Chapter 1: Tree without leaves

123 9 0
                                    


Frigga kişisel odasındaki şöminenin karşısındaki sandalyede tepkisiz oturuyor. Mütevazı bir sandalye. Kralların ya da tanrıların ya da iyi savaşçıların ve insanların bir sandalyesi değil. Sadece bir sandalye. Fırfırlar yok. Boyutu ve büyüklüğü mütevazi. İddiasız. Sade ve basit. Orada yalan yok. Bu bir tahta ve çivi.

Zaman zaman birçok kişiliğe sahip olduğu bilinmesine rağmen, tek bir kelime bile söylemesine gerek yok. Ya yalan, gerçek ya da arada bir şey.

Kuzgun saçlı oğlu altı aydır yok.

Buna rağmen  savaş hala devam ediyor. Asgard ve Vanaheim arasında. Asgard ve Jotunheim arasında.

Kraliçe tüm acısına rağmen istendiğinde savaş konseylerine katılıyor. Krallığa hain olmayan diğer alemler arasındaki ittifakları güçlendiriyor. Büyük oğlu için güçlü durmaya çalışıyor.Onu görenler hiçbir şey olmamış gibi hayatına devam ettiğini düşünüyor. Ama öyle değil. O günden sonra hiçbir şey eskisi gibi olmadı. Ve olmayacak. Onun acısı her zaman yüreğini parçalayacak. Bazen buna dayanamayacağını düşünüyor ama dayanmak zorunda.

Bundan beş ay önce oğlu için bir cenaze töreni düzenlendi. Cesedi olmayan bir gemiyi, sadece bazı eşyaları ve kendine dokunan bir gossamer örtüsünü bıraktıktan sonra Thor bir şimşek çakmasıyla gemiyi  parlattı. Frigga onu ilk gördüğünde yalnız kalmak için bahçesine çekildi.

O gece her şeyi konuştular. Thor'a her şeyi açıkladılar. Oğlu en başta gergin bir kahkaha attı. Bunun bir yalan olduğunu ailesinin o yokken delirdiğini söylemekte direndi. Ama sonra her şeyi kabullendi. Ve o günden beri herkes birbiriyle nadiren konuştu.

Odin çoğunlukla sessizdi. Sadece onunla konuşulduğu zaman konuşur, geceleri büyük salonun terasına çıkardı. Frigga kendini suçladığını biliyordu. Herkes kendini suçluyordu.

Artık bir savaşa liderlik edemeyecek kadar yorgun ve güçsüzdü. Bu yüzden iki ay önce krallığın bütün yükünü büyük oğlunun üzerine yüklemişti. Sade ve gösterişsiz bir törenle ömrü boyunca krallığa hizmet etme yemini etmişti.  Thor en başta kabul etmemiş ama sonra zorunda kalmıştı. Zaten bunun için dünyaya gelmişti. Ondan daha azı beklenemezdi.

"Kraliçem, Einherjar Tüm-Baba'nın sizi huzurunda beklediğini bildiriyor. Büyük salonun terasında." Hizmetçi fısıltıyla konuşuyor. Çünkü kraliçesinin artık sessizlikten hoşlandığını biliyor.
"Orada olacağım Helga, teşekkürler." diyor  Frigga arkasını dönmeden. Hemen ardından hizmetçi çıkıyor ve kapı kapanıyor.

Kanepesinden ayrılıp kendi ve Odin için kişisel olan odaya giriyor. Bozulmamış yatağını es geçip altın varaklı aynanın karşışında kendine bakıyor. Gözlerinin altındaki mor halkaları ve solgun rengini basit bir büyüyle düzeltiyor. Herkesin görmeye aşina olduğu o kadın. Ama artık o kadın değil.

《》

Büyük salondaki dev ve parıltılı avizeyi geçerek terasa ulaşıyor. Etrafta çok az hizmetkar var. Bunların hiçbirini yadırgamıyor. Hiçbir şeyin altı ay önceki ihtişamında olmadığını biliyor. Terası ve büyük odayı ayıran eşiğe vardığı zaman, uzun zamandır ve bu aleme ve kendisine yabancılaşmış olan saçları beyazlaşmış adamı görüyor.

İfadesiz bir şekilde karşısındaki şehri seyretse de aslında kafasında hangi düşüncelere sahip olduğunu biliyor.

"Bunu ona biz yaptık değil mi Frigga?" Odin ağırlaşmış göz kapaklarını kaldırarak soruyor. Kendisini suçluyor. En ihtiyacı olan zamanda derin bir uykudaydı. Oğlu onu yalancılıkla suçladığında kırılan köprünün orta yerinde acı da olsa ona gerçeği söylemek istemişti. Ve yapmıştı da. Ama bu kararı verdiği her saniyede kendine lanetler okuyordu. Neden gerçekler bu kadar acı verici olmuştu? Neden son bir kez daha yalan söylememişti? Neden oğlunu yakalayamadı? Bu sorular başını yastığı her koyduğunda midesini rahatsız ediyordu.

Beyond the startsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin