Uyandığımda adadaki küçük hastanelerden birindeydim. Doktor gelip ayağımı oynatarak acıyan yeri buldu. İlk önce krem sürdü, sonra sardı. Çok büyük bir şey olmadığını ve anlık bir acıyla bayıldığımı da söyledi. Gerçekten o an bacağım kırıldı sanmıştım. 3,4 gün dinlenmem için rapor olarak geçen küçük bir kağıt verdi. Yürüyebiliyordum ama tam olarak koşamıyordum. Ödülü kimin kazandığını da bilmiyordum. Çünkü 9-9 olan oyuna ben çıkmıştım ve sakatlanıp hastaneye götürüldüm. Acaba kim kazanmıştı?
Adaya gelmiştim. Herkes "hoşgeldin, geçmiş olsun" dedi. Teşekkür ettim ama herkesin yüzü çok düşüktü. Kesin oyunu kaybetmişlerdi ve benim yüzümden olmuştu bu. İnsanın sağlığı önemli olsa ben biraz daha dikkatli olup kutuyu ayağıma düşürmeseydim belki oyunu ben alacaktım ve kazanacaktık. Kendimi çok kötü hissediyordum. Barakada oturan herkese seslendim.
"Gerçekten özür dilerim, benim yüzümden oyun kaybettiniz."
Gizem: "Ne?"
Burak: "Kaybetmedik ki?"
Ardahan: "Evet babuş biz kazandık."
"Neeee? Gerçekten kazandınız mı?"
Yasin: "Ne sandın kızım, biz en iyi takımız bum"
Cemal: "Ya Nisoşum, kaybetsek bile senin sağlığın daha önemli."
"Yaaa Cemalım." diyip Cemal'e sarıldım. Barış'a baktığımda uyuyordu. Sesimi biraz daha azaltmıştım.
O kadar mutlu olmuştum ki anlatamam. Ben gitsem de oyun kazanmışlardı, acaba finali kim yaptı?
"Finali yapan kimdi?"
Cemal: "Barış yaptıı."
Burak: "Görmen lazımdı ama çok iyi bir finaldi."
Evrim: "Çıldırdık hepimiz. Samimiyetle söylüyorum."
Daha da mutlu olmuştum. O gerçekten iyi bir insandı. Hem ben düşünce koşup gelmişti, hem de çok güzel bir performans sergilemiş.Akşam olmuştu ve birçok kişi uyuyordu. Kalkıp biraz ateşin başına oturdum, ateşe bakıp derin düşüncelere dalmıştım. Barış yanıma oturunca irkildim ve ona döndüm.
Barış: "İrkilttiğim için özür dilerim."
"Yoo, problem değil."
Barış: "Ayağın nasıl oldu?"
"Daha iyi. Parkurda ayağım kırıldı sanmıştım."
Barış: "Sen güçlü bir kızsın, hemen toparlanırsın."
Gülümsedim.
"Barış finali sen yapmışsın, tebrik ederim. Sen olmasaydın belki de oyun kaybedeceklerdi ama hepsi benim suçum."
Barış: "Ne suçundan bahsediyorsun? Sakatlandın diye suçlu olmazsın, ayrıca sağlığın iyi olmadıktan sonra ödülü kazansak ne anlamı kalacaktı ki? Sen iyiysen bizde iyiyiz Nis."
"Nis mi ahahaha? Teşekkür ederim Barış. İyi ki takıma gelmişsin."
Barış'a aniden sarılmıştım. Çok iyi hissettirmişti. İlk defa ona bu kadar yakın olmuştum. Boynundan kokusunu içine çektim sonra bıraktım. Eğer bırakmasam çocuk beni sapık sanacaktı.
Barış: "Uzun zaman sonra bana adada sarılan ilk ve tek kişisin."
"Ne zaman istersen sarılırım. Yani şeeyy, kendini yalnız hissetmemek amacıyla sarılırım. Yani arkadaş olarak."
Aha yine saçmalamaya başlayan bir Nisa. Barış güldü ve esnedi.
Barış: "Sanırım artık çok geç oldu, uyumalıyız."
"Aa evet tabii. Uyumalıyız, yani ayrı ayrı, yani yan yana değ-"
Barış: "Ben de onu kastettim Nisa, sakin ol. "
dedi ve güldü. Ayağa kalkmam için elini uzattı. Elini tutmuştum, tutmuştum elini, el tutmuştum, Barış eli tutmuştum.
Elimi bırakmıştı, ikimizde kendi barakalarımızda uyuduk.Ben sanırım Barış'a aşık olmuştum. İçimdeki bu sevgiyi kontrol edemiyorum. Kendime daha fazla yalan söylemeyeceğim. Barış'a çok aşıktım. Ona baktığımda bana bakmasını, oyun kazandığımızda sarılmamızı, adada konuşmamızı çok seviyordum. Bunlar be arkadaşça hareketler olamazdı. Fakat bunu Barış'a kesinlikle söyleyemezdim. Barış beni arkadaş olarak seviyordu ve ona karşı bir şey hissettiğimi söylersem benle kesinlikle konuşmazdı, eminim. Keşke aşk tozları olsa ve Barış'a tüm aşk tozlarını atsam. Bir günde bana aşık olurdu herhalde. Nisa yine saçmalıyorsun. Barış'ı düşünmeden edemiyordum.
Sabah uyandığımda herkes uyuyordu. Bende yavaşça kalkıp ateşi yaktım ve yere oturdum. O sıra Yasin kalktı ve yanıma geldi.
Yasin: "Nisa sana bir şey soracam."
"Tabii, sor."
Yasin: "Sen bu adada birinden hoşlanıyor musun?"
"Ahh tabiki, hepinizden."
Yasin: "Öyle değil, ben karışmayı pek sevmem ama aşk işleri gibi"
"Karışmayı sevmezsen niye karışıyorsun peki?"
Yasin: "Haa demek birinden hoşlanıyorsun?"
"Ya Yasin sana ne? Ayrıca kimseden hoşlanmıyorum."
Yasin: "O kişi Barış mı peki?"Yasine bakakalmıştım, sonra barakaya kafamı çevirdiğimde Barış uyanmış bizi seyrediyordu. Allah kahretsin ne yapacaktım? Ne söyleyecektim? Hayır desem Barış üzülür müydü? Ya da sevinir miydi bilmiyorum. Öyle bir bataklığa düşmüştüm ki beni süper kahramanlar bile kurtaramazdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Suskun Adam •NisBar
Ficção AdolescenteArtık emindim. Hani iki seçeneğim vardı diyordum ya, artık bir seçeneğim kalmıştı. Oyunları da kazanmak istiyordum, Barış'ı da... - ilk nisbar kitabı