Bitmek üzere olan sigaramdan son nefesimi de ciğerlerime çektikten sonra izmariti denize 'birazdan içerisinde olacağım soğuk suya' fırlattım.Belki de son kez bu hayatta izlemeyi sevdiğim nadir şeylerden biri olan dolunaya bakmak için bakışlarımı denizden kaldırdım. Çoğu insana anlamsız gelen dolunayın bende farklı anlamı vardı . Sadece ayın bir ya da iki günü insanlara kendini tamamen gösteriyordu geriye kalan günlerde hep bir kısmını saklıyordu . Keşke benden onun gibi bazı zamanlarda kendim gibi olabilsem , hiçbir şeyimi saklamadan insanlarla konuşabilsem.
Yavaşça yerimden kalktım çünkü acele etmemi gerektirecek bir şey yok , sonuçta şuan biricik ailem benim uyku ilaçlarını almış bir şekilde yatağımda huzurla uyuduğumu düşünüyor . Daha demin oturduğum banka telefonumu bıraktım çünkü intihar ettiğimi öğrenen aileme benden sonra bakmaları için fotoğraflarımı ve intihar notumu bırakıyorum. Telefonumu incelerken bol bol pişmanlık gözyaşı dökersiniz umarım.
İnsanların yanlışlıkla kayıp düşmesin diye koydukları tırabzanların üzerinden 'denizin dibine gitmeden önceki son adımımı atacağım betonun üzerine' atladım.
Şu durumda son kez nefes mi almam gerekiyor yoksa nefes mi vermem gerekiyor , ikisi de değil daha fazla düşünmeden atlamam gerekiyor çünkü bir yanım dibine kadar ölmek isterken diğer yanım hayatımı doya doya yaşamak istiyor .
Ölmek istemeyen yanım ailemden kurtulup tek başıma kendi ayaklarım üzerinde bir hayat kurabileceğimi ve mutlu olabileceğimi düşünüyordu ama ben ailemden nasıl kurtulabileceğimi bulamadığım için direkt hayattan kurtulmaya karar vermiştim.
Ellerim hatta dizlerim titriyordu belki başka bir yol vardır diye düşündüğüm için ölmekten de korkuyordum. Korkmamalıydım. Ailem ölmekten daha korkunç, yaşadığım hayat yaşamamaktan daha koerkunçtu.
Kendimi tekrar tekrar neden ölmek istediğimi hatırlatmaya çalışıyordum çünkü anlık bir fikir değişikliğiyle ruhumun ölmüş ama fizyolojik olarak yaşayan bir halde yaşadığım eve geri dönebilirim.
Daha fazla zihnimdeki sesleri duymak istemediğim için son adımımı attım ve soğuk suya kendimi bıraktım.
Ölmek o kadar zor bir şey değilmiş bu zamana kadar niye yapmayıp kendime acı çektirmişim . Tuzlu Su yavaş yavaş ciğerlerime doluyor çünkü ölmek istemeyen tarafım yüzme bilmememe rağmen yüzeye çıkmak için şuan denizde debeleniyor . Ve mutlu sona ulaşıyorum , gözlerimi kapattım ve artık kendimi tamamen suya bıraktım çünkü debelenmeye gücüm kalmamıştı. Yavaş yavaş bilincimin kaybolduğunu hissederken belime dolanan kollarla irkildim ve nefes almaya başladım . Bu öldüğüm ve sonsuzluğa ulaştığım anlamına mı geliyordu yoksa biri beni kurtardı mı ?Biri beni kurtarmış , kıyıya çıkarmış daha demin denize doğru son adımımı attığım soğuk betona bırakmıştı . Daha tam gözlerimi açamadan ciğerlerime dolan tuzlu sudan dolayı öksürmeye başladım. Gözlerimi açtığımda karşımda çok tanıdık duran ama tanımadığıma emin olduğum bir sima ile karşılaştım.
"Beni neden denizden çıkardın ?"
Soruma karşımdaki yabancı adam şaşkınca baktı
"Şuan bana teşekkür ettmen gerekmiyor muydu?""Ölmek isteyen birini ölümden kurtardığın zaman teşekkür etmesini bekleyemezsin."
Cümlemi duyduğunda kafasını iki yana salladı
"Gerçekten ölmek istediğini anlasaydım inan seni kurtarmazdım ama sen ölmek istemiyorsun sen sadece bazı şeylerden kaçmak için bu yolu seçmişsin."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DOLUNAY
ActionAilesinin baskılarına dayanamayıp ölmeyi düşünen bir kız ve onu vazgeçirmek isteyen bir yabancı . Peki yabancı onu neden hiç tanımadığı bir kızı kurtarmak istiyor? ... BU HİHAYEDEKİ OLAYLAR TAMAMEN HAYAL ÜRÜNÜDÜR ! GERÇEK KİŞİ VEYA KURUMLARLA BİR İ...