5. Bölüm

1.2K 46 11
                                    

Defne'den;
Gitmeden önce birkaç şey daha söylemek istiyordum. Acun Bey tekrar söz hakkı verdi.
"Şu sevgilisi konusuna açıklıkta getirmek istiyorum doğru düzgün. Ben abim/kardeşim dediğim kimseyle sevgili olmam ve olmadım da. Zaten olsam da karakterli insanlarla birlikte olurum. Takımımından biriyle sevgili olsam da Acun Beyi ve takımımı ilgilendirir zaten bu da sizi hiç alakadar etmez. Ben buraya aşk yaşamaya değil yarışmaya geldim. Özel hayatımla yarışma hayatımı lütfen karıştırıp olay çıkarmayalım"
"O karaktersiz kelimesi kimin içindi Defne?"
"O kendisini biliyor."
Diyip Mert'e ters bir bakış attım.
"Evet arkadaşlar bu olayı konuşmak için konsey yapmıştım ve konsey burada bitti söylemek istediğiniz bir şey yoksa kamplara gidebilirsiniz"
Herkes birbirine baktı sanırsam kimse bir şey demeyecekti. Kalktık ve ateşleri alıp arabaya gittik. Arabaya gelince ateşleri bırakıp arabaya bindik. Rastgele birinin yanına bindim kafam dağınıktı açıkçası.
Çok geçmeden adaya geldik ve arabadan indik. İnip direkt barakaya gittim ve yattım. Uyumaya ihtiyacım vardı,psikolojik çöküş yaşıyordum. Gözlerimi kapattım ve uykuya daldım.
Cemal'den;
Arabadan indim ve adanın içine girdim. Üstüme yağmurluk alıp deniz kenarına gittim. Ardından Barış geldi.
"Oturabilir miyim?"
Başımı salladım ve oturdu.
"Sen bi durgunsun noldu sana?"
"Bilmiyorum"
"Emin misin?"
"Bugün Mert ile oyuna çıktığımda bana başlangıçta saçma sapan şeyler dedi yok bunlar aşk yaşıyor sizi kekliyorlar vesaire falan ama bugün açıklamasını da aldım hala kötüyüm"
"Sen aşık mısın yoksa?"
"Valla bende anlamadım öyleymişim demek"
"Ee bu kadar kafana taktıysan aşıksın işte"
"Allah kurtarsın o zaman beni bu bataklıktan"
"Yok kurtarmasın ya boşver kurtarıp ne yapacak aşk güzel şey"
"Güzel şey ama çok dertli şey abi ya ne bileyim ister istemez kıskanıyor insan ne ara aşık oldum onu bile bilmiyorum"
"Eğer çok büyük dert olursa ya açıl ya da gel benimle dertleş sonuçta kız kardeşim gibi Defne ben seni dinlerim"
"Teşekkür ederim. Haksızlık etmişiz sana da cidden."
"Sıkıntı değil"
"Bu arada Mert Defne'ye mi aşık?"
"Aşık olsa ne yazar görmedin mi nasıl laflar söyledi Defne konseyde hayatta bakmaz ona"
"Valla sende doğru dedin açıkçası. Strateji için elinden gelse adadakileri öldürür"
İkimizde güldük ve barakaya geçtik. Yasin ve Evrim konuşuyordu,diğer herkes uyuyordu. Barış ile aynı anda birbirimize baktık. Bu ikisi ne alaka? Tövbe estağfurullah. Rüya mı görüyordum yoksa? Konuşmalarını bölmeden barakaya geçtik ve Barış kendi yerine ben kendi yerime geçtim. Yattım ve Defne'nin gülüşünü hayal edip uykuya dalmaya çalıştım. Cidden ben bu kıza ne ara nasıl aşık olmuştum? Her şey çok ani gelişmişti. Bunları unutmaya çalışıp sadece gülüşüne odaklandım ve sonunda güzel bir uykuya daldım.
Gözlerimi açtığımda yanımda Yasin vardı. Ne kadar çok konuşmuşlarsa artık hala uyanmamış çünkü herkesten önce uyanırdı genellikle. Kalktım ve etrafa biraz baktım. Defne ateşin başında coconut pişiriyordu. Beni fark edince gülümsedi ben de ona gülümsedim. Kalktım ve denize gidip yüzümü yıkadım saçlarımı da ıslatıp bir şekil verdim. Böyle kuruyunca şekilli şukullu olacaktı saçım. İşim bitince barakaya gidip oturdum. Ayakkabımı temizleyip ayağıma giydim,bugün anlat bakalım vardı. Biraz sonra Barış kalktı ve o da benim yaptıklarımı yapıp yanıma oturdu. Kameralar çekiyordu bu arada. Barış hem benle hem Defne'yle eş olacaktı ben de Defne ile eş olacaktım. Herkes yavaş yavaş kalkmaya başlamıştı ve coconutlarda pişmişti. Yasin herkese bölüştürdü ve yemeye başladık. Bu aralar Barış ile fazla takılmaya başlamıştım umarım daha çok takılabilirdik kafa çocuğa benziyordu aslında. Kahvaltımızı yaptık ve herkes kendi kafasında takılmaya başlamıştı.
Defne'den;
Kalktım ve yüzümü yıkayıp ateş yaktım. Kimse uyanmamıştı,ben de bi yararım dokunsun dedim. Ateş yakmayı eskiden kamplara giderdim oradan biliyordum,coconutları pişiriyordum ve o sırada Cemal uyandı. Kalktığı gibi etrafı yokladı ve bana baktı. Bana bakınca gülümsedim o da bana gülümsedi. Yüzünü falan yıkadı ve ayakkabısını giydi,çok geçmeden Barış'ta kalktı ve aynılarını yapıp Cemal'in yanına oturdu. Bu aralar beraber takılıyorlardı şaşırıyordum açıkçası. Çok geçmeden herkes kalktı ve Yasin herkese bölüştürdü coconutları ve yemeye başladık. Bitince herkes dağıldı,Barış 2 dakikaya geleceğini söyleyip ormana gitti ben de deniz kenarına gittim. Denizi izliyordum,o sırada bir hareketlilik hissettim yanımda. Baktığımda Evrim'di. Yanıma oturdu.
"Ayağın daha iyi mi güzelim?"
"Yürüyebiliyorum en azından"
"Heh iyi iyi bugün parkur yok zaten rahatlarsın"
Başımı sallayıp gülümsedim,o da bana gülümsedi.
"Dün Yasin ile konuştuk valla bana dedikoducu diyor ama kendisi de az değil ha"
"Dedikoducunun alası o"
"Neyse boşver konuşmayalım birileri hakkında"
"Aman nolcak ya. Onlar Barış hakkında konuşurken iyi"
"Doğru diyorsun ama boşver başkalarına benzemeyelim kendimiz olalım"
"Doğru dedin bunu işte"
"Bir şey dicem ama dürüst cevap ver tamam mı? Bak sabah ben uyanıktım ama kalkmadım,sen ateşi yakarken Cemal seni izliyordu. Bazen senin ona bakışlarını da yakalıyorum ama susuyorum yine de. Aşık mısınız kız siz birbirinize?"
"Ya nereden çıktı şimdi"
"Valla taş gibi çocuk,bekar da zaten. Hem demedin mi sen Barış,sen ve ben otururken birkaç gün önce benim Cemal'e gelmeden önce bi sempatim vardı diye"
"Ama bak vardı artık yok. Zaten herkesin var sempatisi bana mı bırakırlar onun gibi taş çocuğu."
"Çiçeğim aşk bu aşk hemen geçmez. Ayrıca fıstık gibi hatunsun sana bırakmayacaklar da kime bırakacaklar"
"Ya Evo boşver kafam çok karışık zaten"
"Tamam ısrar etmiyorum"
Sustuk ve denizi izledik. Barış geldi ve yanımıza oturdu.
"Hayırdır Barış sen neredeydin?"
"Berkan'a yardım edecektim bir şey için de gelirken de Cemal ile biraz konuştum"
"Hee okey"
Cemal ile ne konuşmuş olabilirlerdi ki? Boşverip denizi izlemeye devam ettim. Yavaş yavaş güneş batmaya başlıyordu. Kalktık ve barakaya hazırlanmaya gittik. Diğerleri de hazırlanıyordu. Üstümü biraz silkeledim ve saçımı salık bırakıp biraz şekil verdim,lastiğimi de bileğime taktım. Herkes hazır olunca arabaya binip çekileceği yere gittik. Geldiğimizde kendi benchimize oturup bekledik,çok geçmeden diğer takımda geldi. Murat Ceylan da geldi ve ödülü söyledi. Ödül cheescake ve yanında kahveydi. Oyun başladı,ilk eş Mert ve Aşkım'dı. Çıktılar ve 3 tane bildiler,sıra ben ve Cemal'in idi. Ben anlatıyordum.
Kelime:İzmir
"Cemal Can sen nerelisin?"
"Karadeniz"
"Hayır hayır baba tarafından?"
"İzmir"
Kelime:Kar Küresi
"Şubat ayında birbirine aşık olanlar için ne var?"
"Sevgililer günü"
"Sen sevgiline ayıcık değil de ne alırsın?"
"Çikolata alırım,çiçek alırım"
"Hayır hayır böyle camdan"
"He kar küresi"
2 olmuştu son 2 tane bilmemiz lazımdı.
Kelime:Anne
"Rukiye Teyze senin neyin?"
"Annem,Anne"
Kelime:Şimşek
"Elif'in kızlık soyadı ne?"
"Yıldırım"
"Evet Yıldırım ama kelime Yıldırım değil. Yıldırım değilde de?"
"Gök gürültüsü"
"Ne çakar?"
"He şimşek"
Biz almıştık. Yanıma geldi ve bana çaktı,sonra sarıldık. Benche gidip oturdum. Yanımda Barış onun yanında da Cemal oturuyordu Cemal'in yanında ise Evrim.
Durum:10-8
Maalesef yenilmiştik. Otobüse binip adaya gittik. Adaya geldiğimizde herkes yine kendi kafasında takılmaya başladı. Sahile gittim ve kumlara yattım,yıldızları izliyordum. O sırada Cemal geldi ve o da yanıma uzandı.
"Sen galiba sıkı takipçim falandın bu kadar bildiğine göre her şeyi benim hayatımdan anlattın"
"Yani hayranındım diyelim"
"23 yaşında olup benim hayranım olanı da ilk defa görüyorum"
Güldüm,o da güldü.
"Çok iyiydin bu arada,umarım hep böyle başarılı olursun"
"Umarım"
Bir süre sessizlik oldu. Tam olarak 10 dakika sessizce yıldızları izledik. İzlemeye devam ederken Cemal pat diye kalktı ve üstünü silkeledi. Sonra ellerini bana uzattı. Ellerini tuttum ve ben de kalktım,barakaya gittik. Barış sessizce gözlerini kapatmış sırtını barakaya doğru dayamış oturuyordu ve gülümsüyordu,ne düşündüğünü çok iyi biliyordum ben. Gülümsedim ve yanına oturdum. Kamera Cemalleri çekiyordu.
"Uyuyan Güzel'i mi düşünüyorsun?"
"Çok mu belli ediyorum?"
"Onu sevdiğini belli etmiyorsun ama sevdiğin birini düşündüğünü ediyorsun."
"Neyse ya,hadi iyi geceler sana çok beklemeden uyu sen de dokunulmazlık var bak yarın"
"Tamam uyurum. Rüyanda Uyuyan Güzel'i gör benden de selam söyle"
Güldü ve gözlerini devirdi. Sonra yatıp sırtını bize çevirdi. Ben de dediği gibi beklemeyip uyuyacaktım. Herkese iyi geceler dileyip yattım. Çok geçmeden de güzel bir uykuya daldım.

Merhabalar.
Uyuyan Güzel'in kim olduğunu bence anladınız siz skwlşwwişwwş
Çok boş bir bölüm oldu fazla birilerine sallama yoktu ama diğer bölümde sallayacağım merak etmeyin.
Adaya gıcık bir kız getirmeyi düşünüyorum ama sadece düşünüyorum. Eğer getirirsem de aşağıdakilerden biri olacak siz seçin.

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Sizce hangisi olmalı?Cevapları bekliyorummm

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Sizce hangisi olmalı?
Cevapları bekliyorummm.
Bu arada kendinize iyi bakın ve hayırlı ramazanlar.

I'M A SURVIVORHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin