thrillernight: biraz düşündüm de
hep sen soru soruyorsun
üstelik beni tanıyorsun
bu hiç adil değil
ben de soru sormak istiyorum
deli olduğunu öğrendiğime göre adını da öğrenmeliyim
jailhouserock: ya yicem|
adımı bilmeni isteseydim çoktan söylerdim
başka sorun yoksa
akıl hastanesine dönmem gerek
thrillernight: ndjdmdmf
ciddi miydin yoksa
neyse
beni ne zamandan beri tanıyorsun
ve kaçıncı sınıfsın
jailhouserock: 1. sınıfın 3. haftasından beri
ve 2. sınıfım
thrillernight: haftasına kadar nasıl hatırlıyorsun
aynı bölümde miyiz
jailhouserock: hayır
çeviribilim okuyorum ben
thrillernight: pekiii
MJ'le ne derdin var
jailhouserock: onu çok seviyors|
aslında
bir derdim yok
sadece Elvis Presley'i daha çok seviyorum
thrillernight: pek inanmadım
neyse
bugünlük son
neden Elvis Presley?
.
Bir süre ekrana bakakaldım. Ne diyeceğim hakkında hiçbir fikrim yoktu. Gerçeği söyleyemezdim. Zaten bunu yapabilecek kadar cesur olsaydım şuan onunla dm'den konuşuyor olmazdım.
.
jailhouserock: neden Michael Jackson?
thrillernight: anladım :]
.
Onu ilk gördüğümde -duyduğumda- spor salonundan çıkmış, kafeteryaya doğru ilerliyordum. Basketbol antrenmanının verdiği yorgunlukla sarsak adımlarla ilerlerken arkamdaki odadan bir şarkı sesi gelmişti. Ayaklarımı oraya doğru yönlendirip içimde hızla oluşmaya başlayan merakla kapıya yaklaşmıştım.Küçücük aralıktan söyleyenin yüzünü zar zor görebiliyordum. Sesi... kalbimi sızlatmıştı. Duyduğum ses o kadar değişik ve etkileyiciydi ki ister istemez gözlerim dolmuştu.
Kapıyı hafifçe aralayıp yüzünü görünceye dek ağlamam diye düşünüyordum aslında. Tümüyle sesine yansıyan duyguları, yüzünde de yer edinmişti. Kapalı gözleri, belli belirsiz inip kalkan kaşları ve sakince oynattığı dudakları, sağındaki perdenin aralık kısmından esmer tenine sarılan güneşle birlikte bu dünyaya ait değilmiş gibi duruyordu. Daha fazla gözyaşlarımı tutamamıştım zaten. Söylediği şarkının özelliği bir yana, kendisi şarkıdan çok daha özeldi. O an söylediği şarkıya dikkatimi pek vermesemde ilerleyen haftalarda 'can't help falling in love' hayatımda çok farklı bir yer edinecekti.
Orda öylece durup ağlarken, şarkıyı bitirene kadar gözlerimi yüzünden ayırmadım. Acaba sesini bir daha duyma fırsatı yakalayabilecek miydim? Onu buralarda görebilecek miydim? Görsem bile, cesaret edip de onunla konuşabilecek miydim? Üçü de, gelecekte cevabına kavuşacağım sorulardı. Bunun verdiği farkındalıkla o ana odaklanıp şarkıyı bitirene dek onu izledim. Gözlerini açmadan kapıyı eski haline getirdim ve yavaşça geri çekildim. Birkaç saniye orada durup ardından koridorda aptal gibi yürümeye devam ederken burada ne işimin olduğunu ya da nereye gideceğimi bilmiyordum.
Bildiğim tek şey, Elvis Presley'e aşık olduğumdu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ᴊᴀɪʟʜᴏᴜꜱᴇ ʀᴏᴄᴋ ɪɴ ᴀ ᴛʜʀɪʟʟᴇʀ ɴɪɢʜᴛ • markhyuck
Humor*Mark, sevdiği çocukla yakınlaşabilmek için ona yazmaya karar verir ama yaklaşım şekli yanlıştır.* jailhouserock: Michael Jackson'ı neden sevdiğini anlamıyorum (Bu benim ilk yavrum o yüzden hatalarımı mazur görün lütfen)