-1. Bölüm-

48 5 5
                                    

   "Kanka dur bir"

   "Yok sana 'Dur bir'. Beni onun üzerine itmeye çalışmak ney göstereceğim sana" 

       Ben Selen. Bizimkiler genelde 'Mal' der ama onları çok da şey etmeyin. 11. sınıfa gidiyorum ve İzmir'de yaşıyorum. En yakın arkadaşlarımdan Yağmur'la eve çıktık ve ev arkadaşıyız. Onun dışında 4 tane daha takıldığım kız var. Hepsi de kalbimin bir parçası.

     Dahademin 'O' diye bahsettiğim kişi Yağız. İki aydır seviyorum kendisini. Benim sevmem sakarlaşmak, titremek falan değil, ben kalbimde seviyorum. Onu görünce kalbim horon tepiyor falan.

     Bir kardeşim var adı Çağla. Ben ona 'Baş Belası' diyorum. Annem ve babamla Ankara'da yaşıyor. Bazenleri Ankara'ya da gidiyorum. Hayatım bu kadar. Sıradan 

     Bu kovaladığım kişi Yağmur. Ortaokul çocuğu gibi beni Yağız'ın üzerine itmeye çalıştı. Çalıştı diyorum çünkü ben ondan tarafa değil de yan tarafa düşerek yere kapaklanmış oldum. Okulda 3. turumuzu tamamlamıştık ama değecekti.

     En son Yağmur binaya girdi ve genel mallıklarından yaptı. Kızlar tuvaletine girdi. Sonra da "Ben senin girebileceğini unuttum ya" dedi. Onun mallığına gülüp "Geri zekalı" dedim.

*

   Tuvalette işimiz bitince dersin yarısı bitmişti. Sınıfa gittik, kapıyı tıklatıp açtım. Ders fizikti. Fizikçi "Ne bu hal kızlar?" dedi. Yağmur "Hocam şimdi Selen-" derken ben Yağmur'un ıslak formasını göstererek "Hocam Yağmur rahatsızlandı da onun için lavabodaydık" dedim. 

   Bora kafasıyla Yağmur'u işaret ederek yanındaki Furkan'a gösterirken "Bu ne zaman böyle güzel oldu lan?" dedi. Ona 'Adam ol' bakışları atarken hocaya "Hocam sıramıza geçebilir miyiz?" dedim. Hoca "Bu ilk ve son olsun kızlar" dedi. Sıramıza geçerken Bora'ya 'Adam ol' bakışlarımı atmaya devam ediyordum. Tırstı sanki. 

                   *

     Kalan saatler gayet normal geçti ve öğle arası oldu. Bugün kızlarla birlikte kafenin birinde yiyecektik yemeği. Okul dağılınca sakin sakin önce sınıftan, sonra okuldan çıktık ve boş yaparak yürümeye başladık.

       Kafeye gittik ve yemeğimizi normal bir şekilde (Yeme şeklimizi tüm kafenin tiksinir bir şekilde yan yan dikizlemesi ki bu normal bir şey) yedik ve parka geçtik. Boş boş çekirdek aldık ve çitlerken dedikodu yaptık. Yarım saat falan vardı derse. 

        Bir 10 dakika falan geçti galiba kızlarla konuşmaktan anlamadım geçen dakikayı. Telefon çaldı ve vücudumu bir titreme sardı.

        Arayanı görünce bir kalbim horon teper gibi oldu. Arayan 'Kalbim Horon Tepiyor'. Ay ben bir fena oldum gibi oldu sanki. 

       Açtım ve "He, efendim" dedim. "Ne yapıyorsun?" dedi. "Neden?" dedim. "Bizimkilerle sıkıldık yanınıza gelelim diyoruz da" "Kızlarlayız. Dur sorayım 1 dakika" dedim ve kızlara baktım "Sıkılmışlar buluşalım diyorlar" dedim. Hemen Ceyda "Kim kim?" dedi. Soruyu Yağız'a da sordum. "Can, Ege, Bora, Kaan, Ben ve Furkan" dedi. Kızlarla bakıştık ve gözlerimizle olur dedikten sonra "Olur gelin" dedim. 

      Kapattıktan hemen sonra Yağmur'a sarıldım. Normal olarak heyecanlandım yani. Beklerken sıkıldığımı hissettim. Kızlara söyleyip marketten çikolata aldım ve döndüm. Çikolatayı bitirip dış kısmı yalarken erkekler göründü. "Siktir" dedim. Yarım saat güldüler.

      Yağız'dan

   Öğle arası olunca ve bizimkiler dışında herkes dağılınca Ege Bora'nın sırtına uçtu. Bakın uçtu diyorum çünkü bu atlamak değil. Tabii anında yere düştüler ve Ege "Ya abi daha 'Götür beni davarım' deyip Red Kit'e meydan okuyacaktım ne bozuyorsun olayı" dedi. 

    Yaklaşık 5 dakika güldük. Daha doğrusu ben güldüm onlar anırdılar çünkü aralarındaki en düzgün benim.

    Daha da gülüp anırırdık ama Kaan "Ben acıktım ne yapalım?" dedi. Hepimiz ona hak verdik ve dönerciye gitme kararı aldık. 

    Yemek sırasında "Ben size önemli bir şey diyeceğim" dedim. Can "Harbi ciddi mi yoksa malına ciddi mi?" dedi. Haliyle anlamayan bakışlar attık ve sonunda Can "Yani cidden önemli mi yoksa şakasına mı?" diye açıklama yapmak zorunda kaldı. "Cidden önemli bir şey ve şakasına bir şey diyecek olsam bile şakasına demezdim" dedim. 

     "O da doğru" diyen Can yemeğine dönerken diğerlerine bakarak "Ben galiba Selen'den hoşlanıyorum" dedim. Bir değişiklik olmayınca (Herkes yine yemek yiyip tepki vermeyince) Furkan "Kankam bunu bize söylemen çok güzel bir şey ama biz senin arkadaşların olarak bunu anladık" dedi. Kafam karışmıştı "Nasıl" dedim. "Oğlum sen genelde herkese öküz gibi bakıyorsun da ona farklı bakıyorsun" dedi. Övüyor mu gömüyor mu belli değil. Başka bir şey demeden yemeğime döndüm. 

                         *

    Yemeğin sonuna doğru Can ve Ege 2 dakika bakıştıktan sonra Can "Ege" dedi. Ege "He" dedi. "Ayda kaç kg yemek yiyorsun?" dedi Can. Ege de "Aya gitmedim ki" dedi ve gülmeye başladılar. Masadan kalkıp ikisi birlikte bir şeyler yaşamaya başladılar. 
     Kaan "Oğlum bu espiri bir asır öncenindi lan" dediyse de onlar takmadı. Bu halleriyle twerk yapan horoza benziyorlardı. Onlara bakarak gülerken "Utanıyorum sizden" dedim.

     Arka masalardan biri de böyle düşünmüş olacak ki "Twerk yapan horoza benziyorsunuz" dedi.
      Kanka olarak buna bir el atmamız gerekti.

      Ben de "Çok gördün herhalde" dedim. Daha iyisini söyleyebilirdim de şimdi düşünmem falan gerekti. Arkadan 'Ooo' sesleri yükselmeye başladı. Eminim ki onu diyen şahıs kıpkırmızıdır. Bir cevap geleceğini hiç düşünmemiştir. Ama maalesef öyle olmadı. Çocuk arkadan laf sokmaya -çalışmaya- devam etti.

*

    Birkaç dakikalık laf dalaşımızdan sonra o şahıs Bora'nın son söylediği lafa dayanamadı ve Bora'ya yumruk atmaya çalıştı. Bakın çalıştı diyorum çünkü Bora o yumruğu bir eliyle havada yakaladı ve diğer eliyle o şahısa yumruk attı. Bunu beklemiyor olacak ki sendeleyip yere düştü. 

    Ardından Bora "Ava giden avlanır koçum! Ha bir de bebeğim yemekten sonra mayışıyorum keyfimi bozmak istemezsin" dedi ve sonra aralar gülmeye başladı.

    Arkadaşı Bora'nın üzerine atlıyordu ki Kaan onu hemen farketti ve ani bir haraketle onu yere yatırdı. 

    Kaan "Kulaklarda sorun var heralde kardeş. Duymadıysan söyleyeyim. Keyfimizi bozmak istemezsin" dedi. Son cümleye özellikle baskı yapmıştı. Ardından "Veya bunu dene ama sen zararlı çıkarsın" dedi ve anında yumruğunu o şahısın arkadaşının yüzüne geçirdi.

    En son dalaşımızdan sonra "Bu burada bitmedi" diyerek gittiler. "Her sorunlu bizi bulur arkadaş" dedi Furkan. Ben gülerek "Yalnız gerçekten twerk yapan horoza benziyordunuz" dedim. Güldük. 

*

    Gülerek dönerciden çıkarken Furkan "Kanka madem içinde bu kız için bir duygu var daha çok tanımalısın. Biz de tanımalıyız. Ara da yanlarına gidelim eğlenir kaynaşırız" dedi.
    İlk başta bu fikre karşı çıksam da bu fikir hoşuma gitmişti...
_____
    Herkese merhabalar.  Bu benim yayınladığım ilk hikayem ve buraya kadar geldiyseniz az da olsa beğenmişsiniz demektir.
    O altta bir yıldız var oraya basarsanız sevinirim ve yorum yaparsanız dünyalar benim olur 💛
  Her yorum benim için önemli.
  Lütfen yazım yanlışlarını dikkate almayınız..
   İlk bölüm olduğu için kısa oldu yeni bölüm kısa sürede gelecektir
    Değerlisiniz💛💛


Abla ile Kardeş Arasına Girilmez!!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin