4. BÖLÜM

21 7 7
                                    


Kafamda soru işaretleriyle hemşire odasına doğru ilerlemeye başladım. Tedirginliğim az da olsa azalmıştı.
Bu çocuk kimdi ve bana neden böyle davranmıştı?
Tüm bu yaşanılanlara bir anlam veremedim. Çok farklı bir havası vardı. Ne yaşamıştıda Psikiyatri Servisinde kalıyordu. Çok ta gençti. Benim yaşlarımda olmalıydı. Kendimi toplamalıydım. Önce tuvalete gitmeliydim. Tuvalete gidip yüzümü soğuk suyla yıkadıktan sonra saçlarımı açıp tekrar yukarıdan topuz yaptım. Bugün stajda ilk günümdü ve ben geç kalmıstım. Üstelik sorarlarsa ne diyecektim.

Evet deli hastanız önce beni taciz etti sonra da kendimi onun odasında yatarken mi buldum diyecektim.
Ah! Hayır tabikide böyle söyliyemezdim. Bana daha çok kızarlardı. Tuvaletten hızlıca çıkıp hemşire odasına doğru ilerledim. Koridorda kimseler görünmüyordu. Odanın yanına gelirken derin bir nefes alıp içeriye girdim.

Karşılıklı iki koltuk vardı odada. Koltuklardan birinde siyah saçlı renkli gözlü bir kadın oturuyordu . Dudakları küçük elmacık kemikleri çıkıktı. Kemerli bir burnu vardı. Beyaz üst ve lacivert pantolonlu 30 yaşlarındaydı. Hemşire olduğu beliydi. Odaya girerken beni baştan aşağı süzdü. Nihayet gözleri gözlerimi bulurken,

" Sen yeni ögrenci olmalısın. " dedi.
Ona gülümsemeye çalışırken,

" Evet efendim. Biraz geciktim de... "

" Biraz mı? Saatten haberin var mı senin. " dedi sinirli bir ses tonuyla.

" Evet. Özür dilerim. Uykuda kalmışım. ( deliniz beni rehin aldıda diyebilirim.) Bir daha tekrarlanmıyacağına emin olabilirsiniz. " diye cevap verdim utanarak.

" Canım biliyorsunki burası hastane ve belirli kuralları var herkes istediği saatte gelemez. Şanslısın ki sorumlu bugün gelmedi. O biraz daha kuralcıdır. Gel otur yanıma. "
Koltuktan yana kayarak eliyle işaret etti. Bende yanına oturarak teşekkür ettim.

" Adın neydi bu arada? " dedi sakinleşmiş ses tonuyla.

" Sezen Efendim. Sezen AKAY. " dedim sorusunu yanıltlıyarak.

" Bende Ayşe. Klinikteki hemşirelerdenim. " dedi.

"Immm... şimdi sana kliniği tanıtayım hem daha çabuk alışırsın. " Gülümseyerek onu dinlemeye başladım.

" Senin stajdaki ilk günün. Aslında ilk bölümün burası olması pek iyi olmamış senin açından. Çünkü diğer bölümlerde genellikle fiziksel rahatsızlıkları olan hastalar varken,
Bizim bölümde mental rahatsızlıkları olan hastalar var. Yani sabırlı olman gerekir herşeyden önce. Zamanla onlara alışırsın. Alışmak demiyelimde anlarsın yani onları. Seni ilk gördükleri zaman ilk baş istemeyebilirler. Çünkü buraya doktorlardan ve hemşirelerden yani çalışanlardan başka kimse alınmaz. Yabancı birini gördükleri zaman farklı tepkiler verebilirler. Gün geçtikçe beni daha iyi anlarsın. Toplamda 7 oda var. Ama şu anda 4 tanesi dolu. Hasta dosyalarıda şurdaki çekmecede. Neden burda oldukları yazılı. Ve onlara kesinlikle yaşadıkları travmaları sorma çünkü ani tepki verebilirler. " dedi konuşmayı sürdürürken.
" Şimdi Sezen önce hemsire giyinme odasından staj kiyafetlerini giy. Eşyalarını oraya bırakabilirsin, sonra da sabahki ANT'Ler (ateş, nabız, tansiyon ) var. Bakmayı biliyorsundur umarım. " dedi bana gülümseyerek.

" Evet efendim. 11. Sınıfta uygulamalı olarak öğrendik. "

" Ah. Iyi o zaman hızla kıyafetlerini yan odada değiştirebilirsin. Eşyalarını da orada bırak. Hemen işini bitir. Ha bide bana efendim deme abla demen yeterli canım. Sonuçta iş arkadaşı olduk artık. "

İş arkadaşı bu kelimeyi çok sevdim bugün işe başladığımı biliordum stajda olsa sonuçta buda bir iş sayılır.
Başkasından duymak beni mutlu etti.

" Tamam Ayşe abla. " diye yanıtladım.
Hızla çantamı alıp kapıya doğru ilerlerken.
" Sezen bu arada saat 12 de bizim aramız. Sizin 12.30 da. Bide tedavi odasından Ant malzemelerini bulabilirsin canım.
Şimdi sana kolay gelsin. "
Teşekkür edip odadan hızlıca çıktım.

Sabahki olayları saymazsak günüm güzel geçiyor diyebilirdim. Ama niye ne oldu da bana öyle davrandı.
Yüzü aklıma gelince, çok farklı bakışları vardı. Zeki birine de benziyordu. Hayatını merak ediyordum doğrusu. Ve ben burada olacaktım gün boyu bana bişey yapabilirmiydi? Zarar verebilirmirdi. Tabikide verebilirdi. Kafamdaki kötü düşüncelerden kurtulup işime odaklanmalıydım. Şimdilik unutmalıyım. Kendimi motive etmeye çalışarak hemşire odasına girdim. Arkamdan kapıyı kilitledim.
Odada ikili koltuk vardı. Bir duvar boydan boya dolaptı. Karşısında da büyük bir ayna vardı. Penceresi açıktı ve içerden sigara kokusu geliyordu. Demek sigaralar burada içiliyormuş.
Hemen çantamdan sigara paketini çıkardım. Bir dal sigara alıp direk yaktım. Sigaradan derin bir nefes aldım ve dumanı hemen bırakmadım. Sakinleşmem için sigara şarttı. Çok fazla içmezdim anca sinirlendiğimde. Ama belliki burda çok fazla tüketecektim. Bir kaç nefes alıp sigarayı pencereden atım.
Hızlıca kıyafetlerimi değiştirdim. Saçlarımı tekrar açıp yukardan topladım. Yandan iki tutam çıkarmayı unutmadım. Dolapları kontrol edip boş olana eşyalarımı bıraktım. Aynadan kendime baktığımda gerçekten güzel görünüyordum. Kıyafetler çok yakışmıştı. Daha fazla zaman kaybetmeden odadan çıktım.
Tedavi odasına doğru ilerlerken onun odasının önünden geçtim.
Kapı açıktı. Ne kadar korksamda. Odasına doğru yürüdüm. Sanki bu korkuyu beğenmiştim.
Bir insan korkuyu beğenebilirmiydi?
Bir insana korku haz verebilirmiydi. Şuan gerçekten öyle hissediyordum. Evet bende de delilik vardı.
Ama dışarı yansıtmıyordum. Ben içimde yaşıyordum deliliği.
Kimseye de zarar vermiyordum.
Kapıya doğru ilerlerken odadan şarkı sesi geliyordu. Bir kaç adım daha atarak odaya yaklaştım. Kapının önünde içeri dinlemeye başladım
Sezen AKSUYDU bu.
Odasındayken de şarkısı çalıyordu.
Bu beni şaşırtmıştı. Sonuçta bende onun büyük bir hayranıydım.
Ve onun sesini duyunca ister istemez dikkatimi çekiyordu. Böyle biri nasıl SEZEN dinler şaşırmıştım açıkçası. Dikkat kesilerek şarkıyı dinledim.
Sezenin SARI ODALAR şarkısıydı bu.
Kafamı odanın içerisine doğru kaydırırken arkası bana dönük dışarıyı izliyordu. Upuzun boyuyla bide dik duruşuyla insanı ürperten bir vücudu vardı. Kol kasları çok belli oluyordu arkadan. Belliki sporla uğraşıyordu.
Hareket etmiyordu. Elleri ceplerindeydi. Kendini şarkıya kaptırmıştı adeta. Ona bakmayı sürdürdüm. Şarkının ritmiyle gözlerimi kapattım odaklanmaya çalıştım.

" Beni izleme hakkını sana kim veriyor acaba? "
Aman tanrım yakalanmıştım!
Ses tonuyla bile tüylerim diken diken olmuştu. Kalp atışlarım hızlanmıştı.
Bu nasıl bir tavırdı. Arkasını bile dönmemişti.
Nasıl yakalanmıştım...

Ahh! Tabikide penceredeki yansımamla.
Ne kadar Aptalım.
Düşünemedim.
Şimdi ne diyecektim.
Ne diyebilirdim ki?.....


-------
5. Bölüm en yakın zamanda yayınlanacak.
Begendiyseniz yorum yapmayı unutmayın lütfen.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: May 02, 2020 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

MAVİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin