5

2.7K 204 137
                                    



su dolu bardağımdan bir yudum alıp, tekrar masaya koyduktan sonra ön camı hafif çatlak olan telefonumun düğmesine basarak saate baktım.  Saat öğlen 13.00'dı ve tam on beş dakika sonra toplantı başlayacaktı. Taehyung tam yanım da oturuyordu ve onunkine ters oranla, ince olan baldırım ve onun hafif kalın baldırı birbirleriyle temas halindeydi. Neden bilmiyorum ama yanın da oturmamı istemişti. Başta oturmamak için bahane bulmaya çalışsam da, ona karşı çıkamamış dediğine uymuştum.

Ona bakmamak için ayrı bir çaba gösteriyordum fakat her defasında kendimi ona bakarken buluyordum. Çünkü gerçekten o çok yakışıklıydı. Bir gün alzheimer olsam onun o tapılası yüz hatlarını, kavruk tenini, vişne çürüğü rengini andıran pembemsi kalın dudaklarını asla unutmazdım. Yüzüne her baktığım da ona tapma isteğim daha da alevleniyordu; Fakat beni tersleyip canımı yaktığın da bütün bu hislerin hepsi yerini buruk bir gülümsemeye bırakıyordu.

Bir de bunlar yetmezmiş gibi her defasında yakalanıyor ve rezil oyunculuğumu sahneye çıkarıp ona sergiliyordum. Rezil oluyordum. Yakalanmanın verdiği utangaçlıkla yanakalarım kızarırken, stresten dizimden bükülü olan bacaklarımı düz bir çizgi gibi doğrultup yanlışlıkla temas halin de olan baldırlarımızın sürtüşmesine sebebiyet verdim.

Karnım da hissettiğim tuhaf bir his ile gözlerim irileşirken o da anında yüzünü bana döndü. Sert yüz mimikleri ile beni uyarıp 'rahat dur.' Dedikten sonra tekrar kafasını çevirip seslice yutkunmuştu. Yutkunmasını yanın da olduğum için çok rahat bir şekilde duymuştum. Tanımasam tahrik bile oldu derdim ama pek sanmıyordum. Adamın bana tahamülü yoktu. Yanın da da jimin'in sevgilisi olduğum için tutuyordu yoksa kim işinin ehli olan bir asistanı bırakıp benim gibi bir çömezi alırdı ki?

Ortama yayılan, telefondan gelen zil sesi ile Taehyung önce ellerini boynuna götürüp kravatını düzeltti ve sonra da masa da duran telefonu açıp kulağına götürdü. Kim olduğunu görememiştim.

"Yoongi müsait değilim." Biraz daha telefonu kulağında tuttuktan sonra bakışlarını bana çevirip tekrar önüne döndürdü. Alt dudağını dişlerine alıp ısırdı. gerginleşmişti bir anda ve ben ne olduğunu anlayamamıştım. Umarım korkunç bir haber yoktur.

"Sorun çıkıyorsa, temizle." 'Temizle' kelimesini duyunca kaşlarım daha da çatılmış, başımda ki ağrı daha da şiddetlenmişti. Ne olduğunu anlamamıştım. Bakışlarını tekrar bana döndürdüğün de gözlerimiz kesişti.

"O zaman temizlettir yoongi." Hala gözlerime baktığın da bu sefer kesişen bakışmamızı ben bozup, kafamı yere eğip, ayakkabılarımı odağıma aldım. Ona daha fazla bakamazdım. Bakışlarını hala üstümde gezdirdiğini hissediyordum ama ona bakmamakta ısrarcıydım.

"Şey yoongi temizlettir...Avm yapmayacağız sonuçta fabrika kuracağız. Taşları falan alsınlar. Çeki düzen versinler oraya" İş için konuştuğunu anladığım da eğdiğim kafamı kaldırdım. Canım sıkılmıştı ve hem karnım hem de başım ağrıyordu. Pekte halimin olduğu söylenemezdi.

Elimle karnımı ovalarken Taehyung'da telefonu kapatıp masanın üstüne koydu. Oturduğu sandalye de gelişigüzel yayılırken ben de defterin sayfaları ile oynamaya başlamıştım. Sıkılmıştım artık ve Taehyung'un toplantı yapacağı adamlardan hiç biri daha gelmemişti. Biz neden erken gelmiştik ki?

Çok geçmeden restorantın kapısından, vücut hatlarının her detayını çok net belli eden kırmızı kısa bir elbise giymiş,  aynı oranla yüzü de bir içim su olan, çok güzel bir kadın girdiğinde, Taehyung yüzüne samimi bir gülümseme takınıp ayağa kalktı. Kadın yanımıza her adımında daha da yaklaştığında, yüzümü daha da  ekşitip ters ters bakmaya başladım.  Çünkü o son olay bende tramva yaratmıştı. Bir süre kadın görmesem iyi olacaktı.

Mafia | taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin