LÜTFEN YAZIM HATALARIMI GÖRMEZDEN GELİN 🙈
İYİ OKUMALAR ❤️Kasım 2020
Kapının bir anda şiddetle kapanmasıyla yerinden fırlarken ağzından bir çığlık kaçırdı. Sunumuna hazırlanırken öyle bir dalmıştı ki.. Çığlığının hemen ardından odasının ışı açılmış, küçük erkek kardeşi yerleri yumruklayarak gülüyordu.
"Senden nefret ediyorum bok böceği!"
Sinirle kardeşini odadan dışarı çıkardı. Bu sitemi kardeşini daha da mutlu etmişti ki, gözlerinden yaş akmaya başlamıştı. Bu kadar korkmasının sebebi Jongin idi. Tekrar o adamın ona zarar verdiğini sanmıştı. Kapıyı sertçe kapattı.
Kapıya yaslanıp kalbine hafifçe vurmaya başladı. Kelimenin tam anlamıyla aklı çıkmıştı.
Sandalyesinde asılı hırkaya takıldı gözü. Krem renginde, örgü bir hırkaydı. Kahverengi ve geniş düğmeleri vardı. Küçük cepleri ise hırkaya modern bir hava katıyordu. Hırkayı alıp üstüne geçirdi.
Jongin'e ait tek eşyaydı bu. Tek ve özel. Kendisine biraz bol ve uzun geliyor olsa da, bu hırkayı giymek onu mutlu ediyordu ve gerçekten sıcacık tutuyordu kendisini. Farklı bir kokusu vardı hırkanın üstüne sinen ama kesinlikle mükemmeldi.
Odasından çıkıp bahçeye yöneldi. Güneş neredeyse batmıştı ve hava gittikçe daha da soğuk oluyordu. Hırkasının içinde hafifçe titredi.
Günlerdir Jongin'i düşünmekten başka şey yapamıyordu. Bugün unutabilmiş ve sunumuna yoğunlaşmışken kardeşi her şeyi batırmıştı. Şimdi yine ve yine onu düşünecekti. İyi miydi? Babası yine onu dövmüş müydü? Neden günlerdir gidemiyordu onun yanına?
Boynundan hiç çıkarmadığı kolyeye dokundu bahçelerinde olan salıncağa giderken, "Neden çalışmıyorsun artık?"
Hafifçe sallamaya başladı salıncağı, kafasını ipe yaslayıp öylece boşluğa bakıyordu.
Ne zaman kendi isteğiyle onun dünyasına geçiş yapabilecekti? Neden sadece ihtiyacı olduğu an o dünyaya gidebiliyordu? Neden Jongin gelemiyordu da, Kyungsoo gidiyordu? Ve en önemlisi, Jongin'i nasıl kurtaracaktı?
Yardım alma konusunda Baekhyun haklı olabilirdi. Onu tek başına kurtaramazdı. Daha onun yanına gidişini kontrol edemezken, nasıl kurtarabilirdi ki?
Onun yanındayken, durumu garipsemiyor ve nedensizce orada kalmak istiyordu. Hangi aklı başında insan bunu isterdi ki? Ah pardon, zaten Kyungsoo aklı başında bir insan değildi.
Sallanmaktan midesinin bulandığını hissedince kalkma kararı aldı, sunumunu bitirmesi gerekiyordu ayrıca. Bu kadar temiz hava alması yeterliydi. Merdivenlerin başına geldiğinde başının bir anda döndüğünü hissetti. Yavaşça arkasını döndüğünde annesiyle babasının film izlediğini gördü.
Bir kaç dakika bekleyip, iyi olduğuna inandıktan sonra merdivenleri yavaşça çıkmaya başladı. Kafasını kaldırıp yukarı bakınca başının bu sefer daha şiddetle döndüğünü hissetti. Tutunmak için elini trabzana attı fakat tutunamadı. Gözlerini sımsıkı kapatıp gelecek darbeye hazırlandı.
Fakat beklediğinden daha yumuşak olmuştu her şey. Güçlü bir kolun onu tuttuğunu hissetmiş ve tam zamanında kafasına koyduğu el ile beklediği sert darbe gerçekleşmemişti. Üstünde ki ağırlıkla yavaşça gözlerini açtığın da onu kimin kurtardığını anladı.
Güzel gülüşünü gösterdikten hemen sonra fısıltıyla, "Sanırım ödeştik." dedi Jongin.
Hafif horultu sesi çıkmasıyla ikisi de kafasını salona çevirdi. Kyungsoo'nun gözleri, koltuklardan birinden sarkan kolu görünce kocaman açılmıştı. Tekrar onun dünyasına gelmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YUÁNFÈN // KaiSoo
Mystère / ThrillerKyungsoo odasına girdiğinde gördüğü şeyle derin nefes aldı. Aynasında, daha çok kanla yazıldığı belli olan bir yazı vardı, "Yardım et." Korkmamıştı, odasını paylaştığı biri vardı, bunu biliyordu, hissediyordu. Peki neden onu göremiyordu?