3

766 52 14
                                    

Oturduğum sandalyeden ayağa fırladım ve şaşkınca sakin sakin bakan Ares'e baktım"Şaka bu herhalde ben bu çocukla adım dahi atmam" babam beni rezil ettin otur yerine der gibi baktığı için kuzu gibi geri oturdum. "Ufuk , bu bir iş. Ve siz de serseri gibi davranmayı bırakıp , o otelin kontrolünü yapmak ve partinin başında durmak zorundasınız" Ares' e nefretle bakıp babama döndüm bu dümbük niye hiç itiraz etmiyordu? "Ben onu ikna ederim." Ne diyosun olum der gibi bakış atıp suratımı astım. Ayağa kalkıp beni kolumdan odasına doğru sürükledi , içerisi neredeyse üç salon büyüklüğünde sade ve beyaz bir odaydı. Küçüklük resmine gözüm takılınca istemsizce gülümsedim keşke küçükken tatlı olduğu gibi kalsaymış. Arkamı döndüm kollarını göğsünde birleştirip kapıya yaslandı.  Ellerimi yakasına geçirdim " Derdin ne lan senin ibne , biz seninle gram anlaşamıyoruz ne diye aşağıda sesini çıkarmıyorsun!" Gözlerini devirip ellerimi itti babası onu kredi kartlarını almakla arabasını almakla tehdit etmiş bunun için de kabul etmiş ama nasıl olacak beraber İzmir'deki otele gideceğiz orda kalacağız bir de üstüne partiye katılacağız...
"O da senin sorunun benim tehdit edilecek bir şeyim yok"  alaycı bir şekilde sırıttım önümden geçip çekmeceden dünkü barda çocuğun eli belimdeyken olan fotoğrafı gösterdi." Sanırım bunu unuttun" sinirle bir nefes verip yumruğu karnına geçirdim ve aşağı gülümseyerek indim. ARESİN annesi babası ve bizimkiler merakla bana bakıyordu."tamam" diyebildim.

Söverken Ekinle birlikte bavul hazırlamaya başlamıştık. Orada o çocukla tek başıma olmak yerine battal gazimi yanımda götürmek zorundaydım. " Ufuk şey , eee Furkan da geliyormuş" ters ters baktım bu çocukla benden daha iyi anlaşacaktı neredeyse... "Burdan ağzının üstüne iki tane vururum he " Umut gülmeye başlayınca ben de güldüm. Sonunda bavullar hazırdı. Telefonum çalınca uyuzun geldiğini anlayıp çocuklarla aşağı indim. Üç araba gelmişler sanki orduyla gidiyoruz ya amk. Furkan arabasına yaslanıp gözlüğünü çıkardı. " Ekin benim arabayla gelebilir" bu yavaştan benim kankamı kendine almaya çalışıyordu galiba... Doruk kolunu arabaya yasladı" Umut benimle geliyor o zaman" yine ben bu ite mi kalmıştım şimdi... Ne olacağını anlayıp Ares'in arabasına bindim. "Umarım araba kullanmayı doğru düzgün biliyorsundur." Derin bur iç geçirip dişlerini sıktı ama cevap vermedi e bu cevap vermezse bu yol nasıl geçicekti...

"Sigaran var mı"elimi saçlarıma geçirdim cebimden sigara çıkarıp ona uzattım ama araba kullanıyordu sigarayı parmaklarımda çevirip dudaklarına götürdüm. İki büyük dudağı vardı bu çocuğu övmek istemiyordum ama bir tatlı hoş havası vardı. Çakmağı uzatıp sigarasını yaktım. Gözlerim ağırlaşmaya başlamıştı başım sürekli düşüyordu. Nereye olduğunu bilmeden başımı yasladım bir yere.

Gözlerimi alan güneş ışığına sinirlenip gözlerimi açmıştım , dağ gibi bir yerdeydik. Anladığım kadarıyla mola vermiştik. Bir dakika bir dakika... Ben nerede yatıyordum? Ares'in kolu mu? "Irz düşmanı ne yapıyorsun " hemen itip arabadan indim. Peşimden inip yakamı tuttu."yeter lan yeter ne istiyorsun sen senin derdin ne ha ufuk?! Ben senden uzak durmaya çalışıyorum zaten - sen geldin yaslandım koluma yani." Anlamaz bir şekilde ona baktım. Benden uzak durmaya çalışmak mı? Neden konuşurken kızarıp yüzü düşmüştü anlamadım. Arabaya yaslanıp etrafıma baktım. Ekin neredeydi acaba? Kafamı çevirip gözlerimle onu aradım yavaş yavaş arabaya yaklaştım.Furkan'ın kollarının arasına tamamen girmiş ve göğsüne yatmıştı. Piç'in yandaş ama iyi arkadaşı da saçlarını okşuyordu. Gerçi bunu ben de yapıyordum gülümsedim ekine bakıp. Umut'un arabasına yaklaştım başını cama yaslamış doruktan uzaktı. İşte benim akıllı çocuğum.

Ormana doğru ellerim cebimde yürümeye başladım. Biraz acıkmıştım , belki elma falan vardır derken bir ağaca rastladım işte elma.

Ağaca tırmanmaya başladım elimi elmaya atınca ayağım kaydı Rahmetli Ufuğu iyi bilirdik dedim kendi kendime yere düşeceğimi bildiğimden gözlerimi sıkı sıkıya kapattım.ama yumuşacık bir yere düşmüştüm , tanıdık kokunun olduğu bir yere. Çok fazla  yakındık , yeşil gözleri hafif hafif koyu rengini alıyordu. Ona hiç bu kadar yakın olmamıştım , bu kadar yakından bakmamıştım. Beraber kavga etmeden durduğumuz dakika 5 dakikayı geçmezken o da ben de çok sakindik.  Dudakları dudaklarıma değişmişti tepkisiz kalmıştım zaten buna nasıl tepki verilirdi ki o da erkek  ben de üstelik benim kız bir sevgilim var. Beni hemen hızlıca yere bırakıp arabaya doğru ilerledi. Yere oturup şaşkın bir şekilde elimi dudağıma koydum.

O da erkekti ben de erkektim...

İddia(GAY)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin