Her şey karanlık bir gecede başladı ben nereden bilebilirdim ki bu gece benim felaketim ve aynı zamanda kurtuluşum olacak soğuk bir kış günüydü günlerden pazartesiydi yada her neyse işten çıkıp yorgun argın eve yürüdüğüm sıradan günlerden biriydi eve az kalmıştı ve yağmur tüm şiddetiyle yağıyordu çamurlu sessiz sokaklarda koşar adım yürüyordum insanlar tek tük geçerken hepsi koşuyorlardı veya hızlılardı ıslanmak istemiyorlardı bense çoktan ıslanmıştım yinede hızlı davranıyordum sokağın köşesindeki markete girip iki ekmek aldım marketten çıkarken bir çocuk çekti dikkatimi çevreye bakınıyordu sürekli bir anda elini uzatıp ne olduğunu anlamadığım bir şeye uzandı ve koşarak çıktı kocaman gözlerle çocuğun arkasından bakakaldım kasiyer bağrıyordu hızla marketten çıkıp çocuğun arkasından baktım göremedim yağmur çok yağıyordu marketten çıkıp yürümeye devam ettim Eve geldiğimde anahtarla kapıyı açtım içeri girdim ev buz gibiydi sobayı yakmakla uğraşacak gücüm yoktu aldığım ekmekleri mutfağa bırakıp çıktım salona geçip televizyonu açtım bir kaç yarışma programı ve pembe diziden başka hiçbir şey yoktu televizyonu kapatarak derin bir nefes aldım gözlerimi kapatıp dinlendirmeye başladım
...
Kapının yumruklanma sesiyle göz kapaklarımı araladım gecenin karanlığı içime işlerken uyumak istiyordum dayanılmaz uyku isteğine karşı koyarak kapıya doğru ilerledim kolumdaki saate baktığımda saat 01:14 tü kocaman gözlerle tekrar kapıya baktım boğazımı temizleyerek
"kimsin?"
Diye seslendim bu soruma cevaben kapı daha sert yumruklanmaya başlayınca açmamaya karar verdim korkmaya başlamıştım ne yapacağımı bilemez halde bir oraya bir buraya yürürken kapı yumruklanmaya devam ediyordu en sonunda nerden geldiğini bilmediğim anlık bir cesaretle hızla kapıyı açtım kapıyı yumruklayan kişinin yumruğu havada kalırken hızla beni içeri iterek eve girdi ve kapıyı kapattı göz göze geldiğimizde hiçbir şey söylemedi nefes nefese öylece bakıyordu gözlerimi gözlerinden çekerek bacaklarına indirdim siyah dar bir kot gitmişti üstünde de aynı şekilde dar vucüduna yapışan siyah bir tişört vardı hava buz gibiydi insanlar montla gezerken onun kısa kollu bir tişörtle gezmesi pek akıllıca gelmemişti tekrar gözlerine baktım kahverengi gözlerinden karmakarışık duygular akıyordu Artık birinin konuşması gerekiyordu sonuçta saatlerce bu şekilde birbirimize bakamazdık değil mi ne diyeceğimi bilemeyerek sordum
"iyi misin?"
Bana bakmaya devam ederek başını olumlu anlamda salladı şu anda kapıya yaslanmış şekilde duruyordu
"birinden mi kaçıyordun?"
Yine başını olumlu anlamda salladı bir şey söylemiyordu ve benim soracak sorularım tükeniyordu derin bir nefes aldım
"bir şey söylemeyecek misin"
elini kafasına götürerek ovdu ve yine sessizlik oflayarak sordum
"konuşmayı biliyor musun"
derin bir nefes aldı
"biliyorum!"
Ilk defa sesini duymanın verdiği etkiyle şaşırdım
"neden kaçıyorsun?"
"nedeni yok bu gece burda kalmalıyım"
gözlerinde kararlılık gördüm benden izin almıyordu kalacağını bana haber veriyordu resmen
"mümkün değil."
"sadece bir gece"
"sana soru soruyorum cevap vermiyorsun kim olduğunu adını bile bilmiyorum seni evime alamam"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
karanlık
ChickLitkaranlığın içindeki bir adamın ve yıldızların altındaki bir kızın hikayesi