24

2K 247 38
                                    

(Bu kullanıcı tarafından engellendiniz. Mesajlarınız görünmeyecektir.)

damla: bu sinir bozucu

nasıl oldu da kendimi harcadım?

o aptala kendimi nasıl adadım?

bana hiç değer vermeyen, beni umursamayan ve beni sürekli ağlatan biriyle nasıl beraber olabildim?

çok aptalmışım

bunu biliyordum ama bu derece aptal olduğumu bilmiyordum

bunun için sana teşekkür edeceğim bir gün

keşke bana dönsen

senin varlığına bu kadar kısa sürede alışmam çok sağlıksız ama yine de dönmeni istiyorum

hak ettiğin değeri ellerimde tutuyorum, sana vereceğim günü bekliyorum

lütfen bir yere kaybolma

benim için değerlisin zibidicik

xxx

Telefonumun ekranını kapatıp başımı kaldırdım. Umut'la göz göze gelince birkaç saniye birbirimize baktık. "Ne var?" dedim ters ters. Kampüste çimenlerin ortasında bankta oturuyorduk. 

"Seni bu kadar üzen ve somurtuk yapan şey gerçekten o aptal anonimin yazmayı bırakması mı?" diye sordu endişeli diye tanımlayabileceğim bir yüz ifadesiyle. Göz devirdim.

Kurduğu uzun cümleye verecek bir cevabım yoktu ama yine de konuştum. "Hayır, beni engellemiş olması," deyip bahçede yürüyen insanlara çevirdim başımı. Tekrar Umut'a bakmamı sağlayan şey attığı büyük kahkahaydı. Çatık kaşlarla baktım yüzüne. "Ne var be?"

Gülüşü durunca elindeki elmadan bir ısırık daha aldı. "Barlas seni kendine aşık edebilmiş sonunda."

Yavaş çekimde sanki kamera yüzüme doğru yaklaşıyormuş gibiydi ve tam o an jetonum düştü. "Sen Barlas'la tanışıyor musun?!" diye cırladım büyük bir öfkeyle. Çevredeki birkaç kişinin başı bize dönmüştü, umursamadım. Umut hala gülüyordu. 

"Liseden. Yan sınıftaydı seni aptal." Elindeki kırmızı parlak elmadan bir ısırık daha alıp yüzümün halini zevkle izledi. Sinirden ağlayabilirdim. Bağırmak istiyordum. En yakın arkadaşım tarafından kandırılmıştım resmen!

"Sen... Sen..." dedim kafamı ısıtacak kadar şiddetli bir öfkeyle. Ama hiçbir şey söyleyemedim. Onun bakışları ve yüz ifadesi ise düzleşmişti. Yeni bir ısırık daha aldı.

"Burayı tutturamadığını öğrenince çok üzülmüştü. Sonra benden söz aldı, her gün seninle ilgili rapor verecektim. İTÜ'yü tutturduğu için tıpkı senin gibi Balat'a taşındı. Seni rahatsız etmeden nasıl sevebilirim diye düşünüp durdu Damla. Seni gerçekten çok seviyor. Belki annenden bile çok. Varı yoğu sen oldun. Sen Kenan'dan ayrıldığın zaman her ağlayışında seni mutlu edecek bir şeyler yapmaya çalıştı. Hep ben yaptım sandın ama sana tüm güzellikleri veren Barlas'tı. Hep öyleydi. Tam altı yıldır öyle."

Sustuğu zaman içimde öfke adına bir gram bir şey kalmamıştı. Ağlamak istiyordum. Daha ne kadar kötü hissedebilirdim ki? Canım yanıyordu, hak etmiş olabilirdim ama bu kadarı ağır geliyordu. Onu bilerek üzmemiştim ki. Ah! Varlığının yeni farkında olduğum birini nasıl üzebilirdim ki?! Ama üzmüştüm işte, hiç farkında olmadan, her nefes aldığımda birini üzmüştüm.

"Onu görmen için çok didindi. Söylemesini istedim kaç kez, hem yakışıklı hem nazik. Aynı zamanda akıllı, asla reddetmezdin bence. Ama o duymanı değil hissetmeni istedi. Bir gün şey demişti, 'bana baktığında kalbi sıcacık olunca söyleyeceğim, o zaman duyacak benden.' Bu çok fazla Damla. Ben daha önce hayatımda böyle seven birini görmedim."

Hiçbir şey söylemeden bankın üzerine bıraktığım eşyalarımı toplayıp yerden kalktım. yağmur yağacaktı. Buz gibi havaya inat neden dışarı çıkmıştık ki? Gözlerime dolan yaşları gizlemem gerekiyordu, bir an önce yağmur yağmasını diledim.

"Ara onu!" diye seslenen Umut'a, arayacağım, dedim içimden. Arayacak ve bu işi çözecektim.

xxx


zibidiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin