekrar  hoşgeldiniz 😊

Başlayalım 😊 oy vermeyi unutmayın 😊

Media: Eski Mahallem
---------------------------------------------------------
Bir köşeye çekilip beklemeye koyuldum. Biraz zaman sonra canım sıkıldı. Ve mahallenin çay ocağına gitmeye karar verdim. Çay ocağına doğru yürümeye başladım. Yürürken mahalledeki küçük çocuklar maç oynuyordu. Biraz düşündüğüm'de aklıma, kendi çocukluğum geldi. Yere oturup kendimi düşünmeye başlamıştım.

Biraz hayal ettikten sonra ayağıma top çarptı. Çocuklar uzaktan birbirine bakıyordu. Sonrasında içlerinden biri bana doğru döndü ve bağırmaya başladı " Abi valla ben atmadım atan bu " diyerek başkasını gösterdi. Gösterilen çocuk kendisini gösterene doğru dönüp " yalan atmasana lan aptal " dedi. İki çocuk bir anda kavgaya tutuştular. Bende ayağa kalkıp gençleri ayırdım. Onlara gözlerinin içine bakıp " gençler siz arkadaşşınız. Size kavga etmek yakışmaz. Siz bana top attınız. Ben bunu şunu yaparsanız unuturum. Benimde sizinle top oynamama izin vereceksiniz. Anlaştık mı ? " dedim.

Çocukların gözlerindeki parıltıyı görmeniz lazımdı. O parıltıyı gördüğüm zaman olduğum yerde durdum. Kendi kendime " Benim burada ne işim var " diyordum. Sonra çocuklardan biri bana topu attı ve bana " Abi sen bizdensin. Aha şu kaleye gol atacağız "dedi. Bende ona bakıp " Sen iste oraya füze atayım " dedim. Çocuk gülmeye başladı.

Koşmaya başlamadan önce Çocuklara " Ufak bir işim var "dedim. Ve bir binanın önüne geldim. Rastgele bir zile bastım ve megafon'dan "Kimsin" sesini duydum ona karşılık olarak " benim, ben " dedim ve kapı açıldı. İşte Türkiye'de apartmana girmek bu kadar kolaydı işte 😊 apartmana girince sırtımdaki silahımı çantama koydum. Üstümü bir güzel boşaltım. Ve apartmandan çıktım. Çantamı köşeye bıraktım.

Maç oynarken gözüme Küçük bir çocuk çarptı. Çocuk bizim takımdaydı. Güzelde oynuyordu. Çocuğa dönüp " ismin ne senin bakalım ? " Dedim. Çocuk hem maç oynuyordu hemde bana çevap vermeye çalışıyordu ağzından şöyle bir ses çıktı. " ben mi abii... Abi ben efe efe " kafasını okşadıktan sonra ona " afferim sana bende mert  futbolu bırakma çok güzel oynuyorsun.  " dedim. Çocuklar baya güzel oynuyorlardı. Bende kendimi kaptırmıştım.

1 saat sonra akşam ezanı okundu. Bir tane kadın cama çıkıp bağırdı " Efeee Efeee hadi oğlum akşam ezanı okundu eve gel " Efe annesine dönüp " Ya anne biraz daha kalayım " dedi. Annesinin sinirli bakışlarından anlamış olacak ki ayağındaki topu eline alıp " Arkadaşlar Hakem düdüğü çaldı. Ve maç bitti iyi akşamlar " diyip apartmana doğru koşmaya başladı. Sonrasında tüm çocuklar bir anda koşmaya başladılar.

Dakika bile geçmeden sokak bomboş oldu. İçimden " görülecek bir hesabımız var " deyip çantamı bıraktığım yere doğru yöneldim. Yürümeye başladığım da çantam bıraktığım yerde yoktu. Koşmaya başladım. Oraya vardığımda ise çantam yoktu.

Bizim maç oynadığımız yerin üst tarafında bakkal vardı. Bakkalın illaki kamerası vardır. Diye bakkala doğru yürümeye başladım. Bakkala geldiğimde karşıma beyaz saçlı, sakalı olmayan, 50 yaşlarında bir amca vardı karşımda. Beni görünce direk " buyur evladım. Ekmek mi lazım, su mu lazım ? " Demişti. Bende ona bakıp " hayır amca ne ekmek ne'de su lazım. Ben sizin güvenlik kameranıza bakabilir miyim ? Polisim çünkü " diyip. Kimliğimi çıkarttım hızlıca gösterdim geri cebime koydum.

Bakkal amca bana bakıp " tabi ki polis bey buyrun takip edin beni " demişti. Bir odaya girmiştik. İçeride tek bir monitör vardı.  Bakkal amca kameraları açtı. Ve yavaşça geri sarmaya başladı. Sarmaya devam ederken içeriden bir ses geldi. " Yusuf Abi neredesin ? " Bakkal amca bana dönüp " hemen geliyorum. Kendi Bilgisayarın gibi kullan. " Demişti. Ve içeriye doğru yöneldi.

Ben hemen bilgisayara oturdum. Hızlıca geri sarmaya çalıştım. Gördüğüm manzara ise şöyle. Tam bizim maç oynadığımız zaman bir çocuk koşarak alıp kaçıyor. Biraz yaklaştırma'ya çalıştım. Ama yaklaştırdığım'da bile yüzü belli değildi. Tanımıyordum bu çocuğu. Ama  Bakkal amca belki tanır diye beklemeye başladım.

10 dakika geçmiş olmasına rağmen bakkal amca gelmedi. Bende sıkıntı olmasın diye elime sert bir cisim alıp. Kapı arkasına geçtim ve beklemeye başladım. Bakkal amca 5 dakika sonra geldi. Bakkal amcanın arkasından yanaştım boynunu elimde sardım. Ve onu kilite almaya başardım. Ona sorular sormaya başladım. " Neredeydin 15 dakika boyunca ? " Bakkal amca karşıya doğru bakıp " evladım müşteriye baktıktan sonra namaz kıldım. Ondan geç kaldım bu kadar. Bana inanmazsan ellerime bak ıslak olucaktır abdestten dolayı. " Dedi.

İçimden şöyle dedim adam zaten yaşlı ne hallere soktun adamı Mert. Sonra boynuna doladığım elimi  serbest bırakıp " özür dilerim Yusuf amca kusura bakma " diyebildim. Yusuf amca ise " sende haklısın evladım. 15 dakika yoktum o yüzden telaşlandın" dedi. Ben konuyu kapatmak için Yusuf amca ya dönüp. " Amca bu çocuğu tanıyor musun ? Çantamı çalan çocuk bu işte" dedim. Yusuf amca gözlerine gözlüklerini taktı. Detaylıca baktı. Sonra bana döndü ve şöyle dedi.

"Evladım bu çocuk Erenin kardeşi bunların anası babası yoktur. Bunlar arkadaş grubu olarak bir evde yaşıyorlar. " Dedi. Bende ona bakıp " peki Yusuf amca ben bunları nerede bulabilirim ? " Dedim. Yusuf amca bana döndü. Nefeslendi. Kendine geldikten sonra "beni takip et dedi " bende ona dönüp " tamam Yusuf amca " diyip takip etmeye başladım.

Bizi dışarı çıkarttı. Bir binayı göstermeye başladı. " Bak evladım o gösterdiğim bina varya orada oturuyorlar ama hangi kat bilmem ." Dedi. Yusuf amcaya bakıp " sağolasın Yusuf amca " dedim. Bugün baya yol kat etmiştim. Evlerini bile öğrenmiştim. Ama silahımı çaldırmıştım. Bu yüzden onlara saldırmazdım. Bide olayları İbrahim abiden dinlemek lazım diye arabama doğru yöneldim.

Arabama doğru yürümeye başlayınca iki tane hırsız arabanın kapısını açmaya çalışıyorlardı. Arkadaş bizim mahalle eskiden böyle değildi. Mahalle bozulmuş. Uzaktan bağırdım. " Uzak durun lan arabamdan "  arabama doğru koşmaya başladım.
Arabaya az bir mesafem kalınca.
Hırsızlar hızlanıp kapıyı açmayı başarmışlardı. Kapı açılınca araba bir anda patladı ve yanmaya başladı. Direk bir köşeye çekildim.

Biraz sonra aşağıdan bir araba gelmeye başladı. Patlayan arabamın orda durdu. Dört kişi aşağıya indiler. Birkanda ise benim silahım vardı. Daha kullanamadığım silahım. Yerdeki cesetler yandıkları için belli  olmuyordu. Birkan elindeki silah ile yerdeki cesetlere vurmaya başladı. Sonra bağırarak " Sen bizi öldüremezsin olum burası bizim mahallemiz bak kim kimi öldürdü." Dedi. Olduğum yerden kıpırdamıyordum.

Mustafa patlayan araça yaklaştı. İçine arabanın kendi kendine patladığını göstermek için deliller bıraktı. Eren ise mobese kameralarına sıkmaya başladı. Sonrasında yine arabalarına binip gittiler.

Devamı 11. Bölümdeee 😊

Sorulaaar 😊

Hikayenin devamı hakkında ne düşüyorsunuz ?

Sizce mert bu savaşı kazanabilecek mi ?

Peki ya Birkanlar Mert'in geldiğini nerden anladı ?

10. Bölüm nasıldıı ?😊

Ruh Tatili #wattsy2020 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin