Aralık 1990
Tavana bakıyorlardı.
Biri elleriyle oynarken, biri içinde üçüncü dünya savaşını başlatmıştı.
Neden bunu yapmıştı?
Jongin, bir şeyi açıklığa kavuşturmak istiyorum deyip sarılmış böylece ona neden sarılmak istediğini anlamıştı.
Peki Kyungsoo? Sadece dudaklarını dolgun dudaklara değdirmek yeterli gelmemişti ona. Hiçbir şey anlamamıştı ama yinede o küçük temas içinde bir şeyler koparmaya yetmişti.
Daha fazlasını istiyordu.
Çok daha fazlasını.
"Açıklığa kavuşturabildin mi?"
Kyungsoo dudaklarını ısırdı. Ne diyeceğini bilmiyordu. Belli belirsiz ses çıkardı cevap olarak.
Jongin'in gülüşünü duydu ardından yatakta hareketlenişini.
"Ben yapamadım."
Kyungsoo birkaç saniyeliğine gözlerini buluşturdu. Onun gözlerine bakmak içinde ki savaşı daha da büyütüyordu. Tavan oldukça hoş gözüktü birden gözüne.
"Neyi yapamadın?"
"Aklımda ki şeyi açıklığa kavuşturamadım." Jongin yavaşça yaklaşırken fısıldadı. "Yanlış olduğunu bilmeme rağmen neden doğru hissediyorum?" Kyungsoo'nun yutkunduğunu görünce dudağının kenarı yukarı kıvrıldı."Benim dünyamda bu tür şeylere yer yok Soo, çok kötü sonuçları olabiliyor. Senin dünyanda nasıl?"
"Da-daha iyi." Gözleri Jongin'in dudaklarına kayınca tekrar başka yerlere bakmaya başladı. "Özgürce yaşayabilirsin."
Alnını Kyungsoo'nun alnına dayadı. Sesi hala fısıltı hâlindeydi. "Demek Keiko'nun demek istediği buydu."
Kyungsoo nefes alamıyormuş gibi hissediyordu. Elleri Jongin'in kıyafetlerine işkence ediyordu. Jongin ise onun aksine oldukça rahat, anın tadını çıkarıyor gibiydi.
"Artık aklımda ki şeyi açıklığa kavuşturmam gerek."
Kyungsoo, dolgun dudaklar dudaklarını kapatırken gözlerini kapattı.
Bir süre öylece bekledi dudaklarının üstünde. Kyungsoo, en fazla ne olabilir ki diyerek bir anda diğerinin dudağını ısırdı.
Jongin hafif bir inlemeden sonra, hızlı bir şekilde küçüğün üstüne attı kendini. Şimdi daha rahat öpebilirdi.
"Beni kışkırtıyorsun."
Kyungsoo'nun cevap vermesini beklemeden tekrar öpmeye başladı. En fazla bu olurmuş.. diye geçirdi içinden Kyungsoo.
Kyungsoo, dudağında hissettiği acıyla kafasını yana çevirdi. Jongin küçük bir kıkırtıdan sonra dudaklarını tekrar birleştirmek üzere iken, duydukları motor sesi ile nefesleri kesilmişti. Kyungsoo kocaman gözlerle, Jongin'in endişe dolu gözlerine bakıyordu.
"Lütfen birlikte gidelim." Dedi Kyungsoo, Jongin'in tişörtünü tutarken. "Benimle gel."
Jongin kafasını salladı. Kyungsoo'nun üstünden çekilip yan tarafa uzandı. Sırtı kapıya dönükken, diğerini kolları arasına alıp sımsıkı sardı. "Beraber gideceğiz."
Kapı sesi duyulduğunda Kyungsoo daha çok yaklaştı Jongin'e. Üstündeki kıyafetleri buna biraz engel olsada önemsemedi. "Gidemezsek bile.." dediğini duydu kendisine sımsıkı sarılanın. "..sana bir şey yapmasına asla izin vermeyeceğim. Gerekirse onun gibi olurum ama sana bir şey yapmasına izin vermem."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YUÁNFÈN // KaiSoo
Mystery / ThrillerKyungsoo odasına girdiğinde gördüğü şeyle derin nefes aldı. Aynasında, daha çok kanla yazıldığı belli olan bir yazı vardı, "Yardım et." Korkmamıştı, odasını paylaştığı biri vardı, bunu biliyordu, hissediyordu. Peki neden onu göremiyordu?