Bölüm 15

462 31 36
                                    

 İyi okumalar...

Bu aralar texting değil de hikaye şeklinde yazıyorum umarım rahatsız olmuyorsunuzdur. Bundan sonraki bölüm texting olacak.


 Annabeth ve B.i 'nin buluşmasından beş ay önce

-Carter ! Ne zamandan beri New York'dasın sen. 

Percy gülerek eski dostuna doğru koştu. Carter Kane üzerinde her zamanki krem gömleği ve kahverengi pantalonuyla New York'un sık kullanılan bir motelin önünde bavuluyla duruyordu. Percy onu fark ettiğinde gözleri  sabırsız bir şekilde elindeki eski kol saatindeydi. Ayağını da bazen hızlıca yere vuruyor , iç çekiyordu.

Percy caddenin karşı tarafında olmasına rağmen -önündeki trafik ışıklarının yanmasını bekleyen sürücülere dikkat etmeksizin-koşarak Carter 'ın yanında bitti.Yanına vardığında eski dostu hiç heyecanlı durmuyordu.

-Percy? Seni görmek de güzel.

İkisi birbirlerine kısaca sarıldı. Percy sevdiği insanlara sıkça yaptığı gibi Carter 'ın omzuna vurdu.

-Cidden dostum ne zaman geldiniz? 

Percy onların buraya geleceğinden bihaberdi. Kane ailesi New York'a gelse kendisinin ilk bilen olacağını düşünmüştü. Ya da ...

-Annabeth burada olduğunu biliyor mu ?

Carter kafasını gri renkli motel kapısından sonunda çevirerek.

- Hayır ,haberi yok. 

Carter'ın o sırada sonunda yüzünün gevşediğini gördüm.Gri kapıya baktığımda kapıdan iki kız hızlı adımlarla çıkıyorlardı. 

-Sana dedim ki benim eşyalarıma dokunma. Sen de ilk iş gidip fırçamı çaldın.

- Ne yapayım seninki daha güzel ayrıca sinir etmek için uygun bir insansın.

Sadie ve Zia Percy ' e doğru geliyorlardı.İkisi de gözüne çok değişmiş görünmedi. Sadie 'nin saçını tekrar mora boyatması dışında. Belki de biraz uzamış , kilo alıp vermişlerdi. Nedense Percy böyle ayrıntıları hiç fark edemezdi. Onunkiler dışında...

Annabeth ne zaman yeni bir kıyafet alsa Percy bunu fark ediyordu. Salı günleri kazak giyiyordu mesela , cumaları beyazı tercih etse de birkaç kere mavi giydiği oluyordu. Ama en çok yeşili seviyordu Annabeth. Soluk yeşil bir montu vardı. Üzerine siyah bir atkı takardı bazen. Percy en çok bu şekilde hayal ederdi onu. Yağmurlu bir havada hem de.

- Nasılsın Yosun Kafa?

Sadie bunu üçüncü kez Percy'e soruyordu. Percy kafasındaki düşünceleri atmaya çalıştı ama hiç başaramamıştı ki .

-Gayet iyiyim, siz nasılsınız? Mısır yolculuğunuz nasıldı?

Hepsi birden derin bir çekti. Sanırım zor bir yolculuk olmuştu. Zia rüzgardan önüne gelen kısa saç tutamlarını yüzünden çekerek.

- Bu aylar önceydi , Percy . Büyük zarar ettik hiçbir bilgi kalmadı elimizde. Bazılarının umrunda değil ama...

Zia yan gözle Sadie ' e bakmaya bile gerek duymamıştı. Sadie kendini hemen savunmaya geçti.

- Ne yani başımıza gelenlerin hepsi benim mi suçumdu? Siz de dikkatli olsaydınız elimizden eserler kaçmazdı?

Carter onları konuşmasında sakin kalmaya çalışıyor gibiydi. Arabuluculuk yapmaya çalıştı.

-Birbirinizi suçlamayı bırakın ,hepimiz hata yaptık.

Sadie kollarını göğsünde birleştirerek ters ters ağabeyine baktı.

Percabeth |  textingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin