-6.BÖLÜM: SADECE BEBEK İÇİN-

655 36 129
                                    

Ellerim sandalyeye bağlı bir şekilde otururken içeri üvey babam girdi. Ona bakıp konuşmak istedim ama ağzımda bant vardı. Üvey babam beni bağlayan adama kaş göz işareti yapınca adam ağzımı açtı.

"mert abi Üstündeki t-shirt hiç yakışmamış yani bence pantolonun la uyması için haki rengi giyinebilirdin"

"Sana mı düştü stayligim olmak."

"Sen bilirsin böyle paçoz olmaya devam edersen her akşam gitmiş olduğun bardaki orospular bakmaz sana söyliyim!"

"Şimdi seninle bir yere gideceğiz"

"A-aa yok yia!"

"Kes sesini ufaklık!"

"Bakın cenk beni bulacak eninde sonunda! Zorlamayın bırakın beni!"

"Onu ezeli düşmanımın oğlundan çocuk yapmadan önce düşüncektin.önce bebekten kurtulalım sonra salıyoruz seni" diye araya girdi babam.

"Boş yapma be! Baba bozuntusu."

"Söylediklerine dikkat et!"

"bi siktir git ya"

"Düzgün konuş dedim."

"Bak beni saldın saldın salmadın çok kötü olcak"

"Hıı ne yaparsın?"

"Şu an ses kaydeden telefonu polise veririm."

"Şimdi beni dinle. Ufuk gelip seni alacak ve izmire gidip evleniceksiniz"

"Mal mısın Nesin ya evliyim ya ben! Nedimle."

"Merak etme bitti o iş"

Bu beni biraz korkutmuş olabilir. Karaçay soyadı elimden gitmişti.

"İyi gelsin. Ufuk!"

"Gelicek sesini çıkarma evde takıl."

O gidince pek birşeyi umursamadım. Çok şükür tanıdığa gidiyorum tanımadığım biri de kaçırabilirdi (kdjdjdjxjxjjzj)

Tam olarak kaçırılmamışım meğer benim üvey dad beni izmire götütürmek için getirmiş beni.

Koltuğa oturdum ve boş boş bakınmaya başladım. Telefonunu çıkarttım ve ilsuyu aradım.

"Naber ilsu bayadır konuşmuyoruz."

"İyi senden naber."

"Mütiş. Ama bir isteğim olacak senin babanın uçağı vardı ebn bir adres göndersem beni İstanbul götürse."

"Ama cerencim babam çok meşgul yani biliyorsun işçile-"

"Biliyorum ama durum gerçekten ciddi.lütfen."

"Peki ne zaman"

"Şimdi izmirden alıcak."

"Peki."

"Hadi bye"

Karaçay köşkü

Yazardan;

Cenk ameliyathanenin önünde ağlıyordu. Çisemin durumu oldukça kötü hatta bacaklarını kullanamıyacaktı. Fotoğraflarına bakıyordu. Masum değil miydi o? Bacakları lazımdı ona. Uyandığında bacaklarını görecek ama hissedemiyecekti. Bukadarı ağır değil miydi ? Önce annesi gitmişti sonra da ayakları. Dışarda yağmur yağıyordu çok severdi çisem yağmuru. O sesini,hışırtısını, yağmurda yürümeyi,ıslanmayı. Ceren de severdi yağmuru.en son beraber gezmişlerdi

4 hafta önce-çisem ceren

"Ama annecim hasta olacaksın" dedi ceren küçük kıza bakarak.

MASUM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin