Jaemin'in uyuduğunu görünce Haechan ve Yang onu sınıfta bırakıp kantine indiler. Bunu fırsat bilen Jeno kapıya Renjun'u gönderip Jaemin'in yanına oturdu. Çocuk aşırı güzeldi. Kavga ederken de çok dikkatini çekiyordu ama kavga dışında bu kadar yakından ve bu kadar sık görüyor olması onda garip bir etki yaratmıştı.
Uyuyan çocuğun yeşil saçlarını çekti hafifçe yüzünden. Kolay kolay uyanmadığını az önce arkadaşlarından duymuştu. Saçları o kadar yumuşaktı ki Jeno hafifçe tekrar dokundu. Çocuk o kadar güzeldi ki Jeno onu bir kez gülerken görmek istedi. Yüzünün en ince ayrıntısına kadar baktı Jeno. Kirpiklerini inceledi. İki parmağıyla yanağına dokunduğunda Jaemin hafif kıpırdamıştı. Jeno uyanacak diye çok korkmuştu ve yakalanırsa ne diyeceğini bilmiyordu.
Hafifçe yanağını okşayıp çektiği sırada Renjun onu hızlıca sıradan kaldırıp arka camın oraya fırlatmıştı. Hemen arkasından sınıfa Hae ve Yang girmiş onlara bakmıştı. Jeno içinden Renjun'a ettiği küfrü geri aldı. Çocuk resmen hayatını kurtarmıştı ve şimdi ona az önce yaptığı şey ile ilgili bir açıklama yapması lazımdı.
"O yaptığında neydi öyle? Çocuğu neredeyse öpecek durumdaydın gerizekalı, ne yapıyorsun? Ya yakalansaydın, o zaman ne yapacaktın ha?" diye fısıldadı Renjun. Bir kaç adım ötelerin de Haechan sıraya bir kahve koyup zorlukla Jaemin'i uyandırmıştı. Jeno bunu fark edip Renjun'a döndü.
" Sonra konuşalım. Yakalanmadım ve bu yüzden sıkıntı yok. "diyerek arkadaşını itip yerine doğru yürüdü.
Renjun onun arkasından bakıp kafasını iki yana salladı. Sonra Yang ile oturduğu sırasına ilerledi. Sınıfta onlar dışında kimse yoktu. Yine de iki grupta birbirine şaşırtıcı bir şekilde sataşmıyordu. Dünkü kavga da karnına aldığı darbe yüzünden şuan yürüyemiyordu bile Renjun aslında. Bu yüzden hiç dalaşası yoktu.
Daha derse 20 dakika vardı. Bu yüzden Hae mesaj atıp Lucas ve Jisung'u çağırmıştı. Çocuklar hemen geleceklerini söylemişlerdi. Aynı sırada Mark ve Jungwoo da sınıfa girmişti. Chenle onlarla gelmemişti, sırt ağrısından sırasında kalkamıyordu. Biraz sonra Lucas ve Jisung da sınıfa girmişti. Hepsi birbirine baktı ama kimse laf atmadı.
Bu ilk defa oluyordu. Birbirlerine dalaşmadan ilk defa sakince aynı ortamda duruyorlardı. Haechan'ın aklına dünkü çocuk geldi, adı Doyoung olan. Bu yüzden kavga arkadaşlarına döndü.
"Hey ezikler, bir şey sorucam size?"
"Sen bize ne sorabilirsin?" dedi Mark ona dönüp.
"Dünkü çocuk kimdi? Şu Doyoung. Siz baya korkuyor gibiydiniz." dedi alayla Haechan.
"Ölmek istemiyorsan ona sataşmazsın." dedi Mark ona bakıp. Eh, aslında onları Doyoung'un üstüne salıp dayak yemelerini izlemek isterdi ama Haechan'ı kendisi dövmediği sürece zevk almazdı.
" Niye? Disipline mi giderim yoksa? "
" Hayır. Jaehyun seni 40 gün 40 gece döver. "dedi Renjun.
" O kim? "dedi Yang.
" Sevgilisi, ayrıca Taeyong Hoca'nın kardeşi ve ayrıca eski milli sporcu ve ayrıca kavgada karşısındakine asla acımaz. Bu yüzden aklınız varsa Doyoung'a bulaşmazsınız. "dedi Renjun ona bakıp.
" E oğlum o zaman siz niye buranın kralları gibi davranıyorsunuz ki bu çocuk varken? " dedi Lucas.
" Çünkü onlar devlet öğrencisi klasında değiller. Okulla da pek alakaları yok aslında. Komite odasından çıkmaz Doyoung ve Jaehyun da aslında aşırı zengin. Doyoung'a da burs vermeyi teklif ettiler ama Taeyong burada öğretmen olduğu için ikisi de özel okula gitmediler. Eh kavga ederse de arkası sağlam olduğu için Jaehyun tek bir ceza bile almadan kurtuldu bugüne kadar. " dedi Mark ona alayla bakıp." Senin ve benim gibi değiller yani. Arkalarında onları koruyacak insanları var. Sicilleri temiz. Okulun kötü çocuğu değil yani."
" Oğlum var ya bu dediğini Jaehyun duysa seni cidden öldürürdü. "dedi Jeno, Mark'ın koluna vurup. Bu lafına iki grupta gülmüştü, Jaemin hariç. Onları dinlemiyordu bile kahvesini içmiş geri yatmıştı.
Sonra durumlarında ki anormalliği fark edip hepsi sustu. Resmen dedikodu yapıyorlardı. Bunu fark edince herkes kendi arkadaş grubuna dönmüştü. Az önce ki garip durum hakkında kimse konuşmuyordu. Herkes kendi arkadaşı ile boş muhabbet yapıyordu.
Haechan, Jaemin'e baktı. Bugün aşırı uyumuştu. Saçlarını dağıtıp, üstüne,zorla çıkarttığı, Lucas'ın hırkasını örttü. Sonra Lucas'a baktı.
"Sizin evden kaçta gitti bu? Hiç uyumadı mı?"
"Çok geç gitmedi aslında ama anlamadım bende. Sabahlamıştır gece. Tüm gün kahve içiyor, normal." dedi Lucas, bir yandan da saatine bakıyordu. Zilin çalmak üzere olduğunu fark edip masadan atladı. Sınıfta yavaş yavaş geliyordu zaten. Jisung'u da kolundan tutup kaldırdı." Biz gidiyoruz. Ders başlayacak birazdan, çıkışta görüşürüz. "
" Tamam. "dedi Yang, sonra Haechan'ın masasından inip Renjun'un yanında ki sırasına yürüdü.
Jaemin tüm okul boyunca uyumuştu. Çünkü dün gece ondan beklenilmeyecek bir şekilde stalk yapmıştı.
