Gözlerini kapatıp duyduklarımı kavramaya çalıştım. PSİKİYATRİ SERVİSİN de kalamazdım.
Normal bir birim istiyordum. Ama her zamanki gibi bu işim de böyle zorlaştı. Rotasyon iki ay sonra olacaktı. Koskaca 2 ay, 60 gün.
O kadar uzun süre kalamazdım. Bir kaç gün birimde çalıştıktan sonra eğitim birimiyle yada sorumlu hocamla konuşmam lazım. Ama şimdi değil. İlk baştan sorunlu bir öğrenci gibi görünmek istemiyorum. Handanın birimide pek iç açıcı değil aslında. Ona da üzüldüm.
İkimizde acınası haldeydik.
Handanda kendi durumunda rahatsız olduğu çok belliydi ancak duygularını dışa vuran bir kız olmamıştı hiçbir zaman. Handan yavaşça koluma vurarak." MUHTEŞEM. Harika ötesi gerçekten"
diyerek homurdandı." Dalga geçme Kızım. Birimlerimiz berbat. " dedim. Ellerimi göğüslerimde birleştirerek arkama yaslandım.
" İkımizde çok şanslıyız. Birimiz delilerler, digerimiz ölülerle... " diye kahkaha attı.
" Umarım birimine gittikten sonra da bu kadar neşeli kalmayı becerebilirsin Canımın içi. " diye cevap verdim.
Handanla koltuklarımızdan kalkıp birimlerimize doğru yavaşça ilerlemeye başladık. Ikimiz de yavaş yürüyorduk. Birbirimizden ayrılıp da birimlerimize gitmek istemiyorduk. Asansörleri görünce yüzümüz düştü. Ama bunu belli etmemeye çalışarak ona kocaman sarılıp şans diledim. Umarım günü güzel geçerdi.
Yavaş adımlarla A bloğuna doğru ilerlemeye basladim.
Fikrimi değiştirerek önce kantine inip su almaya karar verdim.
*************
Çocukluk yıllarımda çok asabi ve yaramaz bir çocuktum. Babam bizi bırakıp gittikten sonra sinirimi kendime zarar vererek çıkarıyordum. Babamın gitmesinde kendimi suçluyordum. Anneme ne kadar da üzülsem de babamın konusunu onun yanında açmıyordum. Çünkü annem ne kadar belli etmesede çok üzüldüğü belli oluyordu. Küçük olabilirdim ancak herşeyi çok çabuk anlıyabiliyordum.
6 yaşındayken birden dişim ağırmaya başlamıştı. Günlerce ağrısı geçmek bilmiyordu. Konuşamıyor, doğru düzgün yemek yiyemiyordum. Hastaneye gitmekten de çok korkuyordum. Çünkü Handan hastaneye giderken hep iğne vurduklarını ve çok acıdığını söylemişti. Ve ben iğneden çok fazla korkuyordum. Bi türlü dişimin ağrısı geçmek bilmiyordu. Günler geçtikçe ağrı artmaya ve yanağım şişmeye başlamıştı. Annem beni hastaneye götürmeye karar vermişti ne kadar engel olmaya ağlamaya çalışsam da yanağım çok fazla şişmisti.
Hastaneye gittigimiz zaman ağlamaya devam ediyordum. Doktorun yanına gitmeden önce bir hemşire abla beni sakinleştirmeye çalışmıştı. Bana acımıyacağına dair söz vermişti. Kendi işini anlatmış tanıtmıştı. Bana söylediği bi söz beni çok etkilemişti.**ONLAR insanların fiziksel acılarını dirdiriyorlarmiş.**
Bu söz beni o kadar etkilemisti ki. Küçükte olsam bana çok anlamlı gelmişti gerçekten.
İnsanların acılarını dindirmek, sağlıklarına kavuşmayı sağlamak, onların hayır duasını almak o kadar güzel bir şey ki insanı manevi olarak çok rahatlatıyor, bu söz beni çok etkilemiş ve o an hemşire olmaya karar vermiştim ve herzaman hemsirelere ve doktorlara hastanede emeği geçen her insana saygı duymuşumdur.
*************Kantine inip su aldıktan sonra isteksizce yürümeye devam ettim.
Karşıdan bana doğru Engin geliyordu. Staj kıyafetleri vardı üstünde. Belliki birimine gitmişti. Beyaz üst ve lacivert pantolon ona çok yakışmıştı. Kıvırcık siyah saçları alnına düşmüstü. Çok yakışıklı görünüyordu. Kızların ilgi duyacağı bir tipti. Hatta okulda baya hayranı vardı. Ancak benim ilgimi pek çekmiyordu. Ondan gözümü ayırdım. Onu takmamaya çalışarak yürümeye devam ettim. Ne yazık ki Engin yanıma gelince durdu." Selam bebek. Duyduğuma göre yerini bulmuşsun. " dedi kahkaha atarak.
" Saçmalamayı kesermisin. " dedim onu takmamaya çalışarak ama bu durum benim canımı gerçekten sıkıyordu.
Engin bana daha çok yaklaşarak gözlerimin içine bakıp.
" Ahahahahhaha sen ve senin bu vazgeçilmez sözlerin. Beni daha çok sana yakınlaştırıyor. Benim olacağın günü sabırsızlıkla bekliyorum Bebeğim. "
Ona arkamı dönüp yürümeye devam ettim. Sakin olmaya çalışarak yoluma devam ettim.
Sonunda blogun önüne gelirken derin nefesler alıp bloga girdim. Su yu açıp yarısına kadar içtikten sonra kapağını kapatıp çantama attım. Sonunda kliniğine önüne geldim. Derin nefes aldım. Klinik kapısını yavaşça ittim. Ama kapı açılmıyordu. Kilitli olmalıydı diye düşündüm. Kapıyı yavaşça çaldım. 0n saniye gecmemisti cam kapıdan siyah bir yansıma gördüm. Kapı yavaşça açıldı.
Otuz yaşlarda uzun boylu, siyah güvenlik üniforması üstünde olan bu adam vardı. Klinik güvenlikçisi olmalıydı. Bana ne isteyecegimi sorar gibi baktı.
Gülümsemeye çalışarak .
" Merhaba efendim. Ben yeni stajyer öğrenci. Yeni birimim burası." Dedim.
" Gel içerde bekle. Yanlız Şu an hastalarla toplantıdalar. Hemşire odasında bekle. Sorumlu hemşire çıkınca konuşursun. "
Bende teşekkür edip yavaşça içeriye doğru ilerlemeye başladım.Karşımda uzun bir koridor vardı. Koridor bombostu. Duvarları ve kapıları griydi. Yerleri parkeydi. Parkeleri gri rengindeydi. Çok boğuk bir havası vardı. Tüylerim diken diken olmustu. Kalp atışım hızlanmıstı. Heyecenım daha çok artmıştı. Düşündüğümden çok daha farklıydı. Yedi hasta odası vardı. Hemşire odası ilerdeydi. Odaya doğru ilerlemeye başladım. Belliki hemsireler ve doktorlar toplantıdaydılar. Yavaş yavaş ilerlemeye devam ettim. İçimde bir korku vardı.
Odaya doğru bir adım attığım sırada, birinin beni arkamdan yakaladığını hissettim. Ağzımı açmamla beraber diğer eliyle ağzımı sıkıca kapattı.
Beni tutanın yüzünü göremiyordum.
Korkudan ne yapacağımı bilemiyordum. Kim beni ne için böyle tutmuştu. Sakin olmalıydım. Ancak nefes alış verişim o kadar hızlanmıstı ki kalbim ağzımda atıyordu resmen. Beni daha çok koluyla sıkarak kendine doğru çekti. Başım göğsüne değmisti. Kendine has erkeksi kokusu ve odunsu parfüm kokusunu burnumda hissettim. Her ikisinin uyumu beni çok etkilemişti.
Gözlerimi kocaman açıp hareket etmeye çalıştım. Ancak bedenimi sımsıkı tutuyordu. Nefes alışım daha çok hızlanmıstı. Elimi ve ayağımı rastgele oynatmaya çalışıyordum. Ancak verdiğim mücadele bir fayda sağlamıyordu.
Derin bir nefes alıp bağırmaya çalıştım. Sesim boğazımda takılı kalıyordu. Elimi ve ayağımı ona vurmaya devam ettim. Ama ona karşı çok güçsüzdüm. Gözlerimi sıkıca kapatıp direnmeye devam ettim. Daha önce hiç hissetmediğim bir panik tüm vücudumu sarmıştı. Korkudan titremeye başladım.
Kollarım ve ayaklarımı hissetmiyordum artık. Uyusmuştular.
Korku tüm vücudumu kaplamıştı.
Gözlerim kararmaya başladı. Direnmem hiç bir fayda sağlamıyordu.
Hisslerimk kaybetmeye başlamıştım. Artık ayakta duracak kadar bile gücüm kalmamıştı. Kalp atışlarım yavaşlamıştı. Derin bir nefes alarak bedenimi bıraktım.
Baygınlık ve uyanıklık arasında gözlerim kapandı. Ellerini vücudumda çektiğini hissetim.
Bir eli sırtımda bir eli bacağıma atarak beni kollarına aldı. Gözlerimi açıp yüzüne bakmadım.
Başım göğsüne değerken o sert kokusunu içimde hissetim...__________
Yorum yapmayı unutmayın.
3. Bölüm en kısa zamanda yayınlanacak ❤.