Kek pişmişmi diye bakmak için ayağa kalktım ve fırının kapağını açtım. "Bıçak verebilir misiniz?" diye bağırdım, çekmece açılma sesi geldi. Bana doğru bir şeyin geldiğini hissettim ve biraz kenara çekildim. Arkamı döndüm ve Dream bana bıçak fırlatmaya çalışıyordu, iplerimle tutmaya çalıştım hepsini. Bu evde ne kadar çok bıçak vardı, hepside keskindi. Bıçaklardan biri kolumu, diğeride bacağımı çizmişti. Cephanesi bitince duvara saplanmış bıçaklardan birini aldım ve kekten iki dilim çıkardım. Temiz tabaklardan birine yerleştirip tepsinin geri kalanını aldım ve gittim. Boşluğuma geldim, keki mutfak tezgahına bıraktım ve sargı bezlerinin olduğu dolabı açtım. Bacağıma ve koluma baktım. Bardaktan boşalırcasına kan akıyordu. Bacağımı ve kolumu sardım Dream'in bu kadar iyi nişancı olduğunu bilmiyordum. Mutfağa gittim ve kalan kekten büyük bir parça alıp hamağıma yerleştim. Undernovela'yı da açmıştım.
Star sanses'lerin evinde:
Ben orda değildim odama çıkmıştım. Mutfağa inince etrafa dökülmüş bıçakları gördüm. Dream salonda televizyon izliyordu. "Dream burda ne oldu" diye seslendim. "Error kek için bıçak istemişti bende ona verdim" "Ona düzgünce verebilirdin" "Düzgünce vermek mi? Evimize izin almadan girdi" "sadece fırını kullanıp gidicekti"... iç çektim. "Neyse hadi şu bıçakları toplayalım"
Bıçakları toplamıştık bazıları duvarın içinden geçip diğer odaya geçmişti. Odama geçip turuncu boyayı kafama diktim. (Yazar notu: turuncu boyayı sabır diye biliyorum inş. doğrudur) Biraz uyumaya ihtiyacım vardı ama uyuyamıyordum.
Müzik dinlemeye karar verdim. Telefonumu bulmaya çalışıyordum. En sonunda odanın köşesindeki kağıt toplarının arasında buldum. Kulaklığımı bulmak vardı sırada. Onu da yastığımın altında buldum. O ikisini masamın üzerine koyup üzerime daha rahat bir şeyler giydim. Tahmin edeceğiniz gibi dolaşmış kulaklığımı çözüp telefonuma taktım ve playlist'imi başlattım.
Playlist'i
Whatever it takes-imagine dragons Believer-imagine dragons Legends never die-? Muffin song-? Demons-imagine dragons Chandelier-sia Thunder-imagine dragons Rainbow-sia . . .
Aşure gibi müzik listem var diye geçirdim içimden. Müzik dinlerken uyuya kalmışım.
Anti-void'de
Daha fazla kek istiyom ama kalkmaya üşeniyorum -_-. Kafamı bir saniyeliğine çevirdim ve bana bakan bir Fresh gördüm. "Yine ne oldu?" dedim gözlerimi devirerek. "Kek yapmışsın ve bana haber vermiyosun çok ayıp" "vermek zorunda mıyım?" "Bence evet" "hayır değilim, kendin uğraş yap" ayağa kalkıp mutfağa gittim o gereksiz varlık da peşimden geliyordu. "Bana kek vermicek misin?" Kekten olabildiğince küçük bir parça kesip verdim. "Git şimdi. Aldın kekini" "Ok bro". "mümkünse bir daha gelme" dedim çok sessiz bir şekilde.
UwU bir bölüm daha bitti. Bu fotoğrafı her gördüğümde gelecek bölümler için aklıma fikir geliyo niye olduğunu bilmiyorum qwq
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Gerçekten sıkılıyorum ve hüzünlü müzik açıp pop dinlermiş gibi dans ediyorum psikolojim bozuldu qwq. Sorularınız varsa yorumlara yazın. Ve son olarak 1 mi 2 mi bunlardan birini yorumlara yazın. Kitabın devamını etkilicek. Sonraki bölümlerde ne olduklarını söylicem. Diğer bölümlerde görüşmek üzere boi.
