LÜTFEN YAZIM HATALARIMI GÖRMEZDEN GELİN 🙈
İYİ OKUMALAR ❤️18 Ekim 1990
"Beni deli ediyorsun."
Jongin kafasını çevirdiğinde, arkadaşının kendisine sinirle baktığını gördü. "Ne oldu?"
"Biz arkadaş değil miyiz?"
Jongin derin nefes aldı. "Arkadaşız Taemin."
"O zaman bana neden canını sıkan şeyi anlatmıyorsun? Günlerdir?"
Jongin bir süre başını öne eğerek bekledi. Taemin onun dans kulübünden arkadaşı idi. Soyunma odasında yalnızca ikisi otururken arkadaşı en sonunda patlamıştı. Yanında ki çantadan kağıt ve kalem çıkardı ve üç gün önce, camına kazınmış şeyi çizdi. Tamamlanmamış bir çember.
Arkadaşı kaşlarını çatmış ona bakıyordu. "Bu nedir?"
Jongin kafasını iki yana salladı. "Bilmiyorum. Canımı sıkan şey işte bu!" Arkadaşının bakışlarından, kendisinin deli olduğunu düşündüğünü anlayabiliyordu. "Ah neyse, unut gitsin tamam mı?"
"Bekle." Jongin tam kalkacağı sırada durdu. "Ona benzer bir şey görmüştüm, kütüphaneye gidelim ve öğrenelim. Ne dersin?"
Jongin kafasını salladı ve çantasını alarak soyunma odasından çıktı. Bu şeyin anlamın Keiko'dan da öğrenebilirdi ama yaşlı kadın bir kaç gündür şehir dışındaki kardeşindeydi. Bugün gelecekti ve Jongin işe gittiğinde olan biten her şeyi anlatmak için heyecanlıydı. Odasının hayaletini yalnızca o biliyordu.
Kütüphaneye vardıklarında kitap kokusunu derince içine çekti. Hayatında en sevdiği ikinci kokuydu bu. Arkadaşının peşinden, Japon edebiyat kitaplarının olduğu bölüme gelince şaşkınlıkla tek kaşını kaldırdı. En son hatırladığına göre arkadaşı Japonlardan pek hoşlanmıyordu.
Taemin omuzlarını silkti. "Japon dili ve edebiyatı okuyan arkadaşımın kitaplarından birinde gördüğümü hatırlıyorum."
Jongin kitaplara kısa bir göz gezdirdi. "Bu kadar kitap arasından nasıl bulacağız?"
"Ne arıyorsunuz?"
İki arkadaş sesin geldiği yöne dönünce, kütüphane temizlikçisi olan orta yaşlı bir adamı gördü. Jongin ona başıyla bir selam verdikten sonra bir kaç adımla yanına gitti. "Bir çember. Tamamlanmamış bir çember."
Adam kafasını sallayarak etrafına bakındı. Kitaplığın sonunda, üst raflardan bir kitap alarak tekrar gençlerin yanına döndü. Sayfaları hızla tararken bir sayfada durdu. Jongin ve Taemin, orta yaşlı adamın hemen yanına gelip durduğu sayfaya baktı.
"Söylediğin şeye uyan tek sembol bu, genç adam."
"Peki nedir bu?"
Adam kitabı yerine geri bıraktıktan sonra tekrar gençlere döndü. "Zen Çemberi."
Birbirine benzeyen iki arkadaş kısa bir bakışmadan sonra adama baktı. "Zen Çemberi?"
"Aydınlanma veya Sonsuzluk Çemberi. Başlangıcı ve sonu temsil eder. Kişiden kişiye değişir bu çember. Bazılarının başlangıç ve son noktası birleşirken, bazılarının birleşmez. Bu insanların karakterine göre değişir."
Adam anlatmaya devam ederken Jongin'in aklı sadece bir yere takılmıştı. Hayaleti ona ne mesaj vermek istiyordu? Sonsuzluk Çemberi.. Jongin yarım yamalak çizdiği çembere baktı. Bu çember onun kurtuluşu muydu yani?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YUÁNFÈN // KaiSoo
Mystery / ThrillerKyungsoo odasına girdiğinde gördüğü şeyle derin nefes aldı. Aynasında, daha çok kanla yazıldığı belli olan bir yazı vardı, "Yardım et." Korkmamıştı, odasını paylaştığı biri vardı, bunu biliyordu, hissediyordu. Peki neden onu göremiyordu?