Başka bir lise mi?
Ellerini hafifçe saçlarının içinden geçirip arkadaşlarının olduğu masaya doğru yürümeye devam etti Jaemin. Çevresinde ki insanların ona nasıl baktığını görmüyordu bile. Yaptığı hareketinin diğerlerinin üstünde ki etkisinin farkında değildi. Tayfası her zaman olduğu gibi yine kantinde ki köşe masayı ele geçirmişti. Lucas ve Jisung vardı sadece masalarında. Yavaşça selam verip sandalyenin birine yayıldığında diğerleri ona bakış atmıştı. Lanet olası bir ingilizce dersinden çıkmıştı Jaemin ve kafasını toplayamıyordu.
"Diğerleri nerde?"
"Haechan ve Yang birlikte içeçekleri almaya gittiler." diyerek kantinde ki sırayı işaret etti Jisung. Sıraya şöyle bir bakış atıp kafasını sallayarak ona baktı Jaemin.
"Berbat bir dersten çıktım. Kahveye ihtiyacım var"
"Sana da alıyorlar."
Tekrar kafasını salladı Jaemin. Çok geçmeden kahve bardaklarını önlerine koyup oturmuşlardı. Hepsi elinde ki telefonu ile ilgileniyor kimse konuşmuyordu. Tam o anda birileri koşarak kantine girmişti. Gözleri direk Jaemin'in masasını bulduğunda adımlarını daha da hızlandırdı.
"Jaemin hyung!"
"Sen kimsin?" dedi Lucas çocuğa bakıp.
"Şey, hyung ben birinci sınıflardanım." diyerek yutkundu çocuk. Jaemin ve arkadaşları bazen çok korkutucu olabiliyordu. "Hyung bir şey duydum. Müdürün odasında nöbetçiydim ben bugün."
"Ne duyduysan onu anlat. Akşama kadar senin konuşmanı bekleyemeyiz burada." dedi bu sefer de Jisung.
"Ş-şey, Seo Lisesi'nin yıkılması kararını almışlar. Öğrencileri başka okullara paylaştıracaklarmış ve hyung listeyi gördüm. S-siz Moon Lisesi'ne kayıtlanmışsınız. "
Jaemin'in duyduğu okul ismi ile sinirleri gerilmişti. Ne demek Moon Lise'si? O okula asla gitmem diye geçirdi içinden. Masada ki diğerleri de ondan farklı değildi. Şok içinde çocuğa baktılar. Hemen hemen haftada iki gün kavga ettikleri çocukların okuluydu orası. İki lise yıllardır birbiri ile geçinemiyordu. Şimdi böyle bir olayın olması Jaemin'i aşırı kızdırmıştı. Başka okul kalmamışmıydı da o okula gideceklerdi.
"Sen ne dediğinin farkında mısın?" dedi Lucas çocuğa dönerek.
"Evet hyung. Sizin onlarla kavga ettiğinizi biliyorum. Bu yüzden gelip söylemem gerektiğini hissettim."
"Tamam. Sen git hadi burdan." diyerek çocuğu gönderdi Jisung.
"O lanet herif ne yapmaya çalışıyor?"diyerek söylendi Jaemin." Gidip bir konuşalım bakalım. " diyip yerinden kalktı. O kalkınca hepsi ayaklanmıştı.
Hep birlikte müdürün odasının önüne geldiklerinde Haechan kapıyı çaldı. Hepsi içeri girdiğinde müdür direk anlamıştı duyduklarını, bu yüzden sorgulamadı genç adam.
"Duymuşsunuz."
"Duyduk Hocam. Bizim ne işimiz var Moon Lisesinde acaba?" demişti Lucas. En konuşkanları o ve Haechandı. Jaemin konuşmaz sadece dinlerdi.
"Taeil hoca ile konuştuk. Artık kavga etmemeniz için en iyisi bu olacak gibi. Bende o lisede öğretmen olarak devam edicem."
"Sizce kavga etmeyecek miyiz artık. Bu sefer hergün kavga ederiz. Ne zannediyorsunuz? O okula gidince birden kanka mı olacağız onlarla? Biz o okula gitmeyiz." diye çıkıştı Haechan.
Johnny Hoca kaşlarını çattı sadece. Bu çocukları alacak bir okul bulması çok zor olmuştu. Taeil'e resmen yalvarması gerekmişti ve bu eşek sıpaları gitmeyeceğiz mi diyordu?
"Hangi okula gideceksiniz Hae? Hangi okul sizin gibi öğrencileri alır zannediyorsun. Hiçbir okul sizi istemedi. Taeil Hoca'yı bile kavga etmeyeceğinizin sözünü vererek zor ikna ettim."
"Peki Hocam bizim okulumuza ne oluyor?"dedi Haechan." Neden yıkılıyor okul? "
Johnny karşındaki gençlere baktı. Bu haylazlarla sık sık karşı karşıya gelmesi aralarında bir bağ oluşturmuştu. Kendini tanıdıkları için açıklamakta sıkıntı görmemişti.
" Babam iflas etti. "dedi çocuklara bakarak."Bir kaç şeye bulaşmış. Burda ki arsayı da alan şirket okulu yıkmak istiyor."
"Burası devlet okulu ama."
"Ne fark eder ki, sonuçta mesele sadece para. Çocuklar bugün duyuruyu yapacağım zaten ama bilginiz olsun. Haftaya o okula geçiyoruz. " dediğinde hepsi kafasını sallayıp odadan çıktılar.
Neler olacaktı? Johnny Hoca da dahil hepsi bunu düşündü.
